Ama kader kendisine meydan okuyan cüretli kişileri sever, çünkü oyun onun tabii ortamıdır. Küstahlara çalışkanlardan, atak kişilere sabırlılardan daha çok şey verir; aynı şekilde, bu ölçüsüz adama da, genellikle bütün bir nesle verdiğinden çok daha fazla şey bağışlamıştır; onu yakalar ve dört bir yana sürükler, bütün ülkeleri dolaştırır, çarçabuk yükseklere çıkarır ve atılımlarının en güzelini yapmaya hazırlandığı bir sırada da ayağına çelme takar. Kadınlarla ödüllendirir ve oyun masasında onunla alay eder; tutkularını harekete geçirir ve tam gerçekleşecekleri anda ona oyun oynar. Ama hiçbir zaman onu bırakmaz ve can sıkıntısına kapılmasına fırsat vermez.
Sayfa 79 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, e-kitap (Çev. Ayda Yörükan)Kitabı okudu
Zengin ve güçlü bir İranlı, bir keresinde hizmetçilerinden birisiyle bahçede geziniyormuş. Hizmetçi, az önce kendisini ölümle tehdit eden Azrail ile karşılaştığını ağlayarak anlatmış. Efendisine, çabuk yol alması halinde aynı akşam varabileceği Tahran’a kaçmak için en hızlı atını vermesi için yalvarmış. Efendisi razı olmuş ve hizmetçi doludizgin yola koyulmuş. Efendi eve dönerken kendisi de Azrail’e rastlamış ve sormuş: “Neden hizmetkârımı korkutup tehdit ediyorsun?” Azrail yanıtlamış: “Onu tehdit etmedim; sadece, onunla bu gece Tahran’da buluşmayı planlarken, onu hâlâ burada görmek beni şaşırttı.”