Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sedef

56 syf.
8/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Ah Borderline
İlk defa epey kısa bir inceleme yapacağım sanırım. Bu yoktu aslında ama içimden geldi. -Öncelikle- Senso İtalyancada duygu, his, şehvet gibi anlamlara gelir (Tanıtımdan). Severim ya ben böyle kaotik kadınların hikayelerini okumayı. Kendilerini de severim. Kaotikten kastım borderline olanlar olabilir... Bana kalırsa hikaye daha uzun tutulabilirdi ya da başlangıcı detaylandırılabilirdi. Tadı damadığımda kaldı sanki. Yine de sevdim ama bir
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı Kadın
değil. "Senso" peşindeyseniz sizi
Alexandre Dumas (fils)
Alexandre Dumas (fils)
'a alalım. Keyifli okumalar.
Senso: Kontes Livia’nın Gizli Not Defteri
Senso: Kontes Livia’nın Gizli Not DefteriCamillo Boito · Can Yayınları · 2023114 okunma
Reklam
169 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Çocuk Ben geldi geçmişten — “Duy Beni”
#196833331 Bir film izledim sanki, birbiriyle ilişkili süregiden dört farklı kurguya tanık oldum. Sonra esas kurguda geçmişle bugün iç içe geçti — ve böylece Çocuk ve Yetişkin Ben karşılaştı. Düşünelim. Çocuk Ben’in söylediklerinin ne kadarını duyabiliyor Yetişkin Beniniz? Esasında bu muhteşem çizimler ve diyaloglar sayesinde sanki biraz daha net duyabilirmişsiniz gibi geldi bana. Zira ben duydum. Üstelik bazı anıları anımsarken olumsuz parçaların ne denli ön plana çıktığını, olumlu parçalarınsa nasıl gizlendiğini fark ettim bir daha. (Bir sürece tümüyle olumsuzluk atfeden Yetişkin tarafımızdı belki de, Çocuk tarafımız mutlu olabilmeyi daha iyi beceriyordu). Bu kitap bir yas kitabı aslında; henüz canlı olup yitirdiklerimize ilişkin kederimizi reddetme halinin ve ardından barışabilip yas tutabilmenin kitabı. En nihayetinde tekrar anımsadım ki, yasımızı tutmadan iyileşmek mümkün değil. Üstelik bu yas, hem Çocuk hem de Yetişkin’e ait. Bayıldığımı söylememe gerek yok sanırım. Herkesin okumasını yürekten isterim.
Sahte Alkışlarla Olağanüstü Anlar
Sahte Alkışlarla Olağanüstü AnlarGipi · Karakarga · 202221 okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Zorbalığın Çizgi Romanı — Beni Avlayamazsınız
Keder. Şiddet. Ölüm. İntikam. Rastgele sıralamıştım bu kelimeleri ancak yazdıktan sonra fark ettim ki kurgunun ilerleyişine gönderme yapıyorlar. Önce keder geliyor, ardından şiddet, ölüm ve intikam — (Kederden önce de ölüm var). Bu dehşet dolu çizgi romanın (Guillaume Guéraud’ın romanından uyarlama) ilk sayfalarına göz gezdirirken, antisosyal kişilik özelliklerine veya antisosyal kişilik bozukluğuna sahip birinin öyküsünü okuyacağımı zannetmiştim. Oysa şiddetin ve zorbalığın yüceltildiği, sınırların çok keskin biçimde çizildiği, sınıflararası eşitsizlikler (herhangi bir psikopatolojisi olan, “deli” olarak tanımlanan insanlar da alt sınıf olarak görülüyor) ile dolu feodal bir dünyanın içine doğan, orada büyüyen ve aynı zamanda kendisine dayatılanları sorgulayabilen birinin öyküsü-ymüş bu; zorbalığın yarattığı bir zorbanın belki. Bu çizgi roman, kısa sürede okuyabileceğiniz, etkisini ise uzun süre hissedebileceğiniz türden. Hüzünle okudum. Gerçek bir hüzündü bu, aynı tüm sayfalarda olduğu gibi, gerçekti. Ve son olarak da zihnimde şöyle bir soru belirdi: Şiddeti cezalandırmak şiddetle mi mümkün oluyor?
