Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Varoluşun anlamını yeniden kendimde kursam yavaş yavaş... Dünyada hiç kimsenin neden kendi olamadığı üzerine bir kitap yazsam...Bu ülkedeki vicdan yokluğunun nedenini anlatsam... Yanıma sadece şiir kitapları alsam, bütün dünyanın şiirlerini okumak ölene dek sürse..." Leyla Erbil
Sayfa 20 - Kafka Okur Fikir Sanat ve Edebiyat DergisiKitabı okuyor
Okumak Üzerine
Reel olan tabiat değil, kitaplarda görülen rüyadır. Meçhule açılan bir kapıdır kitap. Meçhule, yani masala, esrara, sonsuza.
Reklam
Kitap okumak ve kahve yapmak birçok yönden benziyordu; herkes kolayca başlayabilir, üzerine yoğunlaştıkça kapılıp gidebilir, bir kez kapılınca kolay kolay uzaklaşamaz ve gittikçe daha fazla incelik göstermek gerekirdi. Yani okumanın ve kahvenin kalitesini belirleyen şey, ince nüansları anlamaktan geçiyordu. Özünde okuyucular ve baristalar, kitap okuma ve kahve hazırlamanın kendi halinden keyif alıyordu.
Yer kabuğu katmanları içerisinde eski zamanlarda yaşamış olan canlıların kalıntılarını muhafaza ettiği gibi, bir kütüphanenin rafları üzerindeki kitap dizileri de benzer şekilde geçmişin hatalarını ve bunların ne şekilde sergilendiğini biriktirir. Tıpkı bu yaratıklar gibi o kitaplar da kendi dönemlerinde hayat doluydular.
Sayfa 76
"okumak ve kahve yapmak birçok yönden benziyordu; herkes kolayca başlayabilir, üzerine yoğunlaştıkça kapılıp gidebilir, bir kez kapılınca kolay kolay uzaklaşamaz ve gittikçe daha fazla incelik göstermek gerekirdi. Yani okumanın ve kahvenin kalitesini belirleyen şey, ince nüansları anlamaktan geçiyordu. Özünde okuyucular ve barıştalar, kitap okuma ve kahve hazırlamanın kendi halinden keyif alıyordu."
Athica BookKitabı okuyor
yalnızca bu kitabı okuyarak hayatınızı değiştiremezsiniz. Bunun için harekete geçmeniz gerekecek. Bu biraz da Hindistan’a ilişkin gezi rehberi okumak gibi bir şey: Okumayı bitirdiğinizde, ziyaret etmek istediğiniz yerler hak­kında bolca fikriniz olacak- ama oralara henüz gitmemiş ola­caksınız. Hindistan’ı gerçekten tecrübe etmek için, yerinizden kalkıp oraya gitmek için gerekli çabayı göstermeniz gerekir. Benzer şekilde, eğer yapıp yapacağımız bu kitabı okuyup içe­riği üzerine kafa yormak olacaksa, kitap bittiğinde zengin, dolu ve anlamlı bir hayat yaratmakla ilgili çokça fikre sahip olacaksınız- ama aslında böyle bir hayatı yaşıyor olmayacaksı­nız. Gerçekten daha iyi bir yaşam sürdürmek için, bu sayfa­lardaki alıştırmaları ve önerileri uygulamanız gerekecek
Sayfa 60
Reklam
Bukalemun BubUyu Gördün mü"? Yazanlar Şehnaz Ceylan Feyza Yalman İrem Betül Ayçan Yeliz Bodurlar Bu kitabın sahibi: Bubu, keşfetmeyi çok seven meraklı bir bukalemundu. Ormanda bir oraya, bir buraya gezer dururdu. Bir gün o kadar yürüdü, o kadar yürüdü ki... Kocaman binaların olduğu bir şehirde buldu kendini. Binaların arasında biraz
kızım, sen bir kadın olacaksın
"cinsellik, kimliğimizi kadın ya da erkek olmak olarak kurar.. **** karine: "cinselliğin önemi üzerine sorduğunuz soruyu uzun uzun düşündüm ve çok büyük şeyler bulamadığımı söylemek zorundayım.. bu zevke giden bir yol ama aynı şekilde zevk veren ve bu kadar karmaşık olmayan başka şeyler de var; iyi bir kitap okumak ya da bir paket çikolata yemek mesela.. cinselliğin çiftleri birleştiren şey olduğu söylenir ama aynı zamanda bunu doğru yorumlamak gerekir yoksa daha çok bir gerilim kaynağı olur.. ah hayır, ben gerçekten biraz kayboldum.. eğer cinsel yaşam gerçekten de bir değer hak ediyorsa kendime tüm bunları birbirine nasıl bağlayacağımı soruyorum.."
Sayfa 30 - ayrıntı
Okuma, icadından beri bir başkasının başka bir zamanda ardında bıraktığı işaretleri keşfetmek, alımlamak ve yorumlamaktır. Bir izi okumak ve ne söylediği üzerine düşünmek anlamına gelir. Harflerde bir öteki gizlenir, okumak da o sesin size hitap etmesine ve onun size dokunmasına izin vermek demektir. Dokunuş, kendi dilini bulmaya dönük bir itkidir. Öteki benle konuşur, ona sorular sormama izin verir, bunlara kaçamak veya doğrudan cevaplar verir, kitap sayfalarının sahnesinde bana da sırnaşarak dans eder ya da utangaçça saklanır satırlar arasında. Ötekinin metne bıraktığını okuma edimiyle kendi benliğime alabilirim; ötekinin idrakiyle özdeş olması gerekmeyen kendi idrakim buna aracılık eder. Sadece kendi sesini işiteni, başka bir sese yaklaştırır okumak. Niye? Daha zengin bir benliğe kavuşmak için; çünkü kendisinden başka bir şeyi içine alamayan benlik, yoksul kalır. Kendi dokunulmaz kimliğinde inat etmek yerine kendini, kendiliğini yitirmeyecek ölçüde değiştirmeye ve genişletmeye açık bir bütünlük olarak anlayan bir benlik, alımlama kabiliyetini de artırır. Böylece giderek, içine aldığı ve kendini sürekli gözden geçirip yeniden formüle etmesini sağlayan itkilerin bir toplamı olur. Filigran bir yapı oluşur bu şekilde. Bir noktada benlik, kendisinden kaynaklanan işaretler, cümleler ve düşüncelerle, ötekinden devraldıkları arasında ayrım yapamaz hale gelir.
