Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Genç yaşta İstanbul'u fethedip Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) övgüsüne mazhar olan, bir çağı kapatıp diğer bir çağı açan fetihler sultanı Fatih Sultan Mehmed Han'ı vefatının 543. yılında rahmetle anıyorum. #Fatih Sultan Mehmed
1943 yılında Atsız yeniden dergi çıkarmaya teşebbüs eder. Atsız Mecmua'nın devamı olacak olan dergi Türk Sazı adını taşıyacaktır. İmtiyaz, Nejdet Sançar'ın eşi Reşide Sançar adına alınmıştır. Bayilerle anlaşmaları yapılan, Tasvir ve Cumhuriyet gazetelerinde ilanları çıkan dergi 15 Mayıs'ta dağıtıma verilmek üzere 14 Mayıs'ta
Reklam
Türkiye (17) bugün tarım, endüstri ve endüstri sonrası toplum aşamalarını bir arada yaşamaktadır. (17) Ayrıntılı bilgi içi bkz. Bozkurt, V., Enformasyon Toplumu ve Türkiye, Sistem Yay., İstanbul, 2000.
Sayfa 147 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
RTE
Ak Saray' da 1.150 küsur oda var. Her gün başka bir odasında otursan, turu tamamlayıp yeniden aynı odaya gelmen 3,5 sene sürüyor. Buckingham Sarayı'ndan dört misli büyük, ABD başkanının kullandığı Beyaz Saray' dan altı misli büyük, Elysee Sarayı'ndan 25 misli büyük ... Kremlin'in yanına Kızıl Meydan'ı ilave et,
Sayfa 439 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okudu
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Mitolojinin ve farklı dinlerin bâtınî kısımlarının sıkça kullandığı sembolik düşünce maddeler arasındaki ilişkide sınırsızlığa izin verir. Her şey farklı özellikleriyle çok çeşitli fikirler uyandırır ve bir özelliğin birkaç sembolik anlamı olabilir. En yüksek kavramların binlerce sembolü olabilir. Hiçbir şey yüceyi temsil edecek ve övecek kadar
Sayfa 26 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Reklam
SAİD NURSİ'NİN MEHDİLİK İDDİASI
Nur Risaleleri'nde Hristiyan ve Müslümanların ittifakına (!) Said Nursî tarafından Mehdî (a.s.) de iştirak ettirilmiş ve bu ittifakın programı olan Risale-i Nur'u Mehdî'nin neşir ve tatbik edeceği de iddia edilmiştir: "...sonra gelecek o mübarek zat (Mehdi), Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik
Sayfa 442Kitabı okudu
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
SEBİR DAĞI İLE İLGİLİ BİR RİVAYET
"Nakledilmiş ki: Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Mekke'den hicret ettiği ve küffarlar takibe çıktıkları vakit, Sebîr namındaki dağa çıktılar. Sebîr dedi ki: Ya Resûlallah, benden ininiz! Korkarım, benim üstümde sizi vururlarsa, Allah beni tâzib (azap) eder. Onun için korkarım." Cebel-i Hıra çağırdı: Ya Resülallahi ileyye
Sayfa 329 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
762 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
42 günde okudu
Saray ve Ötesi
Halid Ziya Uşaklıgil
Halid Ziya Uşaklıgil
Halid Ziya Uşaklıgil 1866-1945 tarihleri arasında yaşamış, 79 yaşında İstanbul'da vefat etmiştir. Uzun yıllar karaciğerindeki bir problem nedeniyle sıkıntı yaşamış (ki bunu bu kitabında da anlatmaktadır) 1937’de Tiran elçiliğinde görevli oğlu Halil Vedat’ın 33 yaşında intihar etmesi nedeniyle büyük bir yasa girmiştir. V. Mehmed’in tahta çıkmasından sonra İttihat ve Terakki idaresi tarafından mabeyin başkâtipliğine atandı. Bu göreve dört yıl devam etti. 1915’te Almanya’ya gönderildi. Cumhuriyetin ilanından sonra, 1906’dan beri yaşadığı Yeşilköy’deki köşküne çekildi ve eski eserlerinin dilini sadeleştirerek yeni baskılarını hazırlamaya başladı. Kitap Sultan Reşad dönemindeki mabeyin başkatipliği esnasındaki hatıralarından oluşmakta. Anı kitabı olmasına rağmen bir roman tadında okunuyor ve Sultan Reşad dönemine ışık tutuyor. Özellikle tarih severlere tavsiye ederim.
