Anton Çehov u bile yazdığı bu ünlü romanla etkilemeyi başarmış bir kalemdir.Oblomovluk gibi bir görüşünde keza oluşmasını sağlamıştır.Aşırı tembel kişilere bu ifade kullanılmaktadır.İvan, 79 yıllık hayatında hiç evlenmemiştir.Belki
• Evlendikten sonra birincil aileniz, eşiniz ve çocuklarınızdır.
• Evlenen değişir. Evlendiği halde bekârlığını sürdürmeye çalışan, evliliği hazmedememiştir.
• Evlilik, güç birliğidir, güç savaşı değildir.
• Evlilikte iki tarafın da kendine ait özel alanı olmalıdır. Bu kafasına göre takılmak değil, birey olmasının koşuludur.
•Evlilikte
''Yalanlamak ve reddetmek için okuma! İnanmak ve her şeyi kabullenmek için de okuma! Konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma! Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku!''
~ Francis Bacon ~
"Yalanlamak ve reddetmek için okuma!
İnanmak ve her şeyi kabullenmek için de okuma!
Konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma!
Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku!"
- Francis Bacon
Kıskançlık duygusunun pençesine düşmemek için kişinin kendisini başkaları ile kıyaslamak yerine kendi kişisel gelişimine odaklanması gerekir. Kendini gerçekçi bir bakış ile değerlendirerek artı ve eksilerinin farkında olan ve mükemmelliği aramak yerine kendisi ile barışık olmayı seçen insan bu duygunun esiri olmayacaktır. 🕊️🙇
#alıntı
Öğrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
Öğrendim ki...
Güveni geliştirmek yıllar alıyor,
Yıkmak bir dakika.
Emil'im ne yapmak isterse istesin kendi gücünü aşmama gerektiğini bilir; çünkü o, sınırlarını zorladı zaman ne tür sıkıntılar yaşadığını deneyerek öğrenmiştir. Gayesine
uygun olan araç ve gereçleri seçer ve başarısından emin olmadan pek nadir harekete geçer. O, açık gözlü ve muhakemeli olacak, etrafına aptalca sorular sormayacak, hakkında bilgi sahibi olmayı
istediği nesneleri önce kendisi inceleyecek, yorulacak ve daha sonra büyüklere soru yöneltecektir. Kendisini kolaycılığa alıştır-
madığı için de zorluklarla karşılaştığında diğer çocuklara nazaran daha az telaşlanacak ve sorunlar karşısında daha kolay çözümler bulacaktır.
Eğer, Emil'i diğer çocuklarla kıyaslamak istiyorsanız onu arkadaşlarının arasına salıverin. Böylece onun daha iyi gelişmiş
olduğunu ve yaşına uygun olan olgunluğu kazandığını görmüş olursunuz. Binbir nazla büyütülen çocukların hiçbiri onun kadar
becerikli ve kuvvetli değildir.
Gerçekten bu kitap hakkında ne söylesem ne söylesek az kalır. Seher ve Devranı okuduğumda bir Orhan Kemal bir Yaşar Kemal geldi diye hissetmiştim. Bu kitap bana biraz Livaneli’nin Kardeşimin Hikayesi’ni hatırlattı. Ama hangisi daha etkileyiciydi bunu kıyaslamak bile istemiyorum. Çünkü bu yazarlarımıza yapılan bir haksızlık olur ki ikisininde mükemmel bir hayal gücü olduğu su götürmez. Nihayet bitirdim ve uzun bir zamandan sonra bir kitap beni ağlatabildi.. buna sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum ama o kadar çok özlemiştim ki bu duyguyu tekrardan yaşadığım için Demirtaş’a şükranlarımı sunuyorum.. umarım sen hep yazarsın bizde hep okuruz..
Öğrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
Öğrendim ki...
Güveni geliştirmek yıllar alıyor,
Yıkmak bir dakika.
Dostoyevski ile 10. buluşmamız, yazarın Sibirya’da geçirdiği sürgün yıllarını Aleksandr Petroviç Goryançikov adlı bir karakter üzerinden anlattığı Ölüler Evinden Anılar kitabı ile gerçekleşti...
Ölüler Evi’ndeki misafirliğim genel itibariyle keyifli geçmekle beraber zaman zaman oldukça sıkıldığım bölümlerin de yaşandığını itiraf etmem gerek.
Yalanlamak ve reddetmek için okuma!
İnanmak ve her şeyi kabullenmek için de okuma!
Konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma!
TARTMAK, KIYASLAMAK ve DÜŞÜNMEK için oku!