Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İZEBEL’İN KALESİ
Son yıllarda “İzebel ruhu” diye adlandırılan ve bununla ilişkilendirilen meselelere epeyce ilgi gösterilmektedir. Birçok yazarın bu konuyu ele almasına karşın benden de birkaç defa bu konuyla ilgili düşüncelerimi içeren kasetlerim ve seminer notlarım istenmiştir. Bu nedenle bu meseleye bu kitapta ayrıca yer vermeye karar verdim. İlkin, kötülüğün
Sayfa 171Kitabı okudu
Değer Üzerine
İnsan, doğa güçlerine ve bazı hayvan türlerine oranla zayıf bir varlıktır. Bu nedenle, her insanın var oluşunda eksiklik duygusu vardır. Çünkü insan, çocukluk döneminden ötürü, yaşamına normal bir çaresizlik içinde başlar. Çocukken, güçlü yetişkinler arasında yaşayan güçsüz bir varlıktır. Sonraki yaşamı boyunca, daha önce kendisine egemen olan
Sayfa 74
Reklam
Bir bebeğin 2 yaşına geldiğinde hangi cinsiyetten olduğunu bilebildiğini aktaran Plotnik (2009) de araştırmalarında erkek ve kadın beyinlerinin farklı olduğuna vurgu yapıyor. “Araştırmacılar (kadın beyninin) duygusal durumları işlemek, kodlamak ve hatırlamak için erkek beynine göre daha etkili bir şekilde düzenlendiği sonucuna varıyor” diyen Plotnik, kadınların neden duygusal olaylara daha fazla odaklandıklarını ve neden erkeklere göre daha fazla klinik depresyon yaşadığının da “beyinlerin farklılığıyla” açıklanabileceğini aktarıyor. Kişilik, sosyal tercihlerimiz, yeteneklerimiz gibi önemli değişkenler üzerinde yapılan pek çok araştırma cinsiyetin önemli bir yordayıcı değişken olduğunu göstermek-tedir. Elbette ki toplumun, eğitimin, ailenin kültürün ve çevrenin davranışlarımız ve kişiliğimiz (erkeklik ve kadınlık davranışlarımız) üzerindeki etkisi açıktır. Ancak erkekliği ve kadınlığı toplum, çevre, tarih belirler demek ispat edilmesi gereken bir hipotezdir. Kaldı ki, bugüne kadar yapılan pek çok araştırma bu yargının tersi sonuçlar vermektedir.
Şimdi "niye feminizm gerekli 'den önce, belki kısa da olsa erkek bir dünyada kadın olmak nasıl bir şey üzerine söz söylemek gerekiyor bence. Kadın olarak erkeklerin egemen olduğu bir dünyaya doğuyoruz. Cinsel rollerimizi/kimliklerimizi/toplumsal durumlarımızı belirleyen erkek değerleri...KIZ/BAKİRE gibi tanımlamalarımız oluyor, ilkin erkek
Sayfa 26 - kadın çevresi yayınlarıKitabı okudu
kitap notları:
Cinsiyetçilik, fallokrasinin' doğurduğu bir sonuçtur. Fallokrasi (penis egemenliği) ise şöyle tanımlanıyor: "20. yüzyıl ortalarında ortaya çıkınış, erkeklerin (ve fallusun sembolik gücünün) kadınlar üzerindeki egemenliğini ifade eden isim." Ancak feministlere göre, kimilerinin androkrasi (erkek egemenliği) ya da ataerkil (patriyarkal)
Survivor'daki aktörlerin, simüle edilmiş bir doğada, seyirlik bedenler eşliğinde kr kurgu olduğu gerçeğinin, dil, mekân, göstergeler, simgeler üzerinden gerçeğe yakın imitasyonlar üzerinden perdelenmesi süz konusudur. Ada hayatındaki iktidarın kurulma ve sürdürülme sürevi, cinsellik, bedenin sunumu, erkek ve kadın ilişkileri, hegemonik erkeklik dilinin bolca karılarak servis edilmesi, takılar, totemler ve daha birçok gösterge ile izleyicide gerçeklik hissi diri tutulmak istenmektedir. Özellikle yarışmacıların söylemleri, sözcük seçimleri, kurdukları cümleler, imalar, vurgulamalar, öne çıkan ifadeler, saklı ya da örtük kalan ifadeler ve anlamsal inşalar, toplumsal cinsiyet ve özellikle hegemonik erkeklik değerlerinin yapısal kodlarını deşifre edici niteliktedirler. Adam olma, güç gösterisinin boyutları, Kadınlık durumu, koruyuculuk, kahramanlık, delikanlılık söylemi (Karaduman ve Aydın, 2017: 30-31) gibi kategorik duygu ve eylem durumları, kurgusal ada yaşamının temel göstergeleri olmaktadır. Bunlar sergilenirken her eylemin aşırı olarak teşhir edilmesine azami dikkat gösterilmektedir.
