“ Bir müşkülüm var Kaf dağından getirdim
Suyunu verdim, güneşe koydum, büyüttüm
Anladım senden uzakta varılırmış sana
Âdem'in aklını aşka sattığıdır..”
Zaman zaman içinde, ömür ömür içinde, rüya ömür içinde, rüya rüya içinde, bir ömür ki rüya içinde…
Süngü, eserinde gerçeği bir materyal, bir enstrüman olarak kullanıyor, asıl işi büyülü
----------------------
"Bu kitapta yer alan şahıs ve mekânların gerçekle alâkaları tamdır." Kitabının arkasında yazarı tarafından yazılmış bu cümle kitabın başından beni etkilemişti. Çünkü annesini küçük yaşta kaybettiğini biliyordum. Kitabı bitirdikten sonra bu "gerçekle alâkaları" biraz araştırmak istedim ve karşımda
Ahmet Haşim'in O Belde'si şiirimizin şahikalarındandır bana göre. Şiirin ismi müphem bir uzaklığı en ünsî şekliyle anlatır. "O" bir işaret sıfatı olarak uzaklığı işaret eder ama içimizde bir yerdedir kayıp belde ve Haşim bizi oraya davet eder. O Belde evvelinde bir kaçış ve sonrasında bir arayıştır. Her kaçış bir şikayettir
Kitapla tanışma hikayem şöyle başladı. Adıyaman kitap fuarında Çıra Yayınlarının stadında görevliydim ve yayın yazarları da imza günlerinde stadda bulunuyordu. Abdulvehab Ballı hocamızı öncesinden katıldığım birkaç seminerinde tanımıştım. Hem şair kişiliği hem ilme iştiyakı hem mütevazi duruşu ilk andan itibaren bende hayranlık uyandırmıştı.
Sunuş yazısı şu cümlelerle başlıyor:
“Bu bir şair ayaklanmasıdır. Şairler ayaklanmış ihtiyaç halinde sığınacağımız şiirler bırakmıştır. Evet, ihtiyaç halinde. Ne zaman göğsümüzü sıkıştıran bir efkâr bassa şiir imdada yetişmiştir.”
Türk sosyalist hareketinin önemli tarihlerini ve olaylarını sermesi bakımından kitabın farklı bir tarih çalışması
Çocuk Anadolu'dan böyle güvercin çıkmamıştır daha
yalnızlığın üstüne böyle şiir kanatlanmamıştır
böyle göz dökülmemiştir gurbet sürmelisine
böyle yağmur da inmemiştir kimsenin gözlerine
İyilik kanatlarının üstüne olsun, gelmişsin
şu uzun taşradan gölgesi bile yorulur bazen
yorgunsun da biraz daha yorulmaya gelmişsin
akşamlar efendidir, birbirine
Öncelikle kitapla ilgili bazı detaylar aktarmak istiyorum.
1- Zamanında ABD'de de yasaklanmış olan kitap, 3 Aralık 2013'te de İzmir İl Eğitim Müdürlüğü, Kitapları İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından, "ahlaki olmayan bölümler" içerdiği gerekçesiyle sakıncalı bulundu. Aynı zamanda ironik bir şekilde MEB tarafından okunması
...yaşanmışlıklar yazı için yeterli olsaydı büyük hayatlar yaşamış insanların aynı zamanda büyük eserler yazmış olmaları gerekirdi. Oysa bilinç, sezgi, muhayyile eserde birincil öneme sahiptir. Kafka, Amerika'yı görmeden Amerika adlı eseriyle Amerika'nın ruhunu ortaya sermişti. Rimboud Sarhoş Gemi'yi yazdığında hiç deniz görmemişti. Katil psijolojisini en iyi anlatan Dostoyevski muhtemelen hiç cinayet işlememişti. Babalar ve Oğullar'ı yazan Turgenyev baba değildi ve çocuğu yoktu. Milton, Kayıp Cennet'i yazdığında görme özürlüydü. Her gün yüksek sesle şiirinden okuyup kızlarına yazdırıyordu. Tarık Buğra, babanın bakış açısından oğul sevgisini anlattığı "Oğlumuz" öyküsünü yazdığında çocuğu yoktu ve bekârdı...