Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"En önemli insan yoklukla, imkansızlıkla savaşarak kendini yaratan insandır... Kendi kendini yaratan insanlara bir gün olsun rahat yüzü yoktur. Onlar ölünceye kadar zorlukları yenmek, engelleri aşmak zorundadırlar. Başka bir çareleri yoktur..."
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Martı Jonathan Livingston- İnceleme
İki saatte bile okunacak, çok keyifli, kısa ama bir o kadar da düşündüren bir kitap benim için ... Eğer bana favori ilk on kitabımı soracak olsaydınız kesinlikle bu kitap girer onların arasına... Basit, akıcı ama çok ders verici, harekete geçirici, özellikle motivasyonunuzu yükseltecek kadar da kaliteli. ( SPOİLER İÇEREBİLİR )Hayatın anlamının,
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201167,2bin okunma
Reklam
El Etek Çekme
…Zira şüphelerine bir cevap ve ümitsizliklerinden bir kaçış bulmaya burun büken herkes gibi, sen de kendini asmak için doğmuşsun."
Sayfa 155Kitabı okudu
İntihar eden yazar ve şairler (3) Kaan İnce..
Şair Kaan İnce, intihar ettiğinde 22 yaşındaydı. Ankara’da ailesiyle yaşıyordu. Bir gece otobüse binip İstanbul’a gelmişti. Kadıköy Rıhtımı’nda bir otel odası tutup odasının balkonundan sabaha karşı kendini boşluğa bırakmıştı. En yakınları ve arkadaşları dahil, kimse onun neden intihar ettiğine dair kesin bir yanıt bulamamıştı. Çünkü duyarlı bir insanın nerede ve nasıl derinden ve onulmaz bir şekilde kırıldığını, o kişinin kendisinden başka hiç kimse bilemezdi. Sıcak bir buğu düşürdüler ceplerinden, kışın gelişini gözlerime yıkan gölgeler, ölüme giderken. Sonuna vardım ufuk renginin, gündüz rüyalarımda gördüğüm. Gün sayıyor kör eşgalim. Sönüyor gülüşüm, gülün bağrında ikindi vakti. Zaman çağlıyor, ömrümü biçmeden. Çölde ıssızlık sürüsü gecelerim. Pencerelerden akan yollarda usulca büyüyor hüzün. İsyan dumanları. Bir kıyı, boğulduğum. Suçluyum. Talan edilmiş sokaklara yeleler taktım, yenilgilerimi asmak için. Korku salmış düş dudaklarına. Üzgünüm....
392 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Yırtıcı
Yırtıcı
Yırtıcı
RuNyx
RuNyx
Tristan Caine mafyanın karanlık yeraltı dünyasında her zaman bir istisnaydı. Tenebrae Outfit’in yüksek mevkisindekilerle hiçbir kan bağı bulunmayan tek üye oydu. Benzersiz yetenekleri, tartışmaya açık ahlakı ve onu bu hayata sürükleyen bilinmeyen sebepler yüzünden kimse onu tam olarak anlayamıyordu. .lümcüldü. Ayrıca
Yırtıcı
YırtıcıRuNyx · Martı Yayınları · 202491 okunma
Vasat yetenekler için yüksek makamlar tehlikelidir, kişi kendini aşmak zorunda kalırsa, kişiliği bozulur.
Reklam
Kendi kendini yaratan insanlara bir gün olsun rahat yüzü yoktur. Onlar ölünceye kadar zorlukları yenmek, engelleri aşmak zorundadırlar.
Sen kendinden eminsen kendini bilmezlerin söylediklerine kulak asmak gereksizdir.
