Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
insanlar sizi eleştirdiğinde, yaptıkları yorumlar doğru veya yanlış olacaktır. Yorumlar yanlışsa, gerçekten, üzülecek hiçbir şey yoktur. Bir dakika bu konuyu düşünün! Çoğu hasta bana gözyaşları içinde, kızgın ve üzgün bir durumda gelmiştir; çünkü sevdikleri biri onlara dü­şüncesizce ve doğru olmayan önemli bir yorum yapmıştır. Böyle bir tepki gereksizdir. Başka birisi sizi haksız bir şekilde eleştirerek bir hata yapıyorsa niyerahatsız almalısınız ki? Bu diğer adamın hatası, sizin değil. Niye kendinizi üzüyorsunuz? Diğer insanların mükemmel olaca­ğını mı bekliyordunuz?
Sayfa 148
Yeni bir şey söylemek için neyi unutmamız gerekir?
(Wilde'ın Tanrısı, renk algınızı neden geliştirmeyesiniz, derdi. Nietzsche'nin Tanrısı, neden bu değer biçme konusuna, bu eski isimlere bu denli takıntılıyız, diye sorardı. Freud'un Tanrısı ise, sadece büyümek istemeyen insanların tanrılara gereksinimi vardır, derdi.) Unutmayı ya da zihinden hepten silmeyi istemeye başlamamızın (birbirinden o kadar farklı olması gerekmeyen iki farklı şeydir bunlar) iyi olacağı isimler vardır; Böyle Söyledi Zerdüşt'ten önce gelen Şen Bilim' in girişinde Nietzsche, bizi "adamakıllı unutmayı öğrenmeye, bilmemeyi iyi becermeye" teşvik eder. (Bu da ister istemez unutmakla zihinden silmek arasındaki farkın ne olduğunu merak etmeye yöneltir insanı.) Bir ismi unutunca aklımıza bir başkası gelir. (Freud, tanrıları düşünmeyin, ebeveynleri düşünün, der; ve sonra ebeveynleri de unutunca, başka bir şey bulursunuz.) Jung'u düşünmek isteyen hastanın aklına şansına -ya da artık şanssızlığına- Wilde ve Nietzsche gelmiştir. Yeni bir şey söylemek için neyi unutmamız gerekir?
Reklam
Küçük kişisel çıkarlarınızın ve endişelerinizin peşinden koşmayın kurtçuklar gibi. Ülkenizin temellerini yeniden güçlendirmeyi düşünün. Halkımızın yeniden daha iyi daha yüksek eğitim alması üzerine kafa yorun.
Yaftayı yapıştırıp bana isim koyma
Kısaca, insanlar sizi eleştirdiğinde, yaptıkları yorumlar doğru veya yanlış olacaktır. Yorumlar yanlışsa, gerçekten, üzülecek hiçbir şey yok­ tur. Bir dakika bu konuyu düşünün.(…) Başka birisi sizi haksız bir şekilde eleştirerek bir ha­ta yapıyorsa niye rahatsız olmalısınız ki? Bu diğer adamın hatası, sizin değil. Niye kendinizi üzüyorsunuz? Diğer insanların mükemmel olaca­ğını mı bekliyordunuz? Öte yandan, eğer eleştiri doğruysa, yine de kız­gın hissetmek için bir nedeniniz yok. Mükemmel olmanız beklenmi­yor. Sadece hatanızı bilin ve onu düzeltmek için gerekli adımları atın.
Sayfa 148 - Başlık Bülent Ortaçgil’denKitabı okuyor
Acele kararlar vermeyin. Küçük kişisel çıkarlarınızın ve endişelerinizin peşinden koşmayın kurtçuklar gibi. Ülkenizin temellerini yeniden güçlendirmeyi düşünün. Halkınızın yeniden daha iyi, daha yüksek eğitim alması üzerine kafa yorun.
