Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Srebrenitsa'yı Unutma, Unutturma!
I. Dünya Savaşı sonrası tesis edilen Yugoslavya'yı oluşturan unsurlardan olan Boşnaklar Soğuk Savaş sonrasında Yugoslavya'nın dağılmasıyla Hırvat ve Slovenleri takiben bağımsızlıklarını ilan ettiler. Eski Yugoslavya'nın bel kemiğini oluşturan Sırbistan güç kullanmasına rağmen Hırvatları ve Slovenleri bu kararlarından vazgeçirememişti. Bunun üzerine Boşnaklar üzerinde bir baskı ve katliam süreci başladı. 1993'te Sırp General Ratko Mladiç'in liderliğinde girişilen Srebrenitsa Katliamı yedi binden fazla sivilin öldürülmesiyle sonuçlandı. Batılı devletlerin geç gelen müdahalesi sonrasında Aralık 1995'te Bosna toprakları Boşnak, Hırvat ve Sırp Federasyonu olarak yeniden örgütlendi. Yüz binden fazla insan bu süreçte hayatını kaybederken, milyonlarca boşnakta ya evsiz kaldı ya da mülteci durumuna düştü.
Sayfa 410 - Kronik KitapKitabı okudu
28 şubat süreci ve yaşananlar!!
28 Şubat 1997'de 9 saat süren MGK toplantısı yapıldı. İslâm'a karşı topyekûn saldırı başlatıldığı İslâm kelimesi kullanılmadan ilan edildi. Artık bütün Müslümanlar hedefti ve inanılmaz bir katliam, işkence, yağma, işten çıkarma ve zulüm başlatılmıştı. Dönemin Başbakanı Erbakan'ın MGK kararlarını imzalamamasına rağmen 13 Mart'ta
Reklam
Libya’nın bombalanma süreci bir şablondur ve birçok ülkede uygulanmıştır. önce medya “diktatörün sivilleri öldürdüğü”nü yayacaktır. “Katliam” yapılmıştır. İkinci aşamada insan hakları dernekleri, “uluslararası toplum” adı verilen merkezlere, BM’ye, AB’ye, Beyaz Saray’a şikâyet mektupları yollayacaktır.
Sayfa 127 - 1. Basım Kasım 2016 Remzi KitabeviKitabı okudu
1. Dünya Savaşı sonrası tesis edilen Yugoslavya'yı oluşturan unsurlardan olan Boşnaklar, Soğuk Savaş sonrasında Yugoslavya'nın dağılmasıyla Hırvat ve Slovenleri takiben bağımsızlıklarını ilan ettiler. Eski Yugoslavya'nın belkemiğini oluşturan Sırbistan güç kullanmasına rağmen Hırvatları ve Slovenleri bu kararlarından vazgeçirememişti. Bunun üzerine Boşnaklar üzerinde bir baskı ve katliam süreci başlattı. 1993'te Sırp general Ratko Mladiç'in liderliğinde girişilen Srebrenitsa Katliamı yedi binden fazla sivilin öldürülmesiyle sonuçlandı. Batılı devletlerin geç gelen müdahalesi sonrasında Aralık 1995'te Bosna toprakları Boşnak, Hırvat ve Sırp federasyonu olarak yeniden örgütlendi. Yüz binden fazla insan bu süreçte hayatını kaybederken milyonlarca Boşnak da ya evsiz kaldı ya da mülteci durumuna düştü...
