Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kazım Karabekir Paşa, Türkiye’de çocuk dostu olarak tanınmıştır. Orduları teftişe çıktığı zaman, ilk işi okullara uğramak olur. Hemen bir sınıfa dalar ve saatlerce çocuklar arasında kalırdı.
Sayfa 327 - Can YayınlarıKitabı okudu
...İlk Fethi Bey grubundan işittiğim bu yeni inkılap zihniyetini İsmet Paşa da bir çırpıda tamamlıyordu. Aradaki zaman fasılaları kendiliğinden ortadan kalkarak bu üç şahsiyetin üç maddelik programı kulaklarımda tekrarlandı : 1 - İslamlık terakkiye manidir. 2 - Arap oğlunun yavelerini Türklere öğretmeli. 3 - Hocaları toptan kaldırmalı.
Sayfa 98
Reklam
1.Dünya Savaşı
Türkiye Esad Paşa, Fevzi Paşa,Yarbay Mustafa Kemal Bey , Kazım Karabekir ve İsmet Bey gibi değerli kurmayların görüşüne rağmen Alman safında bu harbe sürüklendi.
Anadolu hareketini dikkatle izleyen Ruslar, Enver Paşa'nın geri dönüp ordunun başına geçme ihtimalini elde tutuyorlardı. Yurtdışından sürekli "Enver gelecek" tehdidi içeren söz ve mektuplar uçuşuyordu. Mustafa Kemal, Enver Paşa'nın Anadolu'ya gelmesinden büyük endişe duyuyordu. Karabekir Paşa'yı 1921 Mayısı'nda uyarmış, Fevzi Paşa'ya da Enver'in gelmesi halinde tevkifi için yazı göndermişti.
Sayfa 291Kitabı okudu
368 syf.
·
Puan vermedi
Kazım KARABEKİR’in okuduğum ilk kitabı.Anıları müthiş bir gözlem gücüyle yansıtmış.Hayatı başarılarıyla dolu bir Paşa’nın yaşamından kesitleri anlatıyor. Hayatı meşakkatler dolu, azimli ve kararlı, hedeflerini gerçekleştiren bir bir gerçekleştiren Kazım Paşa.Çocukluk yıllarından Birinci Dünya Savaşına kadar ki dönemi anlatan bir kitap.Bu kitabı okurken Halide Edip Adıvar aklıma geldi.Neden derseniz?Aşağıda: Halide Edip Mor Salkımlı Ev (1. Dünya Savaşına kadar anlatılan hatıralar) Halide Edip Türkün Ateşle imtihanı (1. Dünya Savaşından sonra anlatılan hatıralar) Kazım KABEKİR Hayatım (1 . Dünya savaşı önce anlatılan olaylar) Kazım KARABEKİR İstiklal Harbimiz (1. Dünya Savaşı sonrası anlatılan olaylar) görüldüğü iki yazarında eserlerin tarihsel ve anlatılan konular olarak birbirine benzemekte; aynı dönemde aynı olayların 2 tarihi şahsiyetin diliyle kendi yaşamından yola çıkarak ülkemizin dramını ele alarak kitaplaştırmışlar. Bu sebeblerden dolayı iki yazarın eserini okumak o dönemi merak edenler için güzel bir eser. Keyifli okumalar...
Hayatım
HayatımKazım Karabekir · Kronik Kitap · 2019680 okunma
Muhteris miydi? Mağrur mu? Belki her ikisi de.
Kâzım Karabekir Paşa, o zaman, memleketimizde tek hatırı sayılabilir Türk ordusunun başında bulunuyordu. Kendisi, aynı zamanda, İtilâf Kuvvetleri’nin Şarkî Anadolu’da bir Ermenistan kurmaları ihtimaline karşı halkı silâhlandırıyordu. O tarihte, İzmir’de henüz Yunan ordusu yoktu. Fakat Şark’taki kuvvetli hareket Padişah’ı korkutmuş, Mustafa Kemal Paşa’yı, Kâzım Karabekir Paşa’nın bu tehlikeli isteğini önlemek için oraya göndermişti. Mustafa Kemal Paşa, Şark kuvvetlerimizin umumî müfettişi olarak 1919 Nisanı’nda doğuya gönderildi. Benim ve herkesin Mustafa Kemal Paşa hakkındaki fikrimiz bu devrede şöyle ifade edilebilir: Çanakkale’de Anafartalar kahramanı, Padişah’ın Yâveri ve harikulâde bir zekâ ve ihtirası olan bir insan diye tanınıyordu. Ben kendisini birkaç defa Babıâli’de görmüştüm. Şahsiyeti ve iradesi, inkâr edilemeyecek bir görünüşü vardı. Doğu Anadolu’ya, oradaki kuvvetleri yatıştırmaya gönderdiklerini işittiğim zaman ihtirası hakkındaki fikirlere hiç inanmadım. Türk’ün istiklâlini koruyacak bir vaziyet aldıktan sonra, Türk milletinin kendisine en büyük mevkii vereceğini tabiî görüyordum.
