Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
SİZ HANGİ TÜR KİBRİT ÇÖPÜSÜNÜZ HİÇ MERAK ETTİNİZ Mİ ? Ben kibrit çöplerini insanların yaşamlarına benzetirim… Kibrit kutusu insanın yaşadığı toplumu ifade eder bir bakıma. Bazı kibrit çöpleri vardır bir amaç için yanarlar, kimi bir sigara yakar, kimi bir ocak, kimi boş yere yanıp tükenir hiç bir işe yaramadan, kimi ise bir ormanı bir evi büyük bir
Hayat Neden Bu Kadar Sıkıcı ? DiyenLere … “Bugün ne Yaptın ? “ Hiiiç Aynı işte ne olsun ! DiyenLere , anlatacak bir çok şeyi olması için … Şimdilerde insanlığın en büyük sorun bu … Hayatın sıkıcı , monoton olması dışarıya dahi çıkmak istememek , gün ışığı görmemek … Herşeyin aynı olması insanın canını sıkıyor elbet , bunaltıyor , depresyona
Reklam
Okuyan bir kızla çık. Parasını kıyafet yerine kitaplara yatıran bir kızla çık. Kitapları yüzünden dolabına sığamaz o. Okuyacağı kitapların listesini yapan, 12 yaşından beri kütüphane kartı olan bir kızla çık. Okuyan bir kız bul. Okuyan bir kız olduğunu çantasında her zaman okuduğu bir kitap bulunmasından anlayabilirsin. Kitapçıda, sevgiyle
77 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Satranç. Bir kelime, iki hece, 7 harf, milyonlarca farklı kombinasyon, dizilim, olasılık, hesap, strateji, saldırı, savunma, sabır, öngörü, zeka, dikkat... Kralların, öğrencilerin, işsizlerin, dahilerin oyunu satranç... Üniversite yıllarımda deliler gibi oynardık bu oyunu, yenilen hep rövanş ister, yenen müthiş bir haz duyar, bazen gece geç saatlere kadar sürer de sürer, kan çanağı olan gözler 64 karede uzayan satranç dolu gecelerde.. Sonra iş güç derken oynamaz oldum bu oyunu. Şimdi kitabı bitirince ilk işim alıntı ve yorumlardan sonra akıllı telefonuma satranç uygulaması indirmek oldu. Kısalığına tezat biçimde harika bir kitap.. Hani bir solukda okunacak kitap derler ya işte bu onunda ötesinde yarım solukta okunacak cinsten. Hiçlik, delilik ve deha ancak bu kadar gerilim dolu bir şekilde anlatılabilir. Beni bu kitapla tanıştıran 1000kitap üyelerine çok teşekkür ederim. Mutlaka ama mutlaka okuyun...
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020236,5bin okunma
Buradaki insanların nasıl olduğunu soracak olursan, şunu söyleyebilirim: Her yerdeki gibi! İnsan aslında karmaşık bir varlık değil. Çoğunluğu zamanın büyük bir bölümünü yaşamak için kullanıyor, geriye kalanı ise, özgür oldukları küçük zaman diliminden öyle korkuyor ki, ondan kurtulmanın her türlü yolunu deniyor. İşte insanın değişmez yazgısı! * Bu alıntı daha önce başka iki çeviriden 26 Ocak 2015 tarihinde
elif
elif
("elif") ve 28 Şubat 2015 tarihinde @brkcn ("Burak Can") tarafından eklenmiştir. *
Sayfa 7 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, IX. Basım, Ocak 2015
136 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Öncellikle kitap hakkında biraz bilgi vereyim. Ama gereken öz bilgi zaten kitabın arka kapağında yer alıyor: "Çağdaş Avrupa edebiyatının en gözde yazarlarından Tabucchi, kitaplarında günümüzün yakıcı sorunlarını ustalıkla irdeliyor. Kurulduğu günden bu yana öyküye özel bir yer veren Can Yayınları, 30. yıldönümünü öykü ustalarının birbirinden
Zaman Hızla Yaşlanıyor
Zaman Hızla YaşlanıyorAntonio Tabucchi · Can Yayınları · 201067 okunma
Reklam
304 syf.
3/10 puan verdi
En sonda söylemem gerekeni en başta söyleyeceğim. Kitap son zamanlarda okuduğum en sıkıcı kitaptı. Sırf hiçbir kitabı yarıda bırakmama prensibim yüzünden kitabı zorla bitirdim. Baştan sona vıcık vıcık bir aşk hikayesi anlatılıyor. Yazar resmen Facebook’taki atarlı giderli sözlerden kitap yazmış. Kitaptaki her karakter aforizmalı konuşuyor. Normal bir “Nasılsın? Nasıl gidiyor?” muhabbeti yok ki kitabın bütün karakterleri genç. Kitap boyunca bir karakterin çıkıp da “Ya siz ne anlatıyorsunuz? Kasmayın, normal insan gibi konuşun.” Demesini bekledim ama kitaba giren her karakter aynı tarz konuşuyordu :-( Ne demek istediğimi anlamanız için, kitabın dilini merak edenler için birkaç alıntı yazıyorum. 304 sayfa boyunca böyle konuşmalar yapılıyor işte.
