h

Hedonizm

0 üye
Takip
Vur Patlasın Çal Oynasın Hayatı
Görüyoruz ki ihtiyar Hobbes'un "Tabiat hâli" ile karşı karşıyayız. İnsanın insan için kurt olduğu bir dünya bu. Öl- dürdüğünüz kadar yaşar, çaldığınız kadar kam alırsınız. Her şey sizin. Avrupalının coşkun bir hayranlıkla tekrarladığı bu abesler, Şark'ın da meçhulü değildir. Cevdet Paşa olsa Mez- dek mezhebinin artıkları, der geçerdi.
Jakobenizmden Hedonizme
Yakup Kadri'nin Panorama adlı romanını bir açık yapıt olarak görmemizi engelleyen ne? İrtica sözcüğünü siyasal dilden çıkarmaya eğilimli günümüzün bazı edebiyat eleştirmenleri (aynı zamanda sınıf terimini de yersiz ve yetersiz bulurlar) Maraş ve Sivas katliamlarını öngörmüş bu romanı, sadece Yakup Kadri'nin jakobenizmiyle açıklayabilirler mi? Panorama, son sahneyi gerçekçi kılan metin-içi gönderimlerle doludur. Ama burada asıl sorun, Yakup Kadri'nin tarihsel düşünebilme yetisi ya da arzusudur. Karaosmanoğlu yozlaşmayı araştırıyordu. Ve birey, psikenin olduğu kadar toplumsalın da ürünüydü. Romancılar tarihten kurtulmayı, tarih aşırılaşmayı, metinlerarası olmayı istiyorlar artık. Yazma ve okuma edimi hedonistleşmiş bulunuyor.
Reklam
Estetik aşamada bulunan biri hep günü gününe yaşar ve haz peşinde koşar. Bir şeyin iyi olması güzel hoş ya da keyif verici olması demektir. Böyle bir insanın tümüyle duyular dünyasında yaşadığını söyleyebiliriz. Estetik eğilimli insan hazlarının ve ruh hallerinin elinde bir oyuncak gibidir. Sıkıcı gelen her şey kötüdür onun için.
"Hedonizm" genellikle bencilliği, başkalarını görmezden gelmeyi ve tutku eksikliğini ima etmek için kullanılır. Bunların hepsi iftira. Hedonizm esasında başkalarına yardım etmek ve başarı için gerekli bir koşuldur. Dişe dokunur bir şeyi, ondan zevk almadan başarmak çok zordur ve her zaman savurganlıktır. Daha fazla insan hedonist olsaydı, dünya daha güzel ve her anlamda daha zengin bir yer olurdu.
Sayfa 168 - Doğan Egmont Yayıncılık
Radikal hedonizm
Günümüzde ise 1. Dünya Savaşı'ndan beri artarak gelişen bir radikal hedonizm eğilimi gözlenmektedir. Gariptir ki, sınırsız doyum ilkesi ile boş zamanlardaki ve tatillerdeki tembellik anlayışı, endüstri çağının disipline edilmiş çalışma dü­ zeniyle temelden çelişmektedir ve çoğu kimse de bunun farkın­ da değildir. Çünkü yoğun çalışma ve bürokratik kısıtlamalara karşılık olarak, kendisine sunulan; televizyon, otomobil ve seks gibi şeyler ile insan, bu garip karşıtlığın içine yerleştirilmiştir. Çalışma yaşamının güç ve zorlayıcı koşullan kadar, hiç bir şey yapmamak da, insanı bunaltır ve sıkar. Yaşamın dayanılır ola­ bilmesi için, bu iki karşıt özelliğin kombine edilmeleri ve birbir- leriyle dengelenmeleri gerekmektedir. Bu iki karşıt uç, yirminci yüzyıl kapitalizminin yol açtığı bir zorunluluktur. Çünkü siste­ min yaşayabilmesi, bir yandan büyük üretime ve onun için mo­ noton bir grup çalışmasına, öte yandan da üretilen mallann tü­ ketilmesine, y?ni boş zamana ve tüketim eğiliminin artmasına ihtiyaç gösterir.
Aristippos’a göre her davranışın nedeni, mutlu olmak isteğidir. Yaşamın gereği hazdır, haz insanı insan eden duygudur. Bilgilerimiz duygularımızla alabildiğimiz kadardır, bunda öteye geçmez. Bu yüzden Aristippos duygularımızın getirdiği hazza yönelmeyi, acıdan kaçmayı söyler. En üstün iyi, hazdır. Ancak gerçek haz sürekli olandır. Sürekli olan hazza ise ancak bilgelikle varılabilir.
Reklam
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.