Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Kanaatkarlık, tükenmeyen bir hazinedir." (Hz. Ali ra.)
Mütevazılık bütün erdemlerin anasıdır, te­melidir ve o olmazsa erdem diye bir şey olamaz. Mütevazılık ku­surları düzeltir, güçlükleri yener ve bizi daima şerefli amaçlara ulaştırır. Düşmandan dost yapar, hiddeti yumuşatır ve kibrin yük­sek bakışlarını indirir. Tevazu annesi, kanaatkarlık da kardeşidir. Kısacası kelimeler onun karşısında anlamını yitirir; çünkü onun yumuşaklığı ve uysalığı, günah oklarını köreltir ve kırar.
Reklam
Ey kanaatkârlık, beni zengin et, çünkü senden büyük zenginlik yoktur! Hz Lokman sabır köşesinin zenginliğini seçmişti; o yüzden, sabrı olmayanın asla bilgeliği olmaz!
Sayfa 329
Var böyle bir şey gerçekten.
Düğünden önce annemle babam, bira çadırlarında, bahçe lokallerinde oturup birbirlerine geleceğe karşı umut dolu gözlere bakan ve gülen genç insanlarmış.Onlar da hemen herkes gibi güçlerini abartıp, evlenmiş ve çocuk yapmış.Daha sonraki fotoğraflarda yüzlerinde sıkıntılı ve ezilmiş bir ifade var.Eski aile albümlerine bakarken birdenbire anne babamın mutluluğu (iki kişinin paylaştığı kanaatkârlık) ve yeni bir özgürlüğü (evlilik) uzlaştırma çabasını, hiçbir zaman son bulmayan bir kederle ödemek zorunda kaldıklarını fark ediyorum.
Sayfa 60
110 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Lev Nikolayeviç Tolstoy. 1828-1910.. Tarihin en büyük yazarlarından.. Soylu bir ailenin çocuğudur. Gençliğinde Hukuk ve Doğu Dilleri eğitimini yarıda bırakmış. Voltaire ve Jean Jacques Rousseau'ndan etkilenmiştir. Batıyı, kendi ülkesini, insanların yaşamını gözlemlemiş ve eleştirel yaklaşımlar sergilemiştir. Askerlik görevlerinde bulunmuş, başarı göstermiş, Kırım Savaşı'nda ölenlerin sayısı ve dehşetten sonra ordudan ayrılmış. Öğrenim ve eğitimle ilgili yeni yaklaşımlar ortaya koymuştur. Fakirlik, şiddet dert edindiği konulardır. İnsana dair bu konular eserlerinde hep yer alır. Hayatın anlamını arayışı ölünceye kadar sürmüştür. İnsan Ne İle Yaşar adlı bu kitaptaki öykülerde kanaatkarlık, merhamet, sevgi, önyargı ve Tanrı inancı başlıca işlenen kavramlar. Çok sade bir dille ancak çok güçlü bir ifade şekli ile yazılmışlardır. Tolstoy'un anlam arayışına bulduğu cevapları anlamak mümkün. Bir kaynak: Lev Nikolayeviç Tolstoy’un “İnsan Ne İle Yaşar” Adlı Hikayesinin Değerler Eğitimi Açısından İncelenmesi - Aynur Pala (Opus Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi) #edebiyat #rusedebiyatı #tolstoy #okumalarım #insanneileyaşar
İnsan Ne İle Yaşar
İnsan Ne İle YaşarLev Tolstoy · Mahzen Yayınları · 2019191,3bin okunma
Bu bir kanaatkârlık dünyası.Vasatlık dünyası. Kendisinin mükemmel olduğunu sanan ortalama insanların dünyası..
Sayfa 20 - palomaKitabı okudu
Reklam
Bizi babamın eski haline götürüyorlar: sert, haşin gülümsemesi ve kıvır kıvır saçlarıyla, uzun boylu, bir yana yaslanmış güçlü bir adamın görüntüsüne. Onda bir kanaatkârlık vardı. O zamanlar sadece insan değildi, babamızdı.
