Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çünkü Oğuz Atay'ı da okudum. Seni de tanıdım... Diyebilirsin ki bir insanı fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim... Seni az tanıyorum... Az... Sen de fark ettin mi? Az dediğin küçük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece 2 harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri Başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi. Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorumi demek, seni kendimden çok biliyorum demektir. Bilmesem de öğrenmek için her şeyi yaparım demektir. Belki de az her şey demektir. Ve Belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir.
Sayfa 349Kitabı okudu
“(...) çok güzel kızlar varmış ve Kant'ı da su gibi okuyorlarmış diye söylentiler çıkarıyorlar, doğru mu acaba? Onları ne yazık ki karşıdan karşıya geçerken ve vapurda bacak bacak üstüne atarken ve piyasa caddelerinde gözlerini ilerde bir noktaya dikmiş yürürken göremiyoruz, nerede saklanıyorlar dersin, bak ben ortadayım, onlarda kim bilir ne
Reklam
“Çırpındıkça kendimden geçiyor, kendime geldikçe çırpınıyorum. Ruhumda kasırgalar fırtınalarla çarpışıyor. Bayılıyorum, bayıldıkça kâbuslar görererek uyanıyorum. Kendime her gelişimde yaşadıklarımı yaşamamış olma umuduyla yorganı kaldırıp yeniden bakıyorum. Maalesef!.. Çıldırmak, ölmek, bunu unutmak için yok olmak istiyorum, fakat bunun için bile dermanım yok. Üstelik durmadan kanayıp beni güçsüz düşürüyor.”
Pusula her zaman gerçeğin peşinde. Yeryüzünün neresinde olursa olsun, her zaman aynı yönü işaret ediyor. İstanbul’da, Karadeniz’de, Ege’de ve işte şimdi kıyılarında volta attığımız Kuzey Afrika’da da, pusulanın o küçük iğnesi hep o yönün peşinde. Ne kadar dönerse dönsün, ne kadar savrulursa savrulsun ibre yine dönüp dolaşıp aynı istikamete işaret
Hiçbir zaman sandığım gibi değilim. Kendim sandığım varlık bile durmadan değişiyor, öyle ki, çoğu zaman, ben birleştirmesem, sabahki varlığım akşamki varlığımı tanımayacak. Hiçbir şey benim kadar farklı olamaz benden. Ancak bazı bazı, yalnızken görünür derinlik gözlerime. Ancak o zaman köklü bir sürekliliğe ulaşırım; ama o zaman da yaşamım ağırlaşıyormuş, duruyormuş, varlığım sona erecekmiş gibime gelir. Ancak yakınlık duygusuyla çarpar yüreğim, ancak başkasıyla yaşarım; başkasının yerine geçmekle, birleşmeyle yaşarım hatta; hiçbir zaman da bir başkası olmak için kendimden sıyrıldığım zamanki kadar yoğun ve güçlü yaşadığımı duymam. Kökten kopmanın bu bencilliği -aykırı gücü o kadar fazladır ki- iyelik, bunun sonucu olarak da sorumluluk duygumu eritir. Böyle bir yaratık, evlenilebilecek bir yaratık değildir. Bunu nasıl anlatmalı Laura'ya?
Kimseyi kıramam ben Kendimden başka, dümen bile kıramam incinir diye rota...
Reklam
Henüz on altı yaşında olduğum halde kabuğuma çekilmiş, onları hayretle inceliyordum; daha o zamanlar bile görüşlerinin darlığı, uğraştıkları şeylerin, oyunlarının, konuşmalarının manasızlığı beni hayrete düşürüyordu. O kadar önemli olayları fark edemedikleri, insanı etkileyen, hayrete düşüren konulara ilgisiz kaldıkları için, ister istemez onları kendimden aşağı saymaya başladım.
Sayfa 72 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Gün geçtikçe büyüyorsun içimde, Ömrümün orta yerine dikilmiş Sarmaşık bir gül misali sarıyorsun... Dolanıyor sevdanın her bir dalı Aklımın en ücra köşelerine... Ve ben, sen kimsin bilmesem de Düşünüyorum işte... Aklıma batıp, gönlümü kanatan dikenlerini ayıklıyorum bazen, Yapraklarından reçel yapıp, Düşlerimi tatlandırıyorum... Ve ben, neden
Özlüyorum Toprak benim kadar sıcak değildir Üşüyor musun sevgilim oralarda Karanlıklar korkuturdu hep seni Şimdi yapayanlız ne yaparsın oralarda Ve ben... Ve ben seni çok, çok özlüyorum buralarda
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.