Reklam
Enver Paşa ve Kazım Karabekir Paşa
Salı günü Manastır’dan trene bindim. Enver’le ve kardeşimle öpüşerek mukaddes yolumuzda muvaffakıyetler dileştik. Bu ayrılık bana çok acı geldi. İlk gençliğimin en enerjili zamanlarını geçirdiğim Manastır’ı çok sevmiştim. Küçüklüğümden beri vatan aşkıyla çırpınan ruhum burada istediği gibi bir çalışma sahası bulmuştu. İstediğim fedakâr bir muhiti burada yapmıştım.
Kendisine karşı bir muhalefetin oluştuğunu gören Mustafa Kemal, savaşın bitişinden sonra kurulan üç ordu müfettişliğine getirilen Ali Fuat, Cevat ve Kâzım paşaların kendisine karşı bir darbe girișiminde bulunduklarından şüphelenmektedir. Nutukta eski silah arkadaşlarını açıkça bir yıl boyunca propaganda yaparak altlarındaki komutanları kendi taraflarına çekmek ve ardından son darbeyi vurmak için Meclis'e dönmekle suçlamaktadır. Ankara'ya geldiği sırada Rauf ve Adnan Adıvar'ın kendisini istasyonda karşılamaması çocukluk arkadaşı Ali Fuat Paşa'nın yemek davetine icabet etmemesi ve Kâzım Karabekir'le birlikte müfettişlikten istifa edip mebusluğa dönmesi şüphelerini daha da artırmıştır.
Sayfa 126Kitabı okudu
Moskova'da bir dostluk anlaşması parafe edildi. Yusuf Kemal Bey, bunu alarak Türkiye ye döndü. ( Moskova 'dan ayrılırken bindiği trene, bir milyon altin ruble ile (ki bunun çogu Ankara daki memur maaşlarıın ödenmesine harcanacaktı) yardımın sembolik nitelikte ilk taksiti olarak silah, cephane ve donanım yüklenmişti. Bunlar Karadeniz'den motorlarla Türkiye' ye taşınacaktı.Ne var ki, birkaç gün sonra Çiçerin, Bekir Sami Bey'le konuşurken Sınır meselesini ortaya atarak, Van ve Bitlis vilayetlerinin Ermenistan' a verilmesini istedi. "Türkiye` ye yapılacak yardım, bu ilkenin kabulüne bağlıdır," diyordu. Mustafa Kemal bunu duyunca, kaybedecek vakit olmadığını anladı. Çiçerin'in önerilerini kesin olarak geri çevirdikten sonra orduya Ermenistan üzerine yürüme emrini verdi. Böylece, Kâzım Karabekirin sabrını taşıran uzun bekleyişin sonu gelmişti. Saldırısının amacı, 1877 savaşında Ruslara brakılıp 1918`de Enver Paşa tarafindan geri alınmış, fakatmütarekede itilaf Devletleri'nin zoruyla yine kaybedilmiş olan Türkiye'nin "Ermeni" vilayetlerini; Kars, Ardahan ve Batum'u tekrar ele geçirmekti. Karabekir, ordusuyla 20 Eylül'de saldırıya geçerek Sarıkamış'ı zapl etti. Biraz moladan sonra Kars'a yürüdü ve orayı da bir direnmeyle karşılaşmak- sızın aldı. Ermeni-Rus komutanı bu sırada uykudaydı....
Sayfa 290 - Altın KitaplarKitabı okuyor
Kanuna karşı en şiddetli hücumlar bizzat Karabekir Paşa 'dan geldi. Muhalefet lideri şöyle diyordu: " - İstiklal Mahkemeleri, adından da anlaşıldığı veçhile, İstiklal Harbi zamanına aitti. İsmet Paşa Hazretleri İstiklal Mahkemelerini ıslahat aleti zannediyorlarsa pek ziyade yanılıyorlar." İsmet Paşa muhalefete karşı önce bakanlarını konuşturdu. Bunların her biri, konunun kendi ihtisasını ilgilendiren taraflarında mukabil hücuma geçti. Bakanlar arasındaki sertlik rekoru Recep Bey'e aitti ve Recep Bey' in hışmı "İstanbul Basını"na karşıydı. Milli Savunma Bakanı memleketteki bütün huzursuzlukların, karışıklıkların sebebi olarak gazeteleri görüyordu. Recep Bey kürsüden en ağır ifadelerle "İstanbul Basını'na çattı." Bugünkü zaaf manzarasının asıl sebebi ve vatan muvacehesinde, vatan tarihinde en muatep (azarlanmaya layık) müessese olarak İstanbul matbuatı vardır" diyordu. Bu basın o hale gelmişti ki "Her sabah milletin yüzüne fışkıran saralı ifrazat" masum halka mütemadiyen, devlet kuvvetinin itibara layık bir şey olmadığı fikrini aşılamıştı. Recep Bey, getirilmesi mecburiyeti hissedilen kanun tasarısını prensipleri itibarıyla beğenmiyordu. Ama bu mecburiyeti, "İstanbul Basını" yaratmıştı. Bu sözler, İsmet Paşa hükümetinin önce basını susturmak niyeti taşıdığının açık deliliydi.