Beni Avlayamazsınız
Beni AvlayamazsınızAlfred · Karakarga · 202226 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
152 syf.
8/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Bugün İsviçre’deydim
Ben çizgi roman dünyasını çok sevdim! Öyle ki, okumayı planladığım pek çok kitabı es geçip çizgi romanlara kapıldım şu sıralar; kapıldığım, içine sürüklendiğim şey, film sahnelerinin içindeymişim gibi bir hissiyat vermeleriydi galiba. Ödül gibi oldu benim için çizgiler; nefes alabildiğim yegane yer oldu. Misal bu kitap sayesinde bugün
Dağın Kalbi
Dağın KalbiLucas Harari · Karakarga Yayınları · 033 okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Duras Sevgilim
Duras’ın evreni, başka ama bir o kadar da yakın geliyor bana. Ben kendisinin dilini
Sevgi Soysal
Sevgi Soysal
’ınkine benzetiyorum. (Soysal’ı okumaya daha önceden başladığım için böyle söylüyorum.) Özellikle
Sevgili
Sevgili
’de bu benzerliği net bir biçimde gözlemlemiştim. Esasında sayıklar gibi yazıyor Duras; öyle ki zaman hızlıca değişiveriyor, nesneler kayboluveriyor (veya başka şeylere evriliveriyor) ve bir insan (veya insanlar) kalıveriyor geriye. Eksiltili ama yalın biçimde “insan” kalıyor. Aslında kendisi de şu cümlesi ile tarzını özetlemiş gibi geldi bana: “Tam bir düzensizlikle birbirine karışır konular” (ss. 15). Tam da böyle gerçekten. Belki bu düzensizlik halinden ötürü okumayı tercih etmeyenler oluyor onu ama ben çok seviyorum Duras’ın düşünce — anlatım biçimini ve yarattıklarını. Bu metinde de Fransız bir kadın ve Japon bir erkek yaratmış. Hiroşima, Nevers… 2. Dünya Savaşı görüntüleriyle çemberlemiş bu ikiliyi. Anlatı hep canlıydı sahiden ve yine çok sevdim.
Hiroşima Sevgilim
Hiroşima SevgilimMarguerite Duras · Can Yayınları · 2011454 okunma
Reklam
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 saatte okudu
Okuduğum en güzel şeylerden biri — Sıradan Zaferler
Muhteşem. Daha başka hangi kelime ile tanımlayabilirim bu kitabı, bilemiyorum. Halihazırda üç beş tane çizgi roman okumuş ve bu türe yeni merak salmış biri olarak karşıma şimdiden böyle muhteşem bir eserin çıkması gerçekten büyük şans. Yavaş okuyabileyim de bitmesin diye çabaladım ama mümkün olmadı sanırım, kapılıp gittim. Üstelik hayatımın zor bir döneminde karşıma çıkması, okuduklarımı daha fazla içselleştirebilmemi ve hüzünlenebilmemi sağladı diye düşünüyorum. İnsana dair ne varsa içinde bulabildiğim, muhteşem çizilmiş ve yazılmış bir eser, gerçekten. Evet, muhteşem. Keşke herkes okuyabilse.
Sıradan Zaferler
Sıradan ZaferlerManu Larcenet · Karakarga · 2016625 okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Geçmiş değiştirilebilir mi? Yeni bir gelecek kurgulanabilir mi?
