Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Kendini rahatsız etme. Kafan hiç karışmasın, kendini basitleştir. Biri yanlış bir şey mi yaptı? Yanlışı kendisine yapmıştır. Onları gördün. Şimdi de onlara şöyle bak. Senin başına bir şey mi geldi? İyi, başına gelen her şey, en başından beri bütünün düzeni içinde doğa tarafından sana sunulmuş, o düzen örgüsünde meydana gelmiştir. Sonuç olarak, yaşamın kısalığından başka denilecek bir şey yok. Akıl ve adalet ile şimdiki zamanı işe yarar bir şekilde kullan." Marcus Aurelius
Sayfa 107 - Olimpos Yayınları, 4. Baskı: Ocak 2023. AnkaraKitabı okuyor
Kendisine değer verilmemiş bir insan bir başkasına değer veremez.
Reklam
Kendisine karşı bir çeşit özlem duygusu besler, gece karanlığını aydınlatan ışığını görmek için beklerdik.
Güzellik, ona sahip olan bir kişiye hoşluk yaratan bir nesne ya da şekildir. Aslında söz konusu nesne, güzel olduğu için ona sahip olana haz vermez, kendisine haz verdiği için onu güzel bulur.
Sayfa 113 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Bilge insan, kendisine edilen bütün hakaretlerin üzerindedir. Atılan iftiralara en iyi cevap sabır ve itidaldir."
İnsan tuhaf mahluk...
"İnsan, tuhaf bir mahluk Müştak bey... Kendisine değer verenden kaçar, eziyet edeni sever."
Reklam
Akıl adına ne varsa modern evlilikten apaçık uzaklaşmıştır: bu evliliğe karşı değil, modernliğe karşı bir itiraz oluşturur. Evlililiğin aklı, ailelerin, eşlerin seçimindeki sorumluluğuna da dayanıyordu. Aşk-evliliğinden yana artan bir hoşgörüyle, adeta evliliğin temeli, onu asıl bir kurum yapan şey, aradan çıkartıldı. Bir kurum asla ve hiçbir zaman bir aşırı tepki üzerine kurulmaz; evlilik, söylendiği gibi "aşk" üzerine "kurulmaz", — evlilik cinsel dürtü üzerine kurulur, mülkiyet dürtüsü üzerine (mülk olarak kadın ve çocuk), iktidar dürtüsü üzerine kurulur, bu dürtü ki sürekli olarak iktidarın en küçük birimini, ulaşılmış bir güç, nüfuz, zenginlik niceliğini fizyolojik açıdan da sabit tutmak için, uzun görevlere, yüzyıllar arasındaki içgüdü-dayanışmasına hazırlanmak için, çocuklara ve varislere gereksinen aileyi organize eder. Bir kurum olarak evlilik en büyük, en kalıcı örgütlenme biçiminin olumlanmasını daha kendi içinde kavrar: toplumun kendisi, birbirine en uzak soylara varıncaya kadar, bir bütün olarak kendisine kefil olmadıkça, evliliğin hiçbir anlamı yoktur. Modern evlilik anlamını yitirdi, — dolayısıyla ortadan kaldırılıyor.
RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ) ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU
İbn Kayyım el-Cevziyye, İgasetu’l-Lehfan fi Mesayidi’ş-Şeytan adlı eserinde der ki: Peygamberlerden başkaları, şahsî düşüncelerinde ve ilhamlarında hata da ederler, isabet de. Onların zan ve ilhamları, düşünceleri ve hatıraları 80, Allah’ın kulları için delil ve hüccet niteliği taşıyamaz. Allah’ın ilhamına mazhar olanların sadatı, ashab-ı
Onu değersiz buluyor, bugüne kadar büyük bir sevgiyle Kendisine gösterdiğim aptalca iyi niyetimden Layık olmadığı için tümüyle vazgeçiyorum.
Nedir ki özgürlük! Kendinden sorumlu olma istencine sahip olmak. Bizi ayıran mesafeyi korumak. Zahmete, sertliğe, yoksunluğa karşı, hatta yaşamın kendisine karşı kayıtsız olmak. Kendi davası için insanları feda etmeye hazır olmak, kendisi de dahil olmak üzere.
Reklam
"Marx, biçim ile içeriğin birlikteliğini savunurken, miras aldığı Hegelci geleneğe bağlı kalıyordu. Hegel, Philosophy of Finc Art (1835) kitabında 'her belirli içerik, kendisine uygun biçimi belirler' diyordu. Sözünu 'biçimin kusuru, içeriğin kusurundan doğar,' diyerek sürdürüyordu."
****Hem bilmek hem de bilmemek,bir yandan ustaca uydurulmuş yalanlar söylerken bir yandan da tüm gerçeğin ayırdında olmak,çeliştiklerini bilerek ve her ikisine de inanarak birbirini çürüten iki görüşü aynı anda savunmak;mantığa karşı mantığı kullanmak,ahlaka sahip çıktığını söylerken ahlakı yadsımak,hem demokrasinin olanaksızlığına hem de partinin demokrasinin koruyucusu olduğuna inanmak;unutulması gerekeni unutmak,gerekli olur olmaz yeniden anımsamak,sonra yeniden unutuvermek:en önemlisi de,aynı işlemi işleminin kendisine de uygulamak. İşin asıl inceliği de buradaydı:bilinçli bir biçimde bilinçsizliğe özendirmek. ****Bilinçleninceye kadar asla başkaldıramayacaklar,ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler...
1984
1984
İnsan psikolojik olarak olgunlaştıkça kendisini her haliyle kabul etmeye başlar, aracı olduğu güzellikleri hiçbir beklenti olmaksızın, hesapsız bir şekilde bütünün hayrına sunar. Gerçek anlamda başarı insanın kendisine yakınlaşma cesareti göstermesidir.
Ben huyca da, sosyal durumu nedeniyle de kendisine hayrı dokunmayıp başkalarına akıl öğreten insanlardanım birader.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.