İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi, Halik-i kainatı tanımak ve ona iman edip ibadet etmektir. Kendini tanıttırmak için, kainatı bu kadar hadsız masraflarla, baştanbaşa harikalar içinde yaratan ve binler dillerle kemalatını söylettiren, elbette kendi sözleriyle dahi kendini tanıttıracak. Tevhid-i hakiki öyle bir hüküm ve tasdik ve iz’an ve kabüldür ki, her bir şeyle Rabbini bulabilir. Ve her şeyde Halikına giden bir yol görür. Ve hiçbir şey huzuruna mani olamaz. -Said Nursi-

Yazar:

Bediüzzaman Said Nursî

Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 11 dk.Sayfa Sayısı: 183Basım Tarihi: 1 Ocak 2012İlk Yayın Tarihi: Eylül 2000Yayınevi: Zehra Yayıncılık

ISBN: 9786054243297Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Türler:

Din (İslam),

Tasavvuf-Mezhepler-Tarikatlar

#348 Din (İslam) türünde

Fiyatlar

Tüm fiyatlar

Ayetü'l KübraZehra Yayıncılık · 183 syf

Bkmkitap

₺56,95

Satın Al

Ayet-ül KübraEnvar Neşriyat · 208 syf

Kitapyurdu

₺69,00

Satın Al

Benzer Kitaplar

Tümünü Gör

Hizmet Rehberi

9.5/10

Münazarat

9.3/10

Mu'cizât-i Ahmediye Risalesi

9.6/10

Hutbe-i Şamiye

9.4/10

Münacat

9.7/10

Hanımlar Rehberi

9.6/10

Tabiat Risalesi

9.5/10

Gençlik Rehberi

9.5/10

Muhakemat

9.6/10

Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı...

9.1/10

Reklam

Kitap İstatistikleri

Bütün istatistikler

10,2bingösterim

Bu basımın istatistikleri

1.265gösterim

Kitabın okur profili

Kadın% 47.8

Erkek% 52.2

0-12 Yaş

13-17 Yaş

18-24 Yaş

25-34 Yaş

35-44 Yaş

45-54 Yaş

55-64 Yaş

65+ Yaş

Yazar Hakkında

Bediüzzaman Said NursîYazar · 173 kitap

Bediüzzaman Said Nursî (Mart 1878, Bitlis - 23 Mart 1960, Şanlıurfa), İslam alimi, düşünürü. 1892'de Bitlis'te Şeyh Emin Efendi ve diğer İslam alimlerinin de bulunduğu ilim meclisinde yapılan imtihan ve münazara sonunda Molla Fethullah tarafından Bediüzzaman unvanı verilmiş; diğer alimler tarafından da kabul görmüş ve bu isimle anılmaya başlanmıştır. I. Dünya Savaşı'nda gönüllü alay komutanı olarak Kafkas Cephesi'nde mücadele etti. Savaş sırasında birçok öğrencisi ölmüş, kendisi ise gazi olmuştur. Başarılarından dolayı kendisine Harp madalyası verildi. Ordu-yu Hümâyun'un tavsiyesi ile Dar'ül-Hikmet'ül İslamiye azası olarak atandı. 1922'ye kadar görevini yerine getirdi. 1923 yılında TBMM'nin daveti üzerine Ankara'ya gelen Nursî, Ankara'da aradığı atmosferi bulamaz. Van'a dönerek inzivaya çekilir ve daha sonraları bu dönüşünü Yeni Said'in başlangıcı olarak nitelendirir. Bu dönemde sosyal ve siyasi meselelerden uzaklaşır. En önemli vazifenin imanı kuvvetlendirmek olduğunu söyler. Şiddetle karşı çıktığı ama silah çekmediği Cumhuriyet idaresi tarafından bu dönem zarfında uzun yıllar sürgün, gözetim ve yer yer hapis hayatı yaşatılacak ve zorunlu ikamete tabi tutulacaktır. Büyük çoğunluğunun Isparta Barla'da yazıldığı Risale-i Nur külliyatının yazımı ve Nur Cemaati'nin oluşumu bu dönemde yaşanmıştır. 23 Mart 1960'ta Şanlıurfa’da vefat etti. Detaylı bilgi: tr.wikipedia.org/wiki/Said_Nursî