Bunca zaman erteleyip budalalık etmiş olduğumu nihayet okuduktan sonra anladım. Bir çağın ziyan ettiği Wilde'ın muhakkak okumanızı önereceğim De Profundis bende yer ettiğinden hüzün ve hayranlık duygusuyla romanın satırlarında kalmak ayrılmamak istedim. Güzel bir roman okumak gibisi yoktur'u hatırlattı bana. Şüphesiz geçtiğimiz ayın favorisiydi. Bir sanatçının özgün kişiliğinden kendisiyle bütün, ruhla dolu işte böyle Oscar Wilde'ın Dorıan Gray'in portresi gibi müstesna bir sanat eseri doğuyor.
Affedersiniz yazarın biyografisi beni bir kaç kelam etmeye sürüklüyor... Komformist insanlar ve yöneticilerin kimi zaman çıkarları üzerine kurulmuş ahlaki normları, niteliksiz, sığ, riyakar, bireyin kendi varoluş şekliyle köklenmesine mani olup kimlik biçen toplumlar bir sanatçıya ancak ilham olabilir diye uzaktan geçmişe seslenişim var. Bu insanlar tarih içerisinde yok olurken o ziyan ettikleri sanatçı eseriyle varlığını sürdürüyor ve ben şahsen bu yazar, düşünür, filozoflar ile değerli eserleri aracılığıyla tanışmaktan onur duyduğumu hissediyorum. Sevgili Wilde ile duygudaşlık ve düşündaşlık yaptığım pek çok diğer şey gibi "Tanrıların gözünde ahmak olan kişi ile insanların gözünde ahmak olan kişi arasında fark var" düşüncesindeki manayı anlıyor ve katılıyorum. Niteliksiz insanların niteliksiz faaliyetlerini görmek onu öfkelendiriyor muydu bilmiyorum ama beni öfkelendiriyor. Devam edebilseymiş yazabileceği eserleri düşününce hayıflanıyorum.