Bukre
BukreKahraman Tazeoğlu · Destek Yayınları · 201321,1bin okunma
Amazon Kindle Paperwhite 2
Günaydın dostlar. Taner isimli bir abimiz Kindle, E-Okuyucu hakkında güzel bir ileti paylaşmış. (Bağlantısı sondadır) Kindle aldığımdan beri böyle bir şey yazmak istiyordum. Taner bey'in yazısı da ilham kaynağı oldu. :) Normalde "cihaz reklamı" yapmak bana göre dünyanın en itici şeyidir. Fakat ben Kindle'a bir marka, cihaz gözüyle
400 syf.
10/10 puan verdi
Hayatımda asla yapmadığım bir şeydir; kitap almadan evden çıkmak. Okumak için vaktimin olmayacağını bildiğim yerlere bile mutlaka kitabımı götürüyorum. Arkadaşlarım ve ailem gözlerini devirerek, elimdeki kitaba baksa bile, zamanla beni olduğum gibi kabul etmeyi öğrendiler. İşte bu kitap, o asla yapmadığım şeyi yaptığım zaman, yani kitabımı evde bıraktığım ve okumak için zamanımın olduğu bir anda arkadaşımdan ödünç alıp başladığım ve içinde binbir çeşit mucizeler bulduğum bir kitap. Böyle bir olay başıma gelmeseydi, bu kitabı okumayacaktım ve kaç gündür beni düşündüren, hayatım için beni aydınlatan bu karakterlerle tanışmayacak, bu kitabın hayatımdaki rolünden eksik kalacaktım. Kitabı tavsiye ederim dememe gerek yok sanırım :) Küçük bir alıntı: "İnsanlar nasıl bilge olur, biliyor musun? Dışarıya çıkıp dünyaya karıştıklarında, yaşamaktan korkmadıklarında... Bilgelik deneyimle kazanılır. Her günü bir armağan olarak görüp sevinç ve şükürle karşılarsan eğer, gerçekten yaşar ve deneyim kazanırsın. Sen onlarca kitap okuyorsun, kitapların zekanı geliştirdiği şüphesiz bir gerçek. Ancak ne kadar çok okursan oku, kitaplarda yazan bilgiler seni asla bilge biri yapmaz."
Sevginin Büyüsü
Sevginin BüyüsüBeth Hoffman · İndigo Kitap · 2015204 okunma
Yol Hayatı yol ile kıyaslamak kabul görmüş bir metafordur. Aslında hayatı yol ile karşılaştırmak pek çok açıdan verimli olabilir ancak hayatın yoldan ne denli farklı olduğunu düşünmek mecburiyetindeyiz. Fiziksel anlamda, yol bir dış dünya gerçekliğidir. Üzerinde birisi yürüsün yürümesin, birey nasıl gezerse gezsin, yol sadece bir yoldur. Ancak,
Birtakım Çeviriler -II (ceyhundikici.blogspot.com.tr)
Reklam
Heyecanın Doruğunu Yaşamak Duyguların doruğunu ölçmek çok zordur değil mi? Her insanın kendine göre hiç unutamayacağı duygusal anlar olmuştur. Bazı insanlar bu durumlardan nefret etmiş ama bazısı ise bu duygulara bürünebilmek için Bungee Jumping gibi sporlara paralarını dökmüşlerdir. Ama gene de gerçek heyecanı bulamamışlardır bu kişiler. Gerçek
Garson : Efendim, sizleri burada görmek büyük mutluluk! Cemal Süreya : Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın? Garson : Anlamadım efendim? Can Yücel : Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun… Garson : Anlıyorum efendim…Neyse, ne alırdınız? Nilgün Marmara : Sen ne getirdin bana çocukluğundan? Garson : Çocukluğumdan mı? Siz ne isterseniz mutfaktan onu getireceğim işte. Edip Cansever : Bu aralar ellerim hep üşür benim. Doktor ‘kansızlık’ der, ben ‘sensizlik’ derim. Nilgün Marmara : Üşümüşüm, düşlerimin üzeri açıktı. Garson : Ekrem klimayı aç oradan, çattık ya! Tomris Uyar : Bazen sensiz kalmak, kırıldığını göstermenin en iyi yoludur. Garson : Estağfurullah efendim, ne kırılması, bugün kötü bir gün sanırım benim için. Yaşar Kemal : Gülümse karamsarları şaşırt, gülümse güller açsın yüzünde, gülümsemenle yayılsın ışık, dünyayı ısıtmasan da güneş gibi çevreni ısıt. Garson : Ekrem klimayı kapat, gülümsüyorum. Alıntı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.