Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bütün Eserleri 22

Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin’in Albümünden

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin’in Albümünden Gönderileri

Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin’in Albümünden kitaplarını, Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin’in Albümünden sözleri ve alıntılarını, Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin’in Albümünden yazarlarını, Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin’in Albümünden yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Milādi tarihin ilk asırlarından yıkılan Roma medeniyeti- nin tozu toprağı içinde gördüğümüz Barbarlara, on doku- zuncu asrın eşiğinde tekrar rasgelmiş oluyoruz. Bunların size uhuvvet [kardeşlik], müsavat [eşitlik] ve hürriyet birtakım ve güzel şeylerden bahsedişle- rine inanmayınız. Yalan söylüyorlar ve söyledikleri yalanla hem sizi, hem kendilerini aldatıyorlar. Onların açtığı ihtilā- lin çocuğu, bugünkü medeniyet de anın [onun] için lüzum- suz yere birtakım yalanlar üstüne dayanıyor ve çelik adalatı- nı [kaslarını] bu yalanlarla süslüyor.
160 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Alp Dağlarından , zamanında tüm kitaplarını satın alıp okuma amacı taşıdığım Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun iki kısımdan oluşan kitabı. Kapak ve kitap ismini görünce bunun bir gezi / seyahat tarzı kitap olduğunu düşünmüştüm ama yanılmışım. Kitap bir "şarklının" gözünden "garpı" ve bir "garplının" gözünden "şarkı" anlatan , karşılaştıran ve değerlendiren bir eser. Bir sayfada İtthatçılığı yermesi ve birkaç saydaki tespitler dışında çok kayde değer bir şey göremedim.
Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin’in Albümünden
Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin’in AlbümündenYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 201516 okunma
Reklam
Türklerin Yabancılar'ın yanında değişme nedeni
Türkler Avrupa'ya seyahate çıktıkları zaman kıyafetlerini ve serpuşlarını değiştirmek lüzumunu hissetmiyorlar; çünkü, kendilerine göre bir aklı selimle o muhitlerde, erkek iseler kırmızı fesle, kadın iseler siyah örtülerle pek aykırı kalacaklarını seziyorlar. Onların ruhları, yabancıya karşı ürkek, mahcup ve hürmetkardır. Bize geldikleri zaman bütün adetlerimize uymaya ve an'anelerimizi incitecek hareketlerden mümkün olduğu kadar sakınmaya gayret ederler. Onların kendi memleketlerinde bile yabancı ile temasa geldikleri zaman benliklerinden ve bazı milli tavırlarından pek çok şeyler feda ettiklerini gördüm. Mesela, size muhakkak sizin lisanınızda hitap etmeye çalışılır ve kendi aralarında selam ve tokalaşma hallerini hemen terk ederler. Eskiden Türklerin yabancılar arasına girer girmez, böyle ani degişişlerini, tavırdan tavırda, kıyafetten kıyafete girişlerini onlarda milli karakterin zaafına atfederdim; şimdi, gittikçe anlıyorum ki, bu ruhun Bir nevi hayasından, yaradılışın Bir nevi gururundan ve terbiyenin bir nevi incelediğinden meydana geliyor. Türk kaba ve tuhaf görünmekten, karşısındakini incitmekten korkuyor ve ancak bunun için tavrıdan tavıra, kıyafetten kıyafete geliyor.
Sayfa 118Kitabı okudu
Türklerin İnceliği
Bundan yedi sene evvelki gelişimde bir gece, bir Türk evinde misafir kalmıştım. Benim için bütün Bir göç yaptılar. eşyalar çıkardılar, eşyaları getirdiler; odalarda her şeyin yerini değiştirdiler. Tek, hiçbir şeyin benim gözüme batmasın ve her şey alafranga olsun diye. halbuki biz, Aziz James, şarklılara, hele Türklere has bu inceliklerden ne kadar uzağız?