Hayatımızın dönüm noktaları olarak tanımlayabileceğimiz veya yanlış kararlar verdiğimizi/hatalı davrandığımızı düşündüğümüz anlara geri dönebilmek nasıl olurdu sahiden? “Şimdiki aklım olsa asla öyle yapmazdım!” dediğimiz her şeyi telafi etme şansımız var, ne büyük bir fırsat. Gel gelelim, zamanda yolculuk temalı içeriklerin önemli bir bölümü
İvan Osokin’in Tuhaf Hayatı
İvan Osokin’in Tuhaf HayatıP. D. Ouspensky · Olvido Kitap · 2021360 okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
İlişki içinde yapayalnız kalışlar: Bir ayrılık şarkısı seç (…)
Marguerite Duras
Marguerite Duras
’la tanışma kitabım:
Ayrılık Müziği
Ayrılık Müziği
. Şuraya yüzlerce kez iyi ki yazsam, yine de az kalır sanıyorum. Başka bir kitabını seçmiş olsaydım yine de böyle etkilenir miydim, bilemiyorum. Mükemmel bir tanışma oldu. Bayıldım. Hayran kaldım. Tutuldum. Dağıldım. Tekrar tekrar okudum bazı sayfaları… Bir ilişkinin dinamikleri, bu dinamiklerin zaman içindeki evrilişi, sonu gelmeyen çatışmalar ve ilişki içindeyken yapayalnız kalışlar… Tüm bunlar ancak bu kadar yalın ve eksiksiz bir şekilde ifade edilebilirdi. Bununla beraber, Duras, karakterlerin mimiklerini ve hareketlerini de öyle kusursuz bir biçimde tasvir etmiş ki; hikayelerini okumakla kalmadım, bizzat yanı başlarındaydım sanki. Onlar sustuğunda benim içim de sustu, onlar buruk bir biçimde gülümsediklerinde ben de aynı öyle gülümsedim, onlar ne yapacaklarını bilemediklerinde ben de dağıldım. Ben de onlar gibi çaresiz hissettim, ben de düne baktım, ben de dünden kopamadım bugün. Epey temas etti bana kısacası. Ayrıca kendisinden zihnimde çalan “Bir ayrılık şarkısı seeeç…” tınısı için özür diliyorum… En son isteyeceğim şeylerden biri Duras’ın adını Tatlıses’in adıyla beraber anmak olurdu herhalde. Ama ne yapayım, ben değil, zihnim çalıyor… Her neyse… En nihayetinde Duras’ı daha çok okuyabilmek için sabırsızlanıyorum artık!
Ayrılık Müziği
Ayrılık MüziğiMarguerite Duras · Remzi Yayınları · 199129 okunma
234 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Fransız Edebiyatı’nda “Kader”den İzler
Ne okudum ben böyle… Metin, -özellikle ilk çeyreği- Zeki Demirkubuz’un Kader’ini anımsattı bana. Bundan olsa gerek, daha bi’ çekildim içine. Belki içerik ve içeriğin evrilişi bakımından bu benzetme yerli yerine oturmuyor olabilir ama yine de eğer Kader’i izlediyseniz -hatta benim gibi tekrar tekrar izlediyseniz- böyle hissetmeniz çok olası diye
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201917,6bin okunma
126 syf.
8/10 puan verdi
·
17 saatte okudu
Bastırılan Arzunun Geri Dönmesi — Bir Viktorya Dönemi Portresi
Kitabın sitedeki ilk incelemesini yapıyor olmanın heyecanı içindeyim. İlk olarak söylemeliyim ki, İngilizce kaynaklara göz attığımda, kitabın “The Romance of Violette” ismi ile
Alexandre Dumas
Alexandre Dumas
tarafından yayımlandığını öğrendim. Bunun aksine, kitabın Türkçeye çevrilmiş halinin sunusunda ise
Oscar Wilde
Oscar Wilde
tarafından, döneminin ahlakçı bakış açısından ötürü takma
Violette'in Aşk Destanı
Violette'in Aşk DestanıOscar Wilde · Öteki Yayınları · 199949 okunma
Reklam
155 syf.
