Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İyice gece olmuştu. Drogo tabyadaki çıplak odada oturuyordu, yazı yazmak için kâğıt kalem ve mürekkep getirtmişti. “Sevgili anneciğim,” diye yazmaya başladı, sonra birden kendini çocukluğundaki gibi hissetti. Yapayalnız, bir fenerin ışığında, artık kimsenin kendisini görmediği bu anda, tanımadığı bu kalenin ortasında, evinden uzakta, bildik ve güzel şeylerin hepsinden uzakta, en azından yüreğini tamamen açabilmenin bir teselli olacağını düşünüyordu. Tabii ki, diğerlerine, subay arkadaşlarına karşı bir erkek gibi davranması, onlarla gülüp birbirinden açık saçık asker ve kadın hikâyeleri anlatması gerekiyordu. Ama gerçeği annesine söylemezse, kime söyleyebilirdi ki? Ve bu akşam Drogo’nun gerçeği, cesur bir askerin gerçeği değildi, ciddi Bastiani Kalesi’ne layık bir gerçek değildi, arkadaşları, yol yorgunluğundan, bu karanlık kale bedenlerinin baskıcı yapısından ve kendini tam bir yalnızlığın içinde bulmasından oluşan bu gerçeği duysalar, gülerlerdi. “İki günlük yolculuktan sonra bitkin bir halde kaleye vardım,” ona böyle yazacaktı, “Varır varmaz da istediğim takdirde şehre geri dönebileceğimi öğrendim. Kale iç karartıcı bir yer, çevrede hiçbir yerleşim, hiçbir eğlence ve neşe kaynağı yok.” İşte böyle yazacaktı. Ama Drogo annesini anımsadı: Bu saatte onu düşünüyor ve oğlunun vaktini sevimli arkadaşların ve belki de, belli mi olur, hoş bir hanımın eşliğinde geçirdiğini düşünüp teselli buluyor olmalıydı. Kendisinin mutlu ve huzurlu olduğunu düşündüğü kesindi. “Sevgili anneciğim,” yazdı Drogo’nun kalemi. “Harika bir yolculuktan sonra kaleye önceki gün vardım. Kale müthiş.”
İmam Hasan aleyhisse-lâm'a yazdıkları vasiyetnâme
Zamânın çetinliğini ikrâr eden, geçici olduğunu bilen, ömrü sona eren, kadere boyun eğen, dünyayı kınayan, ölüler yerinde yurt tutan, yarın da şu dünyadan göçüp gidecek olan fânî babadan; dilediğini elde edemeyen, helâk olup göçenlerin yoluna giden, hastalıklara amaç olan, zamâna rehin edilmiş bulunan, musîbet oklarına hedef kesilen, dünyâya
Hz. Ali
Reklam
Harika
Yu.8: 5 "Musa, Yasa'da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?"   Yu.8: 6 Bunları İsa'yı denemek amacıyla söylüyorlardı; O'nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı. İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu.   Yu.8: 7 Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, "İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!" dedi.   Yu.8: 8 Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya başladı. Yu.8: 9 Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa'yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu.   Yu.8: 10 İsa doğrulup ona, "Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?" diye sordu.   Yu.8: 11 Kadın, "Hiçbiri, Efendim" dedi. İsa, "Ben de seni yargılamıyorum" dedi. "Git, artık bundan sonra günah işleme!"
Âdet gören bütün kadınlarda kadın beyni her gün biraz değişir. Beynin bazı kısımları her ay %25 değişiklikliğe uğrar. " Sayfa 23 Louann Brizendine "• Kadın Beyni ------------ Tüm kariyerimin beni ilk kitabım olan Kadın Beyni'm yazmaya hazırladığı söylenebilir. Bir tıp öğrencisi olarak büyük bilimsel araştırmaların kadını çoğunlukla devre dışı bıraktığını, çünkü âdet döngüsünün toplanan verileri bozacağına inanıldığını keşfettiğimde şaşkına dönmüştüm. Bu demek oluyordu ki bilim ve tıbbın büyük bir alanı insan biyolojisi ve davranışlarını anlamlandırmak için Erkeği model olarak alıyordu ve bu durum sadece son birkaç yıldır değişmeye başladı. Sayfa 23 Erkek Beyni Louann Brizendine
Yuhanna 8
İsa ise Zeytin Dağı’na gitti. Ertesi sabah erkenden yine tapınağa döndü. Bütün halk O’nun yanına geliyordu. O da oturup onlara öğretmeye başladı. 3-4 Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa’ya, “Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı” dediler. “Musa, Yasa’da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?” Bunları İsa’yı denemek amacıyla söylüyorlardı; O’nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı. İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu. Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, “İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!” dedi. Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya başladı. Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa’yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu. İsa doğrulup ona, “Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?” diye sordu. Kadın, “Hiçbiri, Efendim” dedi. İsa, “Ben de seni yargılamıyorum” dedi. “Git, artık bundan sonra günah işleme!”