Okumak, tıpkı yazmak gibi, konuşmak gibi, duygular, düşünceler, tasavvurlar, düşler ve fikirler aracılığıyla dokunmanın bir biçimidir. Bir kitabı eline alıp sayfalarını çevirmek, ayrıca duyusal bir dokunuşla da bağlantılıdır; başkalaşmış biçimiyle e-kitap'ta da geçerlidir bu. Duyusal-ruhsal-zihinsel dokunuş, okumayı bereketli bir deneyime dönüştürür; bu deneyimin kaynağında insanın kendisine dokundurtmaya amade oluşu vardır, çünkü işaretler ona ancak o zaman tesir eder. Bir hikâye okuduğunuzu zannederken, hakikatte kendi içinizde insan olmanın açılımlarına çıkar yolunuz. Yalnızca anlatılan hikâye değildir insanın içinde can bulan; kendi hikâyesi de canlanır, okuduğu anlatının dolayımından geçerek anlatmaya koyulur. İnsanın hayat hikâyesi, okurken kelimenin tam anlamıyla dile gelir. Harfler, onun çoktandır söylemek istediğini anlatır, ama aynı zamanda başka bir şeyler daha söylerler. Onu harflerin ayartıcı berraklığıyla kaçırıp götürür, ucu bucağı görülmez genişlikteki imkânların bembeyaz uzamına taşırlar. Orada, sezmiş ve özlemiş olduğu, ancak sahici tecrübenin mutluluk mu vereceğini hayal kırıklığı mı yaratacağını kendine sormadığı şeye dokunmasını sağlarlar. Okuma esnasında, kendi kendini biçimlendirmenin imkânları farkına bile varmadan ona doğru uçup gelirler, o da sessiz sedasız değerlendirmeye başlar bu imkânları. Kitabı çoktan indirip kucağına koyduğunda bile, imkânların açıldığı uzamda eğleşmeyi sürdürür heyecanla.
Reklam
İçinde bulunduğumuz dünyanın şartlarının elverdiği ölçüde, her ne kadar geleneğimize bütünüyle yabancı olsa da, varlığın hakikatine ermek isteyen, bu uğurda çabalayan, ama bir yetiştiriciden, bir eriştiriciden mahrum olan insanın elinde kalan son şanstı belki kitap.
Aynı dili konuşmadan konuşmak..
.. kimsenin uğramadığı bu yere oturdum. Burayı artık benimsemiştim. Burada ilk kez okuyup bitirmiş olduğum kitabın alıntısını taşın üzerine yazıp bana ait olduğunu da tescille-miş olmuştum. "İçimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü var." sözleri Kürk Mantolu Madonna isimli kitaba ait olup bana da beni hatırlatıyordu. Oturup çantamdan suyumu ve yeni başladığım kitabı çıkarttım. Kitabı alıntıyı yazdığım yerin yanına bırakıp su içeceğim sırada bana ait olmayan bir başka yazıya denk gelmiştim. Buralara benden başka kimsenin uğramadığına emindim. Bu yüzden bana ait olmayan bu yazıyı görmek büyük bir heyecana kapılmama sebep olmuştu. "Niçin rüzgârlı son- bahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz? Niçin yanımda değilsin?" diye devam ediyordu. Rastlantı olduğuna inanamayacak kadar güzel olmasının nedeni ise bu alıntının da yine benim yazdığımla aynı kitaba ait olmasıydı. Yerimden kalktım ve çevreme bakındım ama ne birisine denk geldim ne de herhangi bir canlının varlığına. Gündüzleri bir iki tane yaşlı ablanın gelip burada yürüyüş yaptığını biliyordum ama benim oturduğum bu yere hiç kimse uğramazdı. O gün kitabımı okumak için orada vakit harcamadım. Derin düşün
Sayfa 186 - İkinci adam yayınlarıKitabı okudu
aşırı önemli diğer konu: iki defa okumak
Repetitio est mater studiorum.* Herhangi önemli bir kitap (ilk okumanın ardından) hiç vakit kaybedilmeden bir kez daha okunmalıdır. (…) kitap ikinci kez okunurken kişinin içinde bulunduğu ruh hali ve zihin yapısı ilkinden farklıdır, dolayısıyla çoğu kez başka bir izlenim elde edilir; muhtemeldir ki muhteva başka bir ışıkta görünür. *(Tekrar, öğrenimin anasıdır.)
Çünkü bütün hayatı boyunca bir imparatorluğun tahtına oturmayı bekleyerek yaşayan herhangi biri delirmeye mahkûmdu zaten; çünkü aynı düşlerle bekleyen ağabeylerinin delirdiğini gören herhangi biri, zaten delirmek- delirmemek açmazına sıkışacağı için delirmek zorundaydı; çünkü insan delirmek istediği için değil delirmek istemediği ve bunu sorun
Sayfa 380 - YKYKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.