Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şimdilik görünen o ki erkeklerin en acil görevi, eril yönleri hakkında birbirlerinden bir şeyler öğrenmek. Benzer şekilde, kadınların da bilge yaşlı kadınlardan kadın olmak hakkında bir şeyler öğrenmeleri gerekiyor. Erkekler ve kadınlar, ancak kendi içlerinde rahat olduklarında birbirleriyle de rahat olabilirler.
Aristoteles'in (bin yıl sonra Sigmund Freud'da yankı bulan) "dişi sakatlanmış bir erkektir" şeklindeki bakış açısı yanlıştır. Erkek de testosteronla değişmiş bir dişi değildir, fakat bu yine de gerçeğe daha yakın bir ifadedir. Kadınların bedeni testosterondan en yoğun östrojen olan estradiyolü sentezler.
Sayfa 281 - say yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İnsanların yakın geçmişteki savaşlarına bakıldığındaysa ters bir durum gözlenir. Alfalar genellikle yaşlı adamlardır ve kendileri güvenlik içinde, genellikle genç kadınların da bulunduğu bir yerlerde inzivaya çekilmişken, genç erkekler savaşa gider ve ölür. Başka hiçbir türde alfa erkekleri kendilerine bu kadar rahat bir yaşam hazırlamamıştır. Bu en azından rakip gruplardaki alfalarla açık bir işbirliği gerektirir ama zaten bu çoğunlukla ayarlanır. Sosyal böcekler haricinde hiçbir tür savaşı icat edecek kadar akıllıca davranmamıştır. Bu kurum tamamen alfaların yararınadır.
Sayfa 261 - say yayınlarıKitabı okuyor
448 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
" İyi bir evlilikte en önemli şeyin mutluluk değil denge olduğunu hiç unutma! " Bir kadın ve iki erkek ekseninde bir aşk üçgenini konu alıyor kitap. Fermina Daza'nın yaptığı seçimle değişen hayatların elli yıllık sürecini görüyoruz. Mantık evliliği yapan ve eşi öldükten sonra 78 yaşında aşkı seçen bir kadın...Tam 50 yıl bu kadını bekleyen bi adam. Tabi adamın bekleme şekli başka kadınların kolları...Bu kısımlar oldukça gerçekdışı geldi bana. Bir adamın aşkın gölgesinde yaptığı çapkınlıklar daha çok... Yazarın Yüzyıllık Yalnızlık ve Kırmızı Pazartesi'den sonra beklentimi karşılamadı kitap. Büyülü gerçekçiliğin babası Marquez'i bu kitapta tam olarak bulamadım. Duygusal kitap sevenlere tavsiye olunur.
Kolera Günlerinde Aşk
Kolera Günlerinde AşkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,8bin okunma
Kızlar ya erkeklerin altında olmak, köle veya oyuncak olmak ya da erkeklerin üzerinde olmak, bir tür ilahi yaratık, bir melek olmak üzere yetiştiriliyordu. Kadınların erkeklerin yoldaşı ve eşiti olma ihtimaline doğanın hiçbir itirazı yokken bu, eğitim sistemini yönetenlerin aklının ucundan bile geçmiyordu. Huxley daha iyi bir dünya için atılacak ilk adımın kadınları özgürleştirmek olduğunu söyledi.
Bizi korkutan şeyi bastırmaya çalışırız. Korku, kadınların ezilmesinin ve eşcinsellere yönelik nefretin baş sorumlusudur; ikincisi, özellikle genç erkeklerin kendi psikolojik gerçekliklerinde özgüvensiz olmasındandır. (…) Maçoizm, erkeğin korkusu ile doğru orantılıdır.
Reklam
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Seneler’in en etkileyici yanlarından biri, anlatılanlara baktığımızda işçi sınıfının, çalışan emekçi sınıfın yaşamının, dertlerinin, geleceğe dair kaygılarının her coğrafyada aynı olduğunu fark etmek. Küçük bir kafe-dükkân işleten anne babasıyla geçirdiği çocukluk ve gençlik dönemlerindeki Ernaux’nun içinde bulunduğu sınıfın yaşadıklarıyla, Türkiye’de yaşananların çok benzer şeyler olduğunu görüyoruz. 1957’lerde Ernaux’nun genç kızlıktan kadınlığa yol aldığı süreçte onun ve yaşıtı tüm kadınların yaşadığı baskı ve sıkıntıları 2023 Türkiye’sinde birebir yaşıyor olmak son derece sıkıntılı ve kaygı verici hissettiriyor insana. Sadece o da değil; politik gelişmeler, adalet ve hukuk konusundaki sorunlar, sağdan sola soldan sağa geçen politikacı ve gazeteciler bile birebir aynı Ernaux’nun anlattıklarıyla. Annie Ernaux, 66 yıllık bir insan ömrünü anlatıyor. Görüyoruz ki bu ömür o insanın kendi tercihleri, kendi istekleri, arzuları ile şekillenmiyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik sistem, iktidarlar, eril hegemonya şekillendiriyor hepimizin yaşamlarını. Bize ait minicik anılar, duygular, bakışlar, mimikler, dokunuşlar sistemin dayattığı yaşam biçimlerinin gölgesinde yok olup gidiyor. Halbuki tüm bunlar yaşamlarımızı şekillendiren reklamlardan, politik ve ekonomik kararlardan, yaşamlarımıza damga vuran lider politikacılardan çok daha kıymetli. Seneler bu yönüyle, unutma ve hatırlama üzerine bir roman.