Sayfa 5
"İyilik her şeyden ziyade düşüncededir. Iyi şeyler düşünün. Düşünceleriniz iyi davranışlara dönüşecektir. Hayatta talihsizlikler yaşıyorsanız sebeplerini tutum ve davranışlarınızdan ziyade, onları doğuran düşüncelerde arayın. Ve zihninizi düzeltmeye çalışın. "
Sayfa 88 - Alfa YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Kim bilebilir, Bahmutov, bir kişiligin bir başka kişilige katıl­masının, onu etkilemesinin, o insanın yaşamını, yazgısını nasıl degiştireceğini? Aslında bu bizim bilemeyecegimiz sayısız giz­li yanları olan bütün bir hayatı ilgilendiren bir şey ... En iyi sat­ranç oyuncusunun bile ancak birkaç hamle ilerisini tasarlaya­bildigini söylerler. On oyun ötesini tasarlayabilen bir Fransız kumarbazdan, dahi diye söz ediyordu gazeteler. Bir de burada­ ki hamle olasıliklarinı, bilinemezlikleri düşünün ... Birine tohu­munuzu, 'sadaka'nızı atarken, yani her ne biçim altında olursa olsun birine bir iyilik yapılırken, kişiliğinizden bir şeyleri kar­şıya veriyor ve ondan da aynı şekilde bir şeyler alıyorsunuz de­mektir. Başka bir deyişle kişilikler birbirine katılmakta, birbiri­ne eklenmektedir. Biraz daha dikkat karşılığında ise en beklen­medik keşifler ve bunların size sunacagı bilgilerin ödülü bek­lemektedir sizi. Bir süre sonra, yaptıgınız bu işi bir bilim gibi görmeye başlarsınız ve sizin tüm yaşamınızı kaplar, içine alır bu bilim. Öbür yanda, düşünceleriniz cisimlenecek, yani saçtı­gınız -ve belki de sizin çoktan unuttugunuz-tohumlar yeşere­cek, gelişip büyüyecekler ve sizden başkalanna geçeceklerdir. Böylece kimbilir insanlıgın geleceğinin belirlenmesinde de bir rol oynamış olacaksınız? Bu ugraşınızın bilgisi ve bütün bu ya­şam, sonunda sizi devasa bir tohuma sahip olmak, yani dünya­ ya muazzam bir düşünsel miras bırakmak düzeyine getirir ve böylece ...
“Hiçbirimizin yolculuğu kolay değildir. Zorlu yolculuklarla, sıklıkla kendimize yabancılaşarak baş etmeye çalışırız. Şimdi biraz düşünün bakalım: Siz gerçekte kimsiniz?”
Wilde bir kitabında karakterlerinden birini şöyle tarif eder: “Hiçbir şey söylememek gereken psiko­lojik anı çok iyi bilirdi.” O nedenle, ağzınızı açmadan önce, söylemek istediğiniz şeyin sonra dönüp hayalet gibi sürekli yanınızda dolaşmasının mümkün olup olmadığını bir düşü­nün. Dönüp size vurma olasılığı varsa sözünüzü kendinize saklayın.
Yalnızca iyi anılan, size keyif veren geçmişi düşünün
Reklam
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel Zalim kaderin yumruklarına, oklarına Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü. Çünkü,
Teknoloji harika bir meşguliyet ve güçlü bir bağımlılıktır. Bir düşünün: Kendiniz dışında bir şeyi değiştirerek içsel kimyanızı anında değiştirebilir ve bir duygunun kaybolmasın sağlayabilirsiniz. Ve sizi daha iyi hissettiren o harici şey ne ise kendinizi toparlamak için her defasında ona güvenirsiniz
“Bay Godall, esaretinize geri dönmeniz için hâlâ vaktiniz var. Sizin de, Binbaşı Hammersmith. Bir adım daha atmadan önce iyi düşünün. Eğer kalbiniz hayır diyorsa... işte yol ayrımı burası.”
Aşağıda verilmekte olan egzersiz aracılığıyla duyusal algıyı deneyimleyip anlayabileceksiniz. Bu satırları okurken bulun- duğunuz yerde olabilecek en rahat pozisyona geçin. Bedeninizin şu an sizi taşımakta olan yüzeyle temasını hissedin. Teninizi hissedin ve giysilerinizin teninizle nasıl temas ettiklerini fark edin. Teninizin altını hissedin - ne tür hisler var orada? Şimdi yavaşça bu hisleri hatırlayarak düşünün: kendinizi rahat hissettiğinizi nasıl anlıyorsunuz? Hangi fiziksel hisler bu genel rahatlık duygusuna katkıda bulunmakta? Bu hislerin daha çok farkına varmak sizi daha fazla mı rahatlatıyor yoksa daha az rahat mı hissediyorsunuz? Zaman geçtikçe değişen bir şey oldu mu? Bir süre böyle oturun ve rahat hissetmeye dair duyusal algının keyfini çıkarın. Iyi!
İlişkinin her türü, insanın içini renklerle boyuyor ama asıl kendisiyle olan şekilleri çiziyor. Boyama kitabı gibi düşünün. Ben bugünün resmini çiziyorum. Ne çizdiğim önemli. Ruhumun duvarında asılı çünkü. Sonra her şeyle kurduğum ilişki renklendiriyor onu. Eğer sokakta yürürken kediye "hoşt" dersem grileşir resmim, onu seversem pembeleşir. Ona gidip süt alıp koyarsam, güneşimi sapsarı boyayabilirim.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.