Sayfa 118 - Mis Chalfrin bir Türk evine misafir oluyorKitabı okudu
Türk dostlarım bana geldikçe kendini mümkün oldukça küçültüyorum, huşua varan bir tevazu içinde ancak konuşabiliyorum; sesim boğazımda kayboluyor, gözlerim kayıyor, hareketlerime şaşırıyorum: konuşmalarımız daima şu korkunç harbin cehennemine düşüveriyor. dün onlardan birine sordum; - Harp esnasında ne yaptınız? neredeydiniz? - buradaydım dedi. solgun benizli bir gençti, Gözde de bir acayip sıyma içinde parlıyordu. düşününüz ki bütün arkadaşlarım ve kardeşlerimden ikisi cephelerde dövüşürken, Ben burada kalmanın yolunu buldum; tembel tembel oturdum, hayal ettim, düşündüm ve okudum ve… çok okudum. sizin şairleriniz en devamlı kıraatlerimdi. "Shakespeare'le" "Milton" üzerinde iki sene durdum. son senelerde birçok zaman Byron'u okudum; Ne muhteşem, ne azametli, ne büyük adam… güneşte kızmış Mermere benzeyen bir kalbi var. Vakıa, Oscar Wılde'yi çok sevdim, zavallı ıstırabın ve gamın manasını o kadar çok anladı. Fakat artık Eskisi Wılde'yi hiç sevmiyorum, ne de Byron'u -zaten nasıl sevilir?- ne de ama şairinizi, ne Jahmes'inizi, ne beşeriyetin malı dediğimiz Shakespeare'inizi… bütün yabancı edebiyattan aldığım heyecanları, meğer ne sahte heyecanlarmış. Şimdi, tenha bir tarlada bir Türk köylüsünün çağırdığı şarkı bana kafi geliyor. Ne sizin dilinizden ne de komşunuz Fransızların dilinden artık hiçbir şey anlamıyorum.
Sayfa 114Kitabı okudu
Burada Hanımlar vasıtası ile kitaplarını okuyabildiğim Pierre Loti isminde bir Fransız şairi, Türk kadınlarından bahsederken, "Çehresiz ruhlar!" diyor, Ben Türkler için ruhsuz çehreler, ruhsuz kalıplar diyeceğim.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Her şeyi Değiştirmek isteyen Türk gençliği
Türk gençleri kadınları "açmak!" istiyor: çünkü kadınlar örtünme, namehremlik namı altında umumi hayat ile kendi aralarına girilen bu ağır perdenin arkasında manen, maddeten kuruyup harap olmuşlarmış; çünkü, onlar ne iyi bir eş, ne iyi bir ana ve ne de sadece aklı başında iyi bir kadın imişler; yürümesini bilmezler, giyinmesini bilmezler, konuşmasını bilmezler, düşünüp çalışmasını bilmezlermiş!… işte, bütün bunlar içindir ki Türk gençleri kadınların kıyafetini değiştirmeği elzem addediyorlarmış. Bana kalırsa, onlar yalnız bunu değil, bütün milli selameti ve bütün içtimayı ıslahatı ancak bir kelimenin etrafında topluyorlar: değiştirmek! Meyi değiştirmek? Nasıl değiştirmek? neyi ve nasıl olursa olsun, onlar memleketlerinde mevcut ve yerleşmiş ne varsa hepsini değiştirmek ve her cihetten kendilerine benzememekle artık kurtulmuş olacaklarına kanidirler
Avrupalılarda Akıl yok!
Umumi harp esnasında cenevre'de, Ermeni vatandaşlarımızdan biri anlatırdı. bu zatın pederi, bir zamanlar bizim Cenevre konsoloslumuz iken pazar akşamları kan ve ter içinde dağ gezintisinden dönen İsviçreli "Boyskot'lara hayret ve merhametle bakıp bakıp da dermiş ki: "Hey ya Rabb'im, şu divanelerin taksirini affet! insana verdiğin haftada bir istirahat günü var. bunlar ondan da istifade etmesini bilmiyorlar. hiçbir mecburiyetleri olmadığı halde, böyle, dağlara taşlara tırmanıyorlar. kim bu Avrupalılarda akıl var demişse halt yemiş."