Seneler
SenelerAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20211,571 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Devran Kaya | Annemin Kasetleri “Lanete asıl maruz kalanlar ölenler mi yoksa yaşayanlar mı?” Hurafelere inanır mısınız? Cevabınız evet ise bu kitapla tanışın. Hayır inanmam diyorsanız da tanışın Bir köy düşünün ki zamanla sadece kadınların yaşamaya başladığı. Ne erkekler var, ne çocuklar. Köyün erkeklerinin ya hastalanıp öldükleri ya da köyün
Annemin Kasetleri
Annemin KasetleriDevran Kaya · Everest Yayınları · 2023120 okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
Taşlara hayat veren kadın..Camille Claudel. Yetenekli ve aşık bir adam.. Rodin. Sanat, tutku, aşk , delilik , dahilik bu kitabı en iyi anlatan cümleler bence. Küçük bir kız coçuğunun toprağa , çamura olan merakı , bu tutkusunu heykel sanatina taşıması ve bu yolculukta On'a aşkın eşlik etmesi. Yetenekli olmasına rağmen bir erkeğin
Camille Claudel
Camille ClaudelAnne Delbée · Agora Kitaplığı · 20218 okunma
Erkeklerin yaşamları, en az kadınların yaşamları kadar kısıtlayıcı rol beklentileri tarafından yönetilmektedir.
Reklam
295 syf.
·
Puan vermedi
Töre'nin Kara Gölgesi
"Ne benim sözüm geçer bu iklimde Ne de senin, böyle gelmiş böyle gider son söz Töre'nin!" Türkiye şartlarında kaç yıl geçerse geçsin maalesef ki değişmeyen Töre gerçeğini ilkel insanların acımasız hayat şartlarını kadınların bu coğrafyada sırf kadın oldukları için yaşadıkları zorlukların gölgesinde birbirine candan bağlı iki kardeşin sızılı öyküsü. Canan Tan kalemini sevdiğim bir yazar yine şaşırtmadı bir nefeste okudum.
Pembe ve Yusuf
Pembe ve YusufCanan Tan · Doğan Kitap · 20146,7bin okunma
Senin yanında, ruhunun düşleriyle kuşatılmış, aşkının deryasına gömülmüş hayatımı düşündüm... Bu düşler ezilmiş kadınların ruhunu aydınlatır, onları iğrenç geleneklere karşı başkaldırmaya ve hukukun, özgürlüğün gölgesinde yaşamaya iterler,
Dünya, kadınların güçlü ve etkileyici varlıklar olduğunu biliyor. Tarihin her döneminde, kadınlar önemli roller üstlenmiş, değişimlere öncülük etmiş ve toplumlara yön vermiştir. Ancak bu hikayede, sıradan bir kadının hayatına odaklanacağız. Adı Aylin. Aylin, 30 yaşında bir kadındı. Hayatı boyunca hep sıradan bir hayat sürdürmüş, dikkat çekmeyen
89 syf.
8/10 puan verdi
İkinci Dünya Savaşı'nın sonra ermesinden sonra işgal altındaki Avusturya'da geçen bir hikaye... Savaşın sadece erkeklere değil kadınları da nasıl derinden etkilediğini...
Curzio Malaparte
Curzio Malaparte
savaşın yıkıcı etkilerinin gölgesinde cephe gerisinde geçen ve insanı yaşamından, insanlığından utandıran olayları, kendine özgü gerçekçi ve eşsiz bir güçle anlatmış ...savaşın yarattığı travmatik deneyimlerle boğuşurken, hayatta kalmak için umutsuz bir mücadeleye girişen dört kadın... savaşın vahşetini ve kadınların savaşın bedelini nasıl ödediğini gözler önüne seriyor....
Kadınlar da Savaşı Yitirdi
Kadınlar da Savaşı YitirdiCurzio Malaparte · Toplum Yayınevi · 196530 okunma
534 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.