Vasat yetenekler için yüksek makamlar tehlikelidir, kişi kendini aşmak zorun­da kalırsa, kişiliği bozulur
Sayfa 63
ne yapsan ne etsen anlaşılmadın belki sebep kendini aşmak dürtüsü
Reklam
ne yapsan ne etsen anlaşılmadın belki sebep kendini aşmak dürtüsü
Sayfa 25 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yazarken
Düşünüyor insan yazarken- gerçekten bunları benden başka okuyacak kimse var mı diye. Yani laedri olarak gönderebilirim tabii ki her daim dünyaya, ama benim altımda benimle alay etmeden okuyacak, benim yazdığımı bilecek... İşte burada duraksıyor insan. Etrafta başkaları da varken yazmak çok garip değil mi? Sanat sanat içinse yazmak da benim için
Cakralari taniyalim
Muladhara perine tabanında yer alır. Kök çakramızdır. Genel olarak kişisel köklenme, hayata ait hissetme, aile bağları, güvenlik, para ve maddi mülk edinme, bunları koruma ile ilgilenir, neslin çoğalmasıyla da ilgilidir. Svadhisthana çakra kuyruksokumunda ve genital bölgede yer alır. Sakral çakra diye karşımıza çıkar. Neşe, mizah, cinsellikten
Sayfa 19
Evimiz de genişliyordu böyle gecelerde, daha da genişliyordu genişlemeyi alışkanlık edinmiş gibi ve Vivaldi eşliğinde büyüyüp ateşlenen okşamalar, kimi zaman birbirlerini cesaretlendirerek kanepelerden yere, salondan yatak odasına, belki de mutfağa, koridora ve öteki odalara kadar yayı labiliyordu. Öyle ki, bir tencere kapağının ışıltılı yüzeyinden yansıyordu artık çıplaklığımız, bir kapının açılışıyla çoğalıyor, bir çakmak aleviyle parçalanıyor ve bir ışığın söndürülü şüyle kendi sınırlarından taşıp ttpkı sıcak bir deniz gibi, duvarlar arasında köpüre köpüre çalkalanıyordu. Böylece biz, kendi çıplaklığımızı bir başka çıplaklıkla tanıyor ve kendi çıplaklığımıza ulaşacaksak, başka çıplaklıkların dağlarını, ovalarını, nehirlerini ve pembe bulutlarla kaplı derin derin vadilerini aşmak zorunda kalıyorduk... Saatler süren, zaman zaman sigara içimleriyle kesilip yeniden başlayan o uçsuz bucaksız dokunuşlar denizinde, herkesin kendini bir daha, bir daha doğurabilmesi ve keyfince boğulabilmesi için, herhalde en uygun sığınak bizim evdi o yıllarda. Bir keresinde o denizin derinliklerinden başını kaldırıp ansızın; “Evinizde cinselliğimi iki katma çıkaran bir şey var,” demişti Meftune. Karım şehvetten titreyen dudaklarıyla gülümsemişti ona, inançla gülümsemiş ve, “Eşyaların yaşamasına izin yok bu evde de ondan güzelim,” diye mırıldanmıştı.
bazen şunu diyorum kendime sahi sen kimsin? peki asıl soru kime göre kimim? Tanrı, toplum, akraba, aile,arkadaş, manav, bakkal kime göre kimim? tamam toplum hastalıklı bir yapı da benim marjinalliğim ne kadar rasyonel ;ne zamana kadar marjinal olacağım, yalnızlık, arada kalmışlık, kimlik, statü endişesi veya değişikliği, falan filan, birde şu var sanırım para, cemaat /cemiyet kavramı, eş arayışı veya ruh eşi arayışında ki standart, kriter vs neye göre şekillendi, kendini aşmak derken gerçekten kendimimi aştım yoksa kendimi aşma arzusu içerisinde kaygı, melankoli, toplumdan uzaklaşma/farklılaşma derken şuan topluma uyum sağlamak ile eleştirmek arasında bir yerde kaldım sanırım, nihilizm, hedonizm, entelektüel kaygılar /yalnızlık vs derken şuan nerdeyim, ne istiyorum, ne amaçlıyorum veya neyin peşindeyim, kimim ben? (kim olduğum üzerine kimlik problemleri!!!)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.