“CHP Genel Baskan Yardımcısı Onur Öymen'in 10 Kasım 2009 da Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada "Maalesef bu ülkenin anaları çok ağladı. Tarihimiz boyunca çok şehit verdik. Çanakkale Savaşında 200 bin şehidimiz vardı, hepsinin anası ağladı. Kimse çıkıp 'bu savaşı bitirelim' demedi. Kurtulus Savaşında, Seyh Sait İsyanında, Dêsim isyaninda, Kibris'ta analar ağlamadı mi? Kimse "analar ağlamasın, mücadeleyi durduralım' dedi mi? Ilk siz diyorsu- nuz. Çünkü sizin terörle mücadele cesaretiniz yok" sözleriyle 10. demokratik açılımın ön görüşmelerinde süreci elestirerek, daha önce de isyanlar yaşandığını anlattı. "Dêsim İsyanına" da dikkat geken Öymen, o dönemin hükümetinin "analar ağlamasın" demediğini ve "isyanı."bastırdığını hatırlattı. Öymen’in, "isyanin"bastırılmasını ve sonraki süreci övmesi Dersimlileri ayağa kaldırdı. Uzayarak, uzun süre Türkiye'nin gündemine oturdu. AKP Hükümeti dahi Dersim'da yaşananları katliam olarak ifade etti. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdogan, "Devlet adına özür dilenecekse, böyle bir literatür varsa, ben özür dilerim" derken, kendilerini solcu, sosyalist, demokrat, yurtsever, insan hakları ve özgürlüklerinin savunucuları olarak niteleyenler, AKP ve Tayyip Erdogan'in gerisine düştüler. “
Deyr Yâsîn Katliamı’nın üzerinden 70 yıldan fazla vakit geçti. O zamandan bu güne kadar İslâm dünyasında gerçekleşen sayısız katliam, acı ve trajedide hep aynı mantık devam ediyor: Yaşananları dünyaya haykırmanın, süreci tersine çevireceğini inanılıyor. Acıklı betimlemeler ve çarpıcı görseller eşliğinde aktarılan olaylar, çekilen belgesel ve
Sayfa 19 - Aşina KitapKitabı okudu
Reklam
İslam dünyasında gerçekleşen sayısız katliam, acı ve trajedide hep aynı mantık devam ediyor: Yaşananları dünyaya haykırmanın, süreci tersine çevireceğine inanılıyor.
Mladic komutasındaki Sirp birlikleri Srebrenitsa'ya girdi. Mladic emrindeki askerlere şöyle sesleniyordu: 1995'te Ratko "Şu anda 11 Temmuz 1995, Srebrenitsa'sındayız. Sırp Türklere karşı olan isyanın anısına intikam alma vakti geldi." Müslümanlardan Sırp askerlerin işgali üzerine bir grup Tuzla'ya gitmek için yola
İnsanoğlunun tarih boyunca nesneleştirilme süreci, yüzyılımızın ortalarında doruğa ulaşmıştır. İki dünya savaşı, faşizm deneyimleri, toplama kampları, Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan Amerikan atom bombaları bize Resnais'in "Hiroşima Sevgilim" filmini anımsatır. Bu filmde bir kadın ve bir erkek kişisel, belirgin, öznel varlıklar değil, bir işkence ve katliam çağının acılı hayaletleridirler. İnsan doğasının, atalarından gelen faşist yönlerinden kaynaklanan tüm yaşanmış ve yaşanabilecek ıstırapları, devlet ve savaş stratejileriyle özetlenmiştir. Nesnel gerçekliğin, şairi kendi benliğini, varoluş tarihinin tuhaf aynasında kendini tekrar tekrar görmek dışında hiçbir şeyi anımsayamayacak ölçüde unutmaya zorlayacak kadar ağırlığı vardır.
3 MAYIS'I ÜÇ İSİMDEN DİNLEMEK Hakan Paksoy, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu Hakan Paksoy (HP): Millî Düşünce Youtube kanalı izleyicilerini selamlıyorum. Bugün önemli bir konuyu, Türk siyaset ve fikir hayatında ve devlet hayatında önemli olmakla birlikte çok da fazla üzerinde durulmayan bir olayı
Reklam
İnsanoğlunun tarih boyunca nesneleştirilme süreci, yüzyılımızın ortalarında doruğa ulaşmıştır. İki dünya savaşı, faşizm deneyimleri, toplama kampları, Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan Amerikan atom bombaları bize Resnais'in "Hiroşima Sevgilim" filmini anımsatır. Bu filmde bir kadınla bir erkek kişisel, belirgin, özel varlıklar değil, bir işkence ve katliam çağının acılı hayaletleridirler.
Sayfa 21 - everest yayınlarıKitabı okudu
İnsanoğlunun tarih boyunca nesneleştirilme süreci, yüzyılımızın ortalarında doruğa ulaşmıştır. İki dünya savaşı, faşizm deneyimleri, toplama kampları, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan Amerikan atom bombaları bize Resnais’in “Hiroşima Sevgilim” filmini anımsatır. Bu filmde bir kadınla bir erkek kişisel, belirgin, özel varlıklar değil, bir işkence ve katliam çağının acılı hayaletleridirler.
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.