İlk kez bir inceleme yazısını yazmakta bu kadar zorlanıyorum. Sanki yazacağım kelimelerin yetersizliği ilk kez bu kadar derinden çarpacak yüzüme gibi hissediyorum. Bu hissimin sebebi bu eserin içindeki ruhun güzelliği. Hani bazı kitaplar vardır kelimelerin gidişatına hayran kalırsınız, cümleler oya gibi işlenmiştir ve o kitapta en olmadık şey bile
YouTube kitap kanalımda Marcel Proust'un hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
youtube.com/watch?v=n5e0iz7...
Bu incelemeyi Marcel Proust ismini daha önce hiç duymamış olanlar ya da kitaplarını okumak isteyip de okumaya çekinenler için yazıyorum.
Sizce kaç yaşındadır ataerkil dünya? İnsan(oğlu) dediğin hangi yüzyıldan itibaren daha eşitlikçi yaşamaya başlamıştır ya da başlar?
Erkeklerin savaşı, erkeklerin siyaseti, erkeklerin tarihi...
Kadın? Çoğu defa atlatılmış, unutulmuş, itilmiş, kakılmış...
Bir gün yeryüzünün tüm ülkelerinde kadın sokağa çıkarken arkasına bakma ihtiyacı
Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalı, Olric. Gelişigüzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli. Kitaplar ve çiçekler özel bir itina isteyen varlıklardır.
Müthiş bir kitap okudum. 1932'de yazıldığına inanamıyor insan. Bugünü bile aşan bir distopya ile karşı karşıya kaldım.
Kitap, Londra Merkez Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde bir grup öğrencinin gezisiyle başlıyor. Burada birim müdürü öğrencilere nasıl insan üretimi yaptıklarını bölüm bölüm anlatıyor. İnsanlar istenilen şekilde üretiliyor,
Dünyanın kulakları ne zaman açılacak patron? Ne zaman gözlerimiz açılacak da göreceğiz? Taşlar, çiçekler, yağmur ve insanlar, kucaklarımız ne zaman açılıp birbirimize sarılacağız? Sen ne dersin, patron? Bu konuda, kitaplar ne söylüyor?
Sakin bir ev,
kendi yetiştirdiğimiz çiçekler,
ilham verecek kitaplar,
sevilmeye değer birkaç arkadaş,
acı veya pişmanlık vermeyen masum eğlenceler,
gerçeğe bağlılık,
güven, ümit ve sevgi dolu bir yürek,
Dünya'nın bütün zevklerinden daha değerlidir…
Bazı zamanlar takılıp düşüyorum, canım acıyor, kimseler ile paylaşamıyorum. Demek istediklerimi ben susayım onlar anlasın istiyorum. Acaba öyle mi avutuyorum kendimi ? Düştüğüm yerden kaldırılmak , duymak istediklerimi değil de hissedebildiklerimi hissettiren kimseler ile olmak istiyorum.
İşte tam da bu anlara takıldığım bir zamanda postacı
Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Olric. Gelişi güzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli. Kitaplar ve çiçekler özel bir itina isteyen varlıklardır.
En son okuduğum Vedat Türkali’ye ait kitaptaki “İnsan alçaklığına çarpmayan kitaplar, bilgiler, ne denli çekici görünürse görünsün yapma çiçek!” cümlesinin gerçekliği ve gerekliliği insan alçaklığının tarih boyunca sürdüğü, bu alçaklıkları durdurma zorunluluğunun insani bir sorumluluk olması noktasında ortaya çıkıyor. Bu sorumluluğu duyumsayan
“Sana her zaman o kadar güvendim ve o kadar güveniyorum ki bu zorlukları, yüklendiği ağır yükün altından kalkarak yeneceğini inanıyorum. Romanını doğacak çocuğumu bekler gibi bekliyorum.”
Nazım Hikmet Ran
DİKKAT: İncelememde söz sanatları, ahenkli konuşmalar, vurucu cümleler, falanlar filanlardan ziyade, Kuyucaklı Yusuf’un asıl hikayesini,
Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Olric. Gelişigüzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli. Kitaplar ve çiçekler özel bir itina isteyen varlıklardır.
"Kitaplar ve çiçekler özel bir itina isteyen varlıklardır.
Ne yazık, bu meslekler de artık olur olmaz kimselerin elinde, sattıklarıyla ilgileri olmayan kişilerin."