Herkese tekrardan merhaba
Bugün başlamıştım bu kitaba bir solukta biteceğini hiç düşünmemiştim. Herneyse.
"...uçmak bir martının en doğal hakkı, özgürlük onun doğasında var..." diyor Rıchard bach,
Öncelikle Rıchard bach nasıl bir dile sahip olduğunu söylemek istiyorum, anlaşılır bir dili var fakat bazı noktalarda okuyucuya da motivasyon veren düşündüren bir dili olduğunu değinmeden kitabı paylaşmak olmazdı.
•Bach, kitapta Martı Jonathan Livingston'un hikayesini anlatır.
Bu kitapta olduğu haliyle yetinmeyen,daha yükseğe ve daha hızlı uçabileceğine inanan Jonathan'dan bahseder.
Biz insanoğlu da öyle değil mi? Bir nebze Jonathan aslında bir insana benzetmemek elde değil. Olduğumuz halle yetinmeyen, hep daha fazlasını isteyen bir varlık değil miyiz? Ve burda toplumun yönü de çok önemli.
Jonathan kitapta Martı sürüsünden dışlanan bir martıdır. Çünkü diğer martılar gibi sadece yemek bulmak ve balık avlamak istemiyordu. Jonathan uçmayı, çok yükseklere uçmayı istiyordu. Bu yüzden sürüden dışlandı.
Biz insanlarda böyleyiz, içimizden biri farklı birsey yapsın onu dışlarız. Saygı duymak yerine. Kitap hakkında söylenecek çok şey var aslında. Tavsiye eder miyim? Eğer uzun soluklu hikayeleri bitirdiyseniz ardından iyi gider :)
Kitapla kalın