Ilk Borges kitabi değildi okuduğum. Fakat borgesi tanıyıp anlayıp onun makosenleri ile dolaştığım bir kitaptı Sonsuz Gül benim için. Çocukluğunu da gördüm, çocukken okuduğunda, onu öykü yazmaya iten Don Quijote u da. Su gibi akıp gitti sonsuz gül, sonsuz zamanın içinde bir an gibi. Körlüğünü, aynaları, özlemleri, yaşlılığı, mitolojiyi, doğuyu ve batıyı bir çok şeyi o kocaman evrenine almış yoğurmus kendi hamuruna uydurmuş bir bilge gibi anlatmış dize dize. Vergilius, Aeneis, İskandinav mitolojisi, Feridüddin Attar, mistizm vs gibi isimlerden kitaplardan vs bahsettiğini görünce içim ısındı aşinalık ortak zevkler yakınlık uyandırir çoğunlukla :)) Alef kitabına başlamadan ön hazırlık olsun dedim. Şiir insanın kendini en iyi yansıttığı ruhunu en çok ortaya koyduğu yazım biçimlerinden biri diye düşünürüm her zaman. Daha önce okuduğum Kum Kitabında ona bu kadar ulaşamamış onunla bu denli baş başa kalmamıştım. Borges ile ayrıntılı bilgiyi "Alef" den sonra yazacağım insallah. Şiir seven ben onun dizelerdeki aynalarının yansımasının güzelliğine biraz daha vakıf olup onun görmeyen gözlerindeki sonsuz ışığında düşünmeye devam edeyim , keyifli okumalar.