Komünizm ve Faşizm'in ortak noktası
Bütün Milletler bir tehlikeyi hissetmeye başlamışlar ve ortaya "komünizm", "faşizm' ünvanı altında müfrit bir nizam ve intizabat taraftarlığı çıkarmışlardır. Komünizm ve faşizm, görünüşte birbirine zıt görünen bu iki kelimeyi bir arada zikredişimize şaşmamalıdır. Zira bunlar esasta birdirler. her ikisi de, ferdin haklarını tehdit ve vazifelerini attırmak suretiyle cemiyette, yani devlette, azami hükümdarlığını vermek sistemini ifade ediyorlar. İki zıt noktadan hareket edip de aynı noktada birleşen bu cereyanların ortasında "Hürriyet" denilen şirin ve müşfik mabude gittikçe sıkışıp kalmaktadır. Cemiyet, devlet veya vatan mefhumlarını namına mütemadiyen şiddetini arttıran ve fertlerin kafalarını, ruhlarını, iki ağır değirmen taşı arasındaki buğday taneleri gibi öğüten bu tazyikin sonu nereye varacak?
Marcel Proust derki: " dünyayı bilmem kaç saniye zarfında, bilmem kaç kere devretmek kudretine haiz olan şey, elektrik değil, ıztıraptır!"
Reklam
Batı Mimarisinin Vahşiliği
Eğer kırlangıçlar veya terzi kuşları insan olsa idiler, yuvalarını eski Yunan mimarisine göre yaparlardı. Eğer ayılar insan olsaydı, inlerini ancak muasır Batı mimarisi tarzında tekamül ettirebilirlerdi ve eminim ki, bunun haricinde kendilerine bundan daha münasip bir mesken numunesi bulamazlardı.
Bizce, beşeri facianın en acıklı safhasını insanın insanla değil, insanın tabiatla mücadelesi teşkil eder ve yine onun içindir ki, insana nasip olan zaferlerin en büyüğüne "Medeniyet" namı verilmiştir
Doğu ve Batı Halklarına göre dağlar
Benim bildiğim, ta eski zamanlardan beri insanların daima büyük Dağlar önünde korku ve hürmetle karışık bir hisle eğilmiş ve titremiş olmalıdır. Eski şimal masallarındaki Billur prenseslerden, bizim dev analarına kadar, insan muhaliyesinin icat ettiği bütün bir Silsile korkunç ve tehlikeli hayaletler hep dağ başlarının sakinleridir. Germenlere göre buzlu tepelerin üstünde kristalden periler, aşağıdan gelerek Şövalyeleri beklerler ve bazen, bunları billurun çığlıklıları ile kendilerine doğru çekerlermiş. Bu surette nice yiğit Şövalyeler o tepelere tırmanmışlar ve bir daha geri dönmemek üzere bu prenseslerin müthiş visaline (kavuşma) ermişlerdir.
- " (…) Fikirlerimizin de değişmesi için çok düşünmek değil, çok görmek ve çok işitmek lâzımmış..."
Sayfa 117 - iletişim yayınları
İnstagram @edubba_kitap KİTAPLARIMIZIN TAMAMI SIFIR VE ORİJİNAL KİTAPLARDIR. 📌 ELVEDA HAZİRAN=30TL YERİNE 15TL 📌 ALP DAĞLARINDA=25,50TL YERİNE 13TL 📌 KÖREBE=35TL YERİNE 20TL 📌 İTİRAF=25TL YERİNE 15TL 📌 OZ=33TL YERİNE 17TL 📌 AKIL OYUNLARI=28TL YERİNE 18TL 📌 BIÇAĞIN İKİ YÜZÜ=22TL YERİNE 15TL 📌 MAHUR BESTE=22TL YERİNE 12TL 📌 AŞK=42TL YERİNE 25TL 📌 FEDAİLER KALESİ ALAMUT=39TL YERİNE 25TL
Vladimir Bartol
Vladimir Bartol
Elif Şafak
Elif Şafak
Adam Fawer
Adam Fawer
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
Sarah Jio
Sarah Jio
Lee Child
Lee Child
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
İskender Pala
İskender Pala
Daniel Palmer
Daniel Palmer
Marcus Sakey
Marcus Sakey
Elveda Haziran
Elveda Haziran
Körebe
Körebe
Mahur Beste
Mahur Beste
Aşk
Aşk
Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin’in Albümünden
Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin’in Albümünden
İtiraf
İtiraf
Oz
Oz
Akıl Oyunları
Akıl Oyunları
Bıçağın İki Yüzü
Bıçağın İki Yüzü
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi Alamut
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.