Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Hiçbir olguyu kabullenemediğim gibi hiçbir duyguya ait değilim, Keşfedilemeyen kavramlara aidiyet hissedişim. Ve ardına kaybolan benlik... Bu bilinmezlikteki sebep, doğru yerde yanlış sorular sormamız ve yanlış yerde doğru cevapları aramamızdan. Oysa insan, derinliklerinden anlaşılır. Belki de görmek için gözlerimizi kapatmamız yeterli. Tüm bu tezatlıkların içerisinde, hükmeden düşünceme mağlubum. “En kötü karar, kararsızlıktan, Kötü bir son, sonsuz bir umutsuzluktan iyiymiş gibi” Seslenirsek cevaplar en başta, başladığımız nokta ise en sonda. Fakat ben aidiyetsizlik içerisinde, öznesiz yokluğa mektup yazamam. 𝔈.𝔇.
Ev mi? Hangi ev? Bir yerlerde evimiz mi var ki?
Kapra Yayıncılık, PDFKitabı okudu
Reklam
194 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Öykü sevenlere …
"Ben öykü aşığıyım," diyenlerden, "Ben aslında öykü okumayı pek sevmem ama..." diyecek olanlara kadar okuma keyfi olan herkesi kitabın başına mıhlayan bir kurgu ustası
Jhumpa Lahiri
Jhumpa Lahiri
.
Jhumpa Lahiri
Jhumpa Lahiri
, öykülerinde dil ve kimlik gibi temel konulara yoğunlaşır ve karakterlerinin iç dünyalarını ve hayatlarının zorluklarını inceler. Öykülerin ortak teması, göçmen deneyimine ilişkin kayıp ve arayıştır. Kitapta göçmenlik, aile bağları ve yabancılaşma gibi konular ele alınmaktadır. Ayrıca, kültürel farklılıklara ve aidiyet arayışına ilişkin kavramsal tartışmaları da ele alır.
Jhumpa Lahiri
Jhumpa Lahiri
'nin öyküleri, gerçekçi karakterler ve dikkat çekici bir dil kullanımı ile okuyucuları derin bir duygu-düşünce dünyasına sokar ve okuyucunun karakterlerle empati kurmasına yardımcı olur. Sonuç olarak,
Dert Yorumcusu
Dert Yorumcusu
derin karakter portreleri ve insanların yaşamlarındaki zorlukları ele alan güçlü öyküleriyle dikkat çeken bir kitaptır. Pulitzer ödülüne layık görülen
Jhumpa Lahiri
Jhumpa Lahiri
’nin dokuz öyküsünden ; “Geçici Arıza - Dert Yorumcusu - Üçüncü ve Son Kıta “ adlı öykülerini çok sevdim.
Dert Yorumcusu
Dert YorumcusuJhumpa Lahiri · Everest Yayınları · 200045 okunma
Ama hiçbir yere kök salamamıştı. Etraftakileri memnun edecek kadar uyum sağlamış ama kendisi tatmin olamamıştı.
Sayfa 276Kitabı okudu
"Menülerinde sadece tatlı varmış: Mont Blanc, profiterol, meyve salatası, tarte tatin, krem şantili ahududu dondurması, daha fazla krem şantili çikolatalı kek... 'İğrenç,' diye mırıldanmış Utz. 'Hayır. Burada kalmam mümkün değil.'
"Zamansız doğmuş insanlar vardır; ül­kesiz, sınıfsız ve geleneksiz doğmuş insanlar vardır. Yaşamı tek başına sürdürmeyi seçenler değil tam olarak; sürgünler, gönüllü sürgünler. Bunlar her zaman da duygusal değildir: Belirli bir şeye ait değildirler, yani hiçbir yere ait değildirler."
Reklam
Nasıl bir dünya burası? Herkes nereye gitti. Dilimi konuşan kimse yok mu?
Nerede olmam gerektiğini bilmemekten nefret ediyordum, hiçbir yere ait değildim.
Sayfa 130 - MishaKitabı okudu
Bağımsız birimlerin statü ve ego sorunları
Toplantılarda fikirlerini cesaretle ortaya koyamayan ekip üyeleri, alınan kararlara kendilerini bağlı hissetmemekte ve bunun sonucunda gerek hedeflerin gerçekleşmesi, gerekse zaman sınırlamalarına uyma konusunda belirsizlik yaşanmaktadır Her bölüm kendini bağımsız ve yetkin hissetmekte, hesap vermekten kaçınmaktadır. Bu da düşük standartlara ve kalite sorunlarına yol açmaktadır. Ekip üyeleri ortaya çıkan olumsuz sonuçlara aldırmamakta, çözüme odaklanmak yerine egolarını ilgilendiren statüye dönük konuları günlük sorunlara dönüştürmektedir.
Sayfa 214Kitabı okudu
"Kadın adama ait değildi. Adam da kadına. Dünyanın kadına ihtiyacı yoktu. Kadının kendisine ihtiyacı yoktu. Hastanede yatan karısına bakarken, birdenbire, karısı birazdan ölse ağlamayacağını fark etmişti. Zira ölen bir yabancı olacaktı. Ve birdenbire bu durum ona o kadar yanlış geldi ki ağladı; ölüme değil, ölüme ağlamama düşüncesine ağladı. Şimdi midesi de boşaltılan içi boş bir kadının yanında duran, içi boş, aptal bir adam olduğunu düşündü."
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.