Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kırık bir aşka hazır olabilir mi insan? Bile isteye. Yaşamak kadar kırık dökük bir aşk.
Cümleler beni benden alıyorrr..
AŞK Ay yüzlüm, yeter bu zulüm! Gel artık yardımıma, çünkü çığlık atmaya bile kalmadı gücüm. Gönlümün aynası kırık dökük; gözden ıradı ay, ama pırıltı duruyor. Öyle bir denizdeyim ki, kıyısı yok. Öyle bir savaştayım ki, sığınağı, korunağı yok.
Sayfa 62 - Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi YayınıKitabı okudu
Reklam
Aşk Rüzgarın Söylediği Bir Şarkıdır
Bir an, sadece bir an umutlanır rüzgar. Ağıdı bırakır, damarlarında gizlenen çürümeye rağmen güzelliğini koruyan yerdeki yaprakları canlandırmak ister. Bütün bedeniyle dokunur onlara; bu dokunuş öyle yumuşak, öyle kırık dökük, öyle çaresizdir ki, ağaçlarda kalan yaprakların da aklını çeler, onlar da kaldırıp atarlar kendilerini rüzgarın kollarına. Artık nemli toprağın üzerinde ölümcül bir dans başlamıştır.
Tuvalinde kırık dökük birkaç çizgiydim önceleri. Şimdi tamamladığın bir tabloyum. Gözlerime bu rengi, bu parlaklığı sen verdin...
Sayfa 262Kitabı okudu
Çöl bir avcıdır Şair yüreğiyle beslenen Gözbebeklerini Yüzüğüne taş gibi takan Ciğerlerini Açıp yaprak yaprak Günlüğünü tutan Kaburga kemiklerini ok gibi fırlatan Karanlık aşk levhasına Ve şair Hızır'a arkadaş Âbıhayat yolculuğuna çıkan Dilinde kırık dökük heceler Dante Virjil Beatris Romeo ve Jülyet Firdevsi Hafiz Câmi Fuzuli ve Nizami Leylâ ve Mecnun Kaf ve Nûn sûrelerinden Azık toplayan yolcu Çölün sır tuzaklarını Esrar beldelerini aşmak için Tanrı dilinden Medet umup İmdat isteyen
Hüzünperest
güz gibi olsaydım keşke... güz gibi olsaydım keşke keşke güz gibi suskun ve hüzün verici olsaydım arzularımın yaprakları sararırdı birer birer gözlerimin güneşi soğurdu acıyla dolardı göğsümün gökkubbesi ansızın pençesini indirirdi canıma, bir hüzün tufanı gözyaşlarım yağmur misali eteklerimi boyardı âh... ne güzel olurdu güz gibi olsaydım vahşi, heyecanlı, rengarenk olurdum gözlerimde bir şair göksel bir şiir okurdu yanıbaşımda yalazlanırdı âşığın kalbi ateşin kıvılcımlarında gizli bir dert. benim ezgim... kırık dökük, rüzgâr sesi gibi keder kokusu dõkerdi yorgun gönüllere. önümde: genç bir kışın acı çehresi ardımda: yazı birbirine katan zamansız bir aşk göğsüm: hüznün, acının, evhamın mahalli güz gibi olsaydım keşke
Sayfa 106
Reklam
"Artık hayatı bırakmak, ölüme sığınmak gerekiyor. Bunun ne­ denlerini, şimdi, şu satırları yazarken tamamiyle açıklıyabilecek durumda değilim. Kafama üşüşen karanlık düşünceler arasında bunaldım. Kurtuluşu ölümde arayacağın. Aşk. .. Ölüm ... Ve mil­ liyetime dokunan yaralar... Bu akıl almaz yenilgi... Bir subay ar­ kadaşla aramızda geçen dünkü konuşma, daha başka nedenler, aylardır olgunlaşan bu ölüm kararım, apansız kolaylaştırdı. Bakı­ nız 'kolaylaştırdı' diyorum. Çünkü bu benim için yeni bir fi kir değildi. Zavallı Türkler düşman çizmelerinin altına düştükten sonra yaşamak bana önce zor gelmeğe başlamıştı. Sonra imkan­ sızlaştı. Arkadaşım, savaşta gösterdiğimiz atılganlığın, ölümü hi­ çe saymamızın aptallık olduğunu delilleriyle saydı döktü. Hiçbir yararlı ödev yapmadan ölüme teslim olduğum için sizden utanı­ yorum. Yaşamayı göze alan silah arkadaşlarımın benden daha güçlü olmalarını Tanndan dilerim. Ben daha fazla dayanamadım. Allah size de büyük işler görmeyi nasip etsin! Ruhum Türklerin mutluluğuna elbette katılacaktır. Fakat bunu bekleyip gözümle görmeye gücüm yetmedi. Çok acı çekiyorum. Bu ölüm kararma adım adım nasıl sürüklendiğimi ilişik defterde okuyacaksınız. Karmakarışık, kırık dökük yazdım. Siz anlarsınız. Beni bağışlayın aziz komutanım, elveda! Bahtsız yaveriniz Üstteğmen: M. Ali."
Aşk mevsimlerin de başkentidir, çekip gitmelerin de... Çekip gitmemeleri için mücadelenin de... Kırık dökük hatıraların ardından,derin bir nefes alıp yeni bir güne saçlarını vermelerin de... Eski zaman hurdacılarının gözden kaçırdığı birkaç eskimizle köşe başında beklemeye devam etmenin son trenidir aşk. Aşk,trenlerin de başkentidir, el sallamaların da... Dünyanın bütün dillerindeki "ya dönerse"lerin de...
Evet, kırık dökük bir aşk hikayem var. Vardı. Yaşadığım şeye aşk bile denemezei aslında...
Aşk yeminlerinden, şiirlerden Kopuk dizeler, kırık dökük sözler kaldı...
Reklam
Aşk yeminlerinden, şiirlerden Kopuk dizeler, kırık dökük sözler kaldı...
Sayfa 103
Aşk yeminlerinden, şiirlerden Kopuk dizeler, kırık dökük sözler kaldı...
Sayfa 125
Aşk samimiyet ve sadakattir. İnsanlar aşkı, sadece kırık dökük konuşuyorlar . Biz aşkı yaşayanlardanız.
güz gibi olsaydım keşke... güz gibi olsaydım keşke keşke güz gibi suskun ve hüzün verici olsaydım arzularımın yaprakları sararırdı birer birer gözlerimin güneşi soğurdu acıyla dolardı göğsümün gökkubbesi ansızın pençesini indirirdi canıma, bir hüzün tufanı gözyaşlarım yağmur misali eteklerimi boyardı âh... ne güzel olurdu güz gibi olsaydım vahşi, heyecanlı, rengarenk olurdum gözlerimde bir şair göksel bir şiir okurdu yanıbaşımda yalazlanırdı âşığın kalbi ateşin kıvılcımlarında gizli bir dert. benim ezgim... kırık dökük, rüzgâr sesi gibi keder kokusu dökerdi yorgun gönüllere. önümde: genç bir kışın acı çehresi ardımda: yazı birbirine katan zamansız bir aşk göğsüm: hüznün, acının, evhamın mahalli güz gibi olsaydım keşke
Sayfa 106 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
315 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.