Uzun yazı ama İLGİNÇ bir olay
“Eski ve kapanmış bir çocuk kaçırma dosyası yeniden açılmış ve önüme gelmişti” diye devam ediyor hâkim bey. “O davadan yaklaşık dokuz yıl önce, İzmir’de ticaretle uğraşan, otuzlu yaşlarında Serdar Yolaçan’la eşi yirmi dokuz yaşındaki Sibel Yolaçan’m iki çocuğundan biri olan Ebru kaçırılmıştı. Kaçırılma olayı da şöyle olmuş: Bir haziran günü Sibel,
Reklam
Halit aşk mektubu yazmaya başladı ama onunkisi aşktan çok edebiyat yapma merakı. Benim yerimde başkası olsaydı, onu da sevecekti.
Sayfa 38
İlk feminist manifesto İsa Bey’den geliyorrr.
1 İsa ise Zeytin Dağı’na gitti. 2 Ertesi sabah erkenden yine tapınağa döndü. Bütün halk O’nun yanına geliyordu. O da oturup onlara öğretmeye başladı. 3-4 Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa’ya, “Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı” dediler. 5 “Musa, Yasa’da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?” 6 Bunları İsa’yı denemek amacıyla söylüyorlardı; O’nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı. İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu. 7 Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, “İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!” dedi. 8 Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya başladı. 9 Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa’yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu. 10 İsa doğrulup ona, “Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?” diye sordu. 11 Kadın, “Hiçbiri, Efendim” dedi. İsa, “Ben de seni yargılamıyorum” dedi. “Git, artık bundan sonra günah işleme!”
Kim günahsızsa ilk taşı o atsın.
8:3-4 Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa’ya, “Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı” dediler. 8:5 “Musa, Yasa’da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?” 8:6 Bunları İsa’yı denemek amaçlı söylüyorlardı; O’nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı. İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu. 8:7 Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, “İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!” dedi. 8:8 Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya başladı. 8:9 Bunu işittikleri zaman başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa’yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu. 8:10 İsa doğrulup ona, “Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?” diye sordu. 8:11 Kadın, “Hiçbiri, Efendim” dedi. İsa, “Ben de seni yargılamıyorum” dedi. “Git, artık bundan sonra günah işleme!” (Yuhanna-The Book of John)
Gospel kısmındadır.Kitabı okudu
“Yu.8: 34 Din bilginleri ve Ferisiler , zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa'ya, "Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı" dediler.   Yu.8: 5 "Musa, Yasa'da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?"   Yu.8: 6 Bunları İsa'yı denemek amacıyla söylüyorlardı; O'nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı. İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu.   Yu.8: 7 Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, "İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!" dedi.   Yu.8: 8 Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya başladı.   Yu.8: 9 Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa'yı yalnız bıraktılar.”
Reklam
ayet İstanbul Boğazından, son padişahla son şehzadesini alarak uzaklaştı.Hiçbir şey kalmadı geriye.Bir büyük boşluk kaldı geriye.Bir de bütün bunları, bulutların ufuk üzerinde koştuğu güz akşamları, kıyıya iyice yanaşan masal gemilerinin gölgelerine bakarak ve dahi o gölgeleri kendisi gibi görebilecek başkalarının varlığını da vehmederek dalgalara
9. BÖLÜM SONSUZ SABIR Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti. Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında. Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
Acı Hikaye
Kaçırılan bir çocuğa dair ... Genç kadınların ısrarı üzerine hâkim bey kibarca öksürüp sandalyesinde biraz doğruluyor. Herkes ağzına bakarken, “Sizleri meşgul etmekten çekiniyorum gerçekten” diyerek yan çizme eğilimini belli edince karısının, “Hadi ama uzatma, herkes dinlemek istiyor” demesi üzerine tane tane, güzel bir Türkçeyle
Sayfa 163 - Kaçırılan bir çocuğa dairKitabı okudu
122 öğeden 106 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.