Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki; bütün teknolojik üstünlük ve güce sahip olmasına rağmen, yeryüzündeki canlılar, aynı sistemleri insan gibi çalıştırma melekelerine sahip olmuş olsa ve bu melekelerin gelişmesi yalnız maddî yapıya bağlı olsa idi, bir gecede tüm insan nesli sona erdirilebilirdi. Yeryüzündeki yukarıda yapılanlardan rahatsızlık duyma sonucu, diğer mahlükat, ”Nedir bu insanoğlundan çektiğimiz?”, diye her biri kendi karşı gelme özelliği ile üzerimize yürüse idi her halde, teslim olma ve yok olmadan başka, yapacağımız fazla bir şey kalmazdı. Bırakınız güçlü olan varlıkları, en zayıflarından bile kurtulmak mümkün değildir. Nitekim Nemrut'un burnundan giren topal bir sinek işini bitirmiştir. Firavun kavmine gelen karınca, bit ve kurbağa istilası yaşanmış hadiselerdir. Allah'tan ”İnsanın hesa-bını gör” emrini alacak karınca, ya da arıdan kim yakasını kurtarabilir ve nereye kaçabilir? Dahası, binlerce defa büyütülünce ancak görülebilen bir mikrop, sözgelimi akciğer veya karaciğere oturdu mu, dünyayı insana zindan ediyor. Demek ki, kâinattaki varlıkların ipleri Allah’ın (celle celâluhu) elindedir. Dolayısıyla kâinattaki canlıların hayatlarının devamlılığını, güçlüyle güçsüzün mücadelesi sonucu meydana geldiğini iddia etmek kadar gülünç bir tez olmaz.
Prof.Dr.Ali AkmazKitabı okudu
Bir gün bütün değer yargıları değişecek ve yargılananlar yargıç, eziyet edenler de suçlu sandalyesine oturacaklardır ve onlar o kadar utanacaklar, o kadar utanacaklardır ki utançlarının ve suçlarının ağırlığı yüzünden ayağa kalkamayacaklardır. O zaman, akıllı ya da akılsız bütün ezilenler, yani bizim caddedeki insanların çoğu, yani öcü geliyor
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
Sensiz yaşanmıyor, geçilmiyor köprüden. Köprüsüz ve ırmaksız durulmuyor, durulmuyor silahsız. Sensiz durulmuyor. Aşılmıyor yürüsek, boşalmıyor konuştukça, içmekle tükenmiyor. Ağrıyor ne varsa senden uzakta, sensiz durulmuyor. Yaşanmıyor gecesiz, gece de gündüz gibi. Geçilmiyor başlayınca büyük deprem, kanlı meydandan, o solugan atla, topal ve kör. Gezilmiyor sensiz yatılmıyor. Sen ki yatay ve dik, uzat bize durmadan, kolayca yat bize! Uzat bana, yat bana! Barış yüzünle yalnızlığım, yedi dağın ardında, büyüsün doyurmadan, vakitsiz. Vakitsiz doyulmuyor. Sensiz gibi her zaman. Bir yerleri bağırmak en sivri karanlıkta! Sensiz taşınmıyor, uzar saçlarının alacakaranlığı, bükülmüyor, bükmeden sevmek istediğim. Öpülmüyor, sensiz kopuk ne varsa. Sarılmıyor, sensiz kırık ne varsa, Kocanmıyor, ölünmüyor!
Lgbt hastalık değildir. Beni delirtmeyin!
Kendisine hakim hangi insan, kendini özel kılmak yerine, zevklerini, duygularını, genel anlamda eğilimlerini yeniden oluşturarak, herkes gibi olmak istemek zorundadır? Bu tarz insanlara karşı oldukça sert, son derece hoşgörüsüz ve kaba davranılmaktadır; oysa o kuralları hiçe saysa bile, topluma karşı suçu, daha önce de söylediğim gibi, kör ya da topal birinden farklı değildir. Ve bu insanı cezalandırmak gibi, onunla alay etmek, küçümsemek ya da aşağılamak da adil olmayacaktır.
Körler Ortaokulunda Misafirlik
Okulumuz yeni olduğundan kendi binası yoktu. Körler okulunun fazla olan bir bölümünü kullanıyorduk, kör öğrencilerle birlikte aynı bahçeyi ve koridoru kullanıyorduk, ancak gerçek kör olanlar biz mi yoksa onlar mi anlamak biraz zordu. Okulun asıl sahipleri koridorları hızla koşarak geçiyor, için de hareket ettikçe çıngırak sesi çıkaran topla futbol oynuyor, her türlü toplu sporu yapıyor ama asla çarpışıp birbirlerini yaralamıyorlardı. Hemen hemen hepsi bir müzik aleti çalabiliyordu. Gözler çok önemli, ama gözleri olmayan veya az gören insanların diğer duyularını kullanarak, görenlerden daha iyi şeyler yapabildiklerine şahit olmuştum.
Saygı duy otoriteye ve itaat et , hatta kör topal otoriteye bile! Bunu gerektirir iyi uyku. Ne gelir ki elimden, iktidar topal bacaklarla gezinmekten hoşlanıyorsa.
Sayfa 22
Reklam
1.000 öğeden 861 ile 870 arasındakiler gösteriliyor.