Saray ve Ötesi
Saray ve Ötesi
Saray ve Ötesi
Saray ve ÖtesiHalid Ziya Uşaklıgil · Özgür Yayınları · 2003110 okunma
Reklam
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Gulyabani - Hüseyin Rahmi Gürpınar Evet yoğun bir dönemde okuyabileceğim kitaplara yönelmişken
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Hüseyin Rahmi Gürpınar
okumak çok iyi geldi. Bol bol gülümsemeli eğlenceli bir kitap okudum.
Cadı
Cadı
kitabından sonra
Gulyabani
Gulyabani
yi okumam lazımdı zaten, bu yoğun dönemde Gürpınar'ın diğer kitaplarıyla okuma durgunluğuna girmeden okumaya devam edebilirim.
Gulyabani
GulyabaniHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910,7bin okunma
14 Haziran 1926 İzmir Suikasti komplosu sonrası Devrim Hükümetinde yoğun bir biçimde karşı devrimcileri yoketmek ve susturmak adına hareket başladı. Bunun için önceden kabul edilen Takrir-i Sükûn Kanunu (4 Mart 1925) çok ağır bir biçimde devreye sokularak karşı devrimci olarak kabul edilen İstanbul basını tümden susturuldu. Ardından İstanbul başta olmak üzere İzmir'den Trabzon'a dek olan hatta ki tüm esnafın kontrolünü elinde tutan Kara Kemal'in (v. 27 Temmuz 1926) peşine düşüldü. Ardından İtibar-ı Millî Bankası'nın kurucusu ve bu banka yoluyla krediler vererek karşı devrimci zengin sınıfını finanse eden eski maliye bakanı Cavid Bey (v. 26 Ağustos 1926) tutuklandı. Böylece Devrim hükümeti Karşı devrimci basından sonra karşı devrimci sermaye sınıfını ele geçirmiş oldu. Bu komployla büyük bir sermaye transferi yapıldı. Lakin karşı devrimciler raison d'etat (devlet çıkarı) olgusuyla 1931'den itibaren tekrar bürokrasiye ve meclise yerleştirildi. Sağcı tayfa Türkiye'nin, Osmanlı'nın devamıdır diyorlar... Peki o zaman devrim yasaları nedir? Bir devletin devamıysanız ıslahat ya da reform yaparsınız; devrim, eski sistemi yani devleti yıkıp yerine yeni bir sistemi ve devleti ikâme etmek demektir. Sağcı tayfa, halüsinatif travmaları sebebiyle hala Türkiye'yi Osmanlı'nın devamı olarak görmeye devam edip, karşı devrimcilik yapmaya devam ediyorlar.
En az 100 adet domuz çiftliği
Bir olayı da burada zikrederek, gıda konusunda ne kadar dehşetengiz bir sahipsizliğin içerisinde olduğumuz anlaşılsın istiyorum. 21 Ocak 2004 saat 19.30'da TV kanallarından birinde haberlerde, İzmir'deki domuz kıymalı çiğ köfte skandalı etrafında Tarım ve Köyişleri Bakanı'na spiker soruyor: "Sayın Bakanım Türkiye'de kaç tane domuz çiftliği var?" Bakan cevap veriyor: "3400 civarında domuzun bakıldığı 10 adet domuz çiftliği var". Bu cevap gerçeği yansıtmaktan çok çok uzaktı. Sayın Bakan kesinlikle Bakanlık görevlileri tarafından yanıltılmıştı. Zaten hemen arkasından ekrana gelen İstanbul Sağlık Müdürü dostumuz Sayın Prof. Dr. Erman Tuncer Bey, Sayın Bakanın bu yanılgısını, bir gün önce basılan İstanbul Arnavutköy'deki domuz çiftliğinde, 2002 yılında 4500 baş domuzun kesildiğinin resmi makamlara deklare edildiğini belirterek düzeltti. Biz diyoruz ki vergi v.s. gibi sebeplerle bu rakam da gerçeği yansıtmıyor, en az 10 misli domuzun kesilerek piyasaya sürüldüğünü düşünüyoruz.
Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.