》Kitap; geçmişinde yaşadığı sıkıntılardan dolayı mecburi olarak terk ettiği mahallesine, kansere yakalandığı için tekrar geri dönmek zorunda kalan bir adamın hikayesini anlatıyor. Bu geri dönüş, onu yarım kalmış hikayesiyle, geride bıraktığı insanlarla ve en çok da kendisiyle olan bir yüzleşmenin içine atıyor.
》Kitapla çocukluğumun mahallesine gittim; hani şu mahalle kültürü olan günlere. Herkesin birbirini tanıdığı, bakkalda para üstü olarak küçük şekerlerin verildiği, balkondan balkona muhabbetlerin yapıldığı, sokakların mis gibi ekmek koktuğu, çocukların akşam ezanı okununca "anne biraz daha oynayalım" diye yalvardığı, komşuların tabakları hiç boş göndermediği, insanların birbirini gerçekten sevdiği o güzel zamanlara.
》Betimlemeler ve karakterlerin ruh analizleri çok iyi yapılmış. İçlerindeki acı, pişmanlık, öfke, hüzün, umutsuzluk hepsini dibine kadar hissediyorsunuz.
》Kitap bölüm bölüm ayrılmış, bu bölümler kısa kısa ve her bölümün ardından bir şiir sayfası bulunuyor. Bu da kitabı daha hoş bir tarza bürümüş.
》Kitaptaki Nurettin Efendi karakterine ise değinmemek olmaz. Zaman dışı bir insan. Ve kitabın güzel bir rengi olmuş. Onda herkes kendinden bir parça bulabilir diye düşünüyorum.
》Finale gelince ise; öyle bir şekilde bitiyor ki, son sayfada tüm hikayenin seyri değişti adeta ve kitabı kapatınca tekrar tekrar düşünmeme sebep oldu.
》"Umudunu kaybetme." diyor yazarımız. Ne yaşarsan yaşa hepsinin sonunda pencereden sızan güneş ışığı gibi de olsa bir umudun olsun diyor.