Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Millet, ne ırki, ne kavmi, ne coğrafi, ne siyasi, ne de iradi bir zümre değildir. Millet, lisanca, dince, ahlakça ve bediiyatça müşterek olan, yani aynı terbiyeyi almış fertlerden mürekkep bulunan bir zümredir.
Hele son yüzyıllarda bu milletin tarihi, hep çalınmış hakların, üzerlerine oturulmuş toprakların, ağa, eşkıya, şehir mütegallibesi ve hükümet zulmünün, kanların, göz yaşlarının tarihinden başka neydi ki?..
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
Ben, ağır mağlubiyetlerin ve yıkımların, büyük hayal kırıklıklarının ve çaresizliklerin çocuğuyum.
Kendi kendini yöneten bir "milletle" ilk kez karşı karşıyayız; bu basit bir kent devletinin ötesindedir ve kendi kaderini tayin etmek ister.
Bir Aydın-Millet Meselesi…
COŞKUN: Ey zavallı milletim dinle! (Durur.) Şu anda, hepimiz burada seni kurtarmak için toplanmış bulunuyoruz. Çünkü ey milletim, senin hakkında, az gelişmiştir, geri kalmıştır gibi söylentiler dolaşıyor. Ey sevgili milletim! Neden böyle yapıyorsun? Neden az gelişiyorsun? Niçin bizden geri kalıyorsun? Bizler bu kadar çok gelişirken geri kaldığın için hiç utanmıyor musun? Hiç düşünmüyor musun ki, sen neden geri kalıyorsun diye durmadan düşünmek yüzünden, biz de istediğimiz kadar ilerleyemiyoruz. Bu milletin hâli ne olacak diye hayatı kendimize zehir ediyoruz. Fakir fukaranın hayatını anlatan zengin yazarlarımıza gece kulüplerinde içtikleri viskileri zehir oluyor. Zengin takımının hayatını gözlerimizin önüne sermeye çalışan meteliksiz yazarlarımız da aslında şu fakir milleti düşündükleri için, küçük meyhanelerinde ağız tadıyla içemiyorlar. Ey şu fakir milletim! Aslında seni anlatmıyoruz. Sefil ruhlarımızın korkak karanlığını anlatıyoruz. İşte onun için sana yanaşamıyoruz. Senin yanında bir sığıntı gibi yaşıyoruz. Hiç utanmıyor muyuz? Hiç utanmıyoruz.
Sayfa 51 - İletişim Yayınları
Onlardan biri olduğun izlenimini nasıl verdin Onların değer yargılarıyla nasıl düşündün, nasıl hissettin Esir alınacak mesafeye nasıl geldin Nasıl sattın kimliğini, kişiliğini...
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Yazık o millete ki, zorbayı bir kahraman gibi alkışlar ve gösterişli fatihi hayırsever sanır. Yazık o millete ki, Devlet adamı bir tilki, filozofu bir hokkabaz, sanatı yamama ve taklit sanatıdır. Ve her parçası kendini bir millet sanan, o bölünmüş millete yazık!
“Soyunu alçaltan bir kimse için, hayat boş bir şeydir. Böyle birini, ne tanrılar arasında; ne yeryüzünde, ne de ölümünden sonra yerlerin altında, sevecek kimse bulunmaz.”
Sayfa 26 - Sosyal YayınlarKitabı okudu
Milletler bile tarihin önünde birbirlerine yalan söylüyorlar. Efendiler, yalanları ihanetler, ihanetleri harpler ve harpleri ihanetler, ihanetleri yalanlar takip ediyor.
Sayfa 283
Reklam
Fakat ne avrupayı ne kendimizi tanıyorduk. Bu memleketin ne kadar kanı akmıştı
101 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.