Sayfa 87 - Birinci Bölüm: Patlayan Bir Kurşun ve Sonrası | IX - İsmet Paşa BaşbakanKitabı okudu
Reklam
"Mustafa kâmal şerefimizle hatta canımızla oynamaktadır!"
"Bir sabah top seslerinden endişe ile uyandık. Meğer Cumhuriyet ilan olunuyormuş. Ankara'dan gelen haberler Mustafa kâmal'in yeni topladığı bir muhitle tam bir diktatörlüğe gittiğidir. Milli hakimiyet yerde şahsi hükümranlık kurulmuştur. İstiklalimizi kurtaranlar hürriyetimizi bozacaklar mıydı?" Gazetecilere kısaca şu cevabı
Sayfa 189 - TruvaKitabı okudu
304 syf.
7/10 puan verdi
Kâzım Karabekir Paşa'nın hatıratlarının yeniden düzenlenmesi. Yazar sadece kopyala yapıştır yapmış, bu yüzden 7/10 verdim. Yoksa kitap 10 numara. Atatürk ve silah arkadaşları denildiğinde, o silah arkadaşlarından biri olan Karabekir Paşa'nın birebir yaşadıklarını, hislerini, vatanperverliğini, ihanete uğramalarını, yalnız bırakılışlarını ve hatta suikatte varacak kadar birilerini rahatsız ettiğini polisiye roman tadında aktaran muhteşem bir hatırat.
Kızıl Pençe
Kızıl PençeMustafa Armağan · Timaş Yayınları · 2012522 okunma
Kazım Karabekir Paşa, kitabına yazdığı önsözde, şahsiyetinin ve asil karakterinin kelimelerle muhteşem bir tablosunu çizmiştir: En küçük yaşlarımdan beri birinin şerefine dokunmaktan birine zarar vermekten daima sakınmışımdır. Bu, yaratılışımın olduğu kadar aile terbiyemin de tesiriyledir. Babam da annem de pek ciddî ve pek selâbetli insanlardı.
Atatürk'ün vefatında Karabekir Paşa'nın tavrını, o dönemde gazetecilik yapan Mithat Sertoğlu (1913-1995) anlatıyor: Atatürk'ün vefatı üzerine bir grup arkadaşla bir araya geldik ve Kâzım Karabekir Paşa'ya başsağlığı ziyâretine gitmeye karar verdik. Gruptaki en genç kişi bendim. Aramızdan birkaçı da Atatürk'ün vefatıyla birlikte artık hürriyetine kavuşmuş olmasına binâen Karabekir Paşa'ya 'Gözün aydın' demek düşüncesindeydi. Önce, başsağlığı dileklerimizi ilettik. Sonra aramızdan biri söz alıp, 'Paşam! Artık hürsünüz. Bu bakımdan size göz aydınında bulunmak istiyorum' deyince Kâzım Paşa hiddetle ayağa kalktı ve gözleri yaşlı bir şekilde şöyle dedi: 'Beyler! Siz ne diyorsunuz? Beni yargılatıp 14 sene gözaltında tuttuktan sonra dahi aynı şartlar ortaya çıksa, yine Atatürk'ü lider seçerdim. Yine O'nun emrine girerdim. Aramızdaki bütün ihtilaflarda hep O haklı çıktı.’
750 syf.
·
Puan vermedi
En derli toplu ataturk biyografisi
Kitap gayet uzun ve kapsamli bir biyografi. Andrew Mango Turkce yazilmis asagi yukari butun kaynaklari taramis bu biyografiyi yazmadan zira kitabin sonunda 100 sayfalik bir kaynakca kismi var. Dile kolay tam yuzz sayfa. Yani inanilmaz genis, detayli, akici ve ayni zamanda kisilerin hic bilmedigimiz ilginc halleri ortaya konmus bu kitapta. Mesela
Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu
Atatürk: Modern Türkiye'nin KurucusuAndrew Mango · Remzi Kitabevi · 2004575 okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.