Müslüman, bir kere, ihtiyaçların sonsuz olduğunu kabul eden faraziyeyi reddeder. Bunun yanında, kanaatkârlık, israftan kaçınmak gibi başka faktörleri öngörür. Böyle olunca, tüketime ve israfa dayalı bir iktisadî yapılanma, daha baştan "keenlemyekûn" hale getirilmiş olur.
İslâm İktisadı
Kaderimin zorlu sınamalarla dolu olduğunun farkındayım
Ama yılmayacağım! Sakin bir zihinle her şeyi başarılabilir! Sakin bir zihin mi? Gülesim geliyor, bu söz nasıl oldu da çıktı kalemimden. Ah, kanım bu kadar kaynamasa güneşin altında daha mutlu olurdum. Başkaları azıcık güçleri ve yetenekleriyle övünerek kendini beğenmiş tavırlarla ortada gezinirken, ben kendi gücüm ve yeteneklerimden neden şüphe duyuyorum Yüce Tanrım, bütün bunları bana verirken bir kısmını benden esirgeyip biraz da özgüven ve kanaatkarlık veremez miydin?
Üç hazinem var benim Koruyup üstüne titrediğim Biri sevgi Biri kanaatkârlık Biri cesaret etmemek dünyaya baş olmaya Dünyaya baş olmaya cesaret etmeyen Baş olur hükümdarlara
Reklam
Kanaatkarlık
Namık Kemal'in Vatan Yahut Silistre isimli kitabından bir bölüm alalım: “Eserdeki karakterler arasında tarihi gerçekliği en çok bilinen, Abdullah Çavuş'tur. Asıl adı ise Mustafa Çavuş'tur ve Manisa'nın Menemen kazasının Emirâlem köyündendir. Silistre Savaşı'na katıldığı zaman yirmi, yirmi beş yaşlarında idi. Savaştan sonra hükümet kendisine maaş bağlamış, fakat çalışabilecek durumda olduğu için devlete yük olmak istememiş ve bu maaşı kabul etmemişti. Aradan tam elli beş yıl geçtikten sonra, 1909 yılı Ağustos ayında, Mustafa Çavuş, bir gün İstanbul'a çıkagelmiş ve hükümet kapısına dayanmıştı. Yaşı seksene yaklaştığı için çalışacak hali kalmamıştı. Bu sebeple, hükümetin vaktiyle kabul etmediği yardımına artık lüzum görüyordu. Hükümet dileğini yerine getirdi ve Mustafa Çavuş köyüne döndü.” (Devlet Kitapları, 1969, sayfa 17)
Sayfa 44 - PROFİL
Marcus Aurelius “herhangi bir yeteneksizlik ya da kabiliyetsizlik mazeretine mahal vermeden” herkes tarafından uygulanabilecek şekilde belirlenmiş bazı ilkeleri şöyle sıralar: dürüstlük, şeref, sıkı çalışma, özveri, kanaatkârlık, tutumluluk, şefkat, bağımsızlık, sadelik, sağgörü, yüce gönüllülük. “Unutma ki seni yönlendiren zihnin kendi kendine yetebildiğinde yenilmez olur... Tutkulardan kurtulmuş bir zihin kale gibidir: İnsanların sığınabileceği daha güçlü bir yer yoktur.”
Belki de eğlenecek şeylerin kısıtlı olmasındandı maddiyatta olduğu kadar maneviyatta da olan bu kanaatkarlık.
‘İşçilerin bu ikili deliliğinin-aşırı çalışarak kendilerini tüketmeleri ve kanaatkarlık içinde yaşamaları- karşısında kapitalist üretimin bu büyük sorunu çözme yöntemi, üretici bulup güçlerini katlamak değil de tüketici bulmak, bunların iştahlarını kışkırtmak ve onlara sahte ihtiyaçlar yaratmak olmuştur.’
Genç bir adamın tüm ticari eylemlerinde öne çıkmasına, çalışkanlık ve kanaatkarlık yanında dürüstlük ve dakiklikten başka hiçbir şey yardım etmez. Bundan dolayı hiçbir zaman borç aldığın parayı söz verdiği saatten bir saat daha uzun süre elinde tutmamalısın. Aksi takdirde arkadaşının öfkesi dolayısıyla onun cüzdanı sana sonsuza dek kapanır.
Sayfa 21
521 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.