Çehov’un özellikle olgunluk dönemine rastlayan uzun öyküleri, yazarın sanatsal gelişimi açısından büyük öneme sahiptir. Yazarın uzun öykü özelliklerinin belirli bir başlık altında incelenmesi bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Gerçekçi ve yenilikçi bir yazar olan Anton Pavloviç Çehov, Rus yazın dünyasına farklı bir yorum kazandırarak öykü sanatındaki reformcu hareketin temelini oluşturduğunu uzun öyküleriyle ortaya koymuştur. Bu çalışmada yazarın uzun öykü sanatına dair sanatsal özellikleri ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Çehov kısacık süren 44 yıllık yaşamında tıbbi çalışmalarıyla edebi sanatını birleştirmiştir. Farklı yazım tarzıyla ünlenen Çehov, öykülerinde daha çok bir olay ya da durumu kaleme alırken, bunu insan psikolojisiyle bütünleştirmeyi de ustalıkla başarmıştır. Olaylara daha çok statik bir yöntemle yaklaşan yazar, anlatımını içsel seslerle ve psikolojik tavırlarla zenginleştirirken, bu yöntemle gerçekçi yönünü de perçinler. 1888 yılında Puşkin ödilüne layık görülür. 1890 yılında bir Sahalin Adası’na trenle zor bir yolculuk yapar. Bir sürgün yeri olan Sahalin’e yaptığı bu sıra dışı yolculuk yazarın hem insani hassasiyetini, hem de kaydadeğer tıbbi gözlemciliğini ortaya koymuştur. Objektif tasvir etme özelliği yazarın sanatsal yönü açısından ayırt edici bir unsur olarak belirlenmiştir. Hiçbir siyasi görüşe sahip olmayan yazar, öykülerinde daha çok kişisel ve bilişsel gelişim üzerinde durmuştur. İyiye, doğruya ulaşma çabası içinde çırpınan kahramanlar bu uğurda ya başarısız, ya da “Nişanlı Kız” eserindeki gibi nadiren de olsa başarılı olmuşlardır. Bilimin değişmez enginliğine inanan yazarın öykülerinde uyanış ve değişim temaları spesifiktir. Bunun dışında kadın-erkek ilişkilerini, bireysel yetersizlikleri, psikolojik eksiklikleri ve dini öğeleri de yazarın öykülerinin konu bütünlüğü içinde bulmak mümkündür. Özellikle yaşamlarını bir kılıfa sokmuş insanlar yazarın sanatı için vazgeçilmez konu unsurları oluşturmuşlardır. “Küçük Köpekli Kadın”, “Duşeçka”, “Edebiyat Öğretmeni”, “Asmakatlı Ev”, “Işıklar”, “Kılıflı Adam”, “Ionıç”, “Düello”, “Üç Yıl”, “Karım”, “6 Numaralı Koğuş” yazarın uzun öykü sanatını sergilediği ve olgunluk dönemi öykülerinin farkını hissettirdiği bazı eserleridir. “Bozkır” öyküsünü ise gerek işlediği konu, gerekse yöntemi açısından diğerlerinden ayırt etmek mümkündür. Bir yolculuk güncesi şeklinde değerlendirilebilecek olan öykü, daha çok doğa tasvirleriyle dikkat çeker. Anton Çehov’un yazınsal üslubu kısa, yalın ve anlaşılırdır. Bu yüzden eserleri birçok dile çevrilmiştir