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
2:282 tefsirinden
Evvela kadınlığın yaratılışında duygusallık ağır basar, duygusallığın ağır bastığı kimseler de aşırı heyecan ve etkilenme söz konusu olur, yani duygusallık etkilenmeyi gerektirir. Etkilenmenin çokluğu ise unutma sebeplerindendir ve bir şeyi aklında iyi tutmak sadece bir zeka ve hafıza meselesi de değildir. Pek çok zeki insan vardır ki aşırı
Bu üç şekli dördüncüye ulaştıran dış görünüşle ilgili bir nitelik de vardı. Meselâ; yılda birkaç defa, Abdülhamid hükûmeti, kadınların sokaklarda yarı kırıtarak gezinmelerini; çarşaf ve peçelerini İslâmlığın geleneklerine yakışmayacak şekilde giyip tutunmalarını; kadının uluorta bir erkekle konuşup görüşmesini; tramvaylarda, vapurlarda erkekler tarafından görülmelerini önleyen engellerin daha çok sıkı altında bulundurularak, kandil ve ramazan akşam ve gecelerinde dolaşmaların önlenmesini; gezinti yerlerinde kafes arkasında oturmalarını; Beyoğlu’nda Bazar ve Bonmarşe gibi dükkânlarda dolaşmalarını yasaklıyor, bu emirlere aykırı davrananların tâkib edilerek kimin kızı, karısı, yakını, ise durumun o kimseye bildirileceğini ilân ediyordu! Hattâ, faytona bile bindirmiyordu. Bu hâller, kadını, kapalı temsillerde her çeşit utanç verici durumları seyr etmekte hür ve serbest, açık yerlerde genel ahlâk kurallarına saygılı bulundurmak gibi bir zıtlık içinde bırakıyordu. Halbuki kadın, kendi intibâlârı içinde bildiği gibi yaşamak ister bir mahlûk olduğunu, öte tarafta, Osmanlı Tiyatrosu’nun Avrupa eserlerinden çevrilmiş piyeslerinde görüyor. Ve meselâ 'La Dame aux Camélia' (Kamelyalı Kadın)’yı ve benzerlerini son derece dikkatli seyrediyor, buralarda aşk ve sevgiyle ilgili olaylar arasında analık faziletlerine, kadınlık meziyetlerine âid örneklere de rastlıyordu.
Sayfa 123 - MUHTELİF TEMÂŞÂLARDA KADINKitabı okudu
Kahire
Eşref ’in Kahire’de geçirdiği zaman İngiliz bürokrasisiyle temaslarını yoğunlaştırdı. Bu karşılaşmalar kendisinin İngilizlere ve İngiliz imparatorluğuna duyduğu takdiri baltaladı. Kötü yemek, saygısızca tavırlar ve tuvalet mahremiyetinin ihlal edilmesinin de dahil “skandal muameleler” bu konudaki düşüncelerini yeniden gözden geçirmesine yol
Kadınlık durumları
Mapusanede mektuplar çok önemlidir, bir de yakınlarına gönderilecek ya da verilecek hediyeler yaratmak. Bazen gönderebileceğimiz hiçbir şey kalmadığında sonbaharı beklerdik, rüzgârla havalandırmaya birkaç yaprak düşer de onları sabırla urutup, mektup aralarında sevdiklerimize göndeririz diye.."
Sayfa 131Kitabı okudu