7/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Öteki-nden beklentimiz: Görülmek
Görülmek… Dünyaya gözümüzü açtığımız andan, öteki-lerin zihninde sadece birkaç anıdan ibaret olacağımız zamana dek, belki de en büyük arzumuz. Açlığının anlaşılması için ağlayan bir bebekten, ihtiyaçlarının fark edilmesini bekleyen bir ergene ve yaşam denen kaosun içinde öteki-nin gözünde var olduğunu hissetmek adına çaba gösteren bir yetişkine
Yatmadan Önce 100 Fırça Darbesi
Yatmadan Önce 100 Fırça DarbesiMelissa P. · Okuyan Us Yayınları · 20122,724 okunma
563 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yapayalnız Kalmışlıktan Büyülü Gerçekçiliğe — Murakami Evreni
Yalnızlık, gerçekliğe yabancılaşma, bilinç akışı, bilinçdışı, sürrealizm, başka bir evrene ve belki de bilinmeze açılan geçitler, isimsiz karakterler, iki farklı boyutta süregiden kurgu, cevapsız bırakılan sorular ve tamamlanmamış sonlar… Murakami’nin evrenine hoşgeldiniz. Her ne kadar kendisini okumaya alıştığımı düşünsem de sorularımla baş başa
Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu
Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın SonuHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20112,659 okunma
257 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Oscar Wilde Okuma Rehberi GİBİ
Oscar Wilde ne yazsa okunur, hatta tekrar tekrar okunur. Zannediyorum öykü okumayı tercih etmeyişim; kısa metinlerin içine girmekte zorlanıyor olmamdan veya tam o bağlama adapte oldum dediğim anda sona ermelerinden kaynaklanıyor. Ama dedim ya, öykülerin, masalların yazarı Wilde olunca işler değişiyor, giriveriyorum o dünyanın içine. Aslında bu
Mutlu Prens - Bütün Masallar, Bütün Öyküler
Mutlu Prens - Bütün Masallar, Bütün ÖykülerOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20223,287 okunma
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Nora
Ve karşımızda ilk feminist tiyatro oyunu! Cümle bile kulağa harika geliyor. Kocası Thorvald’ın minik ürkek kuş, zavallı Noracık, Küçük Nora diye seslendiği, “esprili” bir dille devamlı olarak küçümsediği ancak kurgu içinde de gördüğümüz üzere zekice hamleleri ve söylemleri ile adeta parlayan gerçek bir Kraliçe Nora…. Aşk diye lanse edilen eril tahakkümün altındayken evrilişini, uyanışını okuyoruz onun. Sanki bir bebeğin uykudan uyanmasını andırıyor. Tam da yeri gelmişken iliştireyim hemen: “Kadınlık korunması gereken bir uğraş olmaktan çıktığı zaman her şey mümkün olur.”
Virginia Woolf
Virginia Woolf
Bu harika oyunun bu kadar az okunmuş olması gerçekten üzücü. Kesinlikle okumalısınız.
Bir Bebek Evi (Nora)
Bir Bebek Evi (Nora)Henrik Ibsen · Agora Kitaplığı · 2012760 okunma
282 syf.
8/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Çoklu evren teorisine dair mistik bir anlatı: Gece Yarısı Kütüphanesi
Genellikle popülaritesi aşırı yüksek olan kitap, dizi veya filmlere erişim sağlamak, zihnimde pek çok soru işaretinin belirlemesine yol açar. Bununla beraber, çoğunlukla daha eski kitapları okumayı tercih eden biriyim. Bu bağlamda farklı bir tecrübe oldu benim için
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı Kütüphanesi
’ni okumak. En basitinden, bir kitapta “instagram” kelimesine rastlamak bile tuhafıma gitti diyebilirim; belki biraz da hoşuma. Hatta durup düşündüm, eğer
Oscar Wilde
Oscar Wilde
bizim zamanımızda yaşıyor olsaydı sanki hiç mi söz etmeyecekti sosyal medyadan? Ya da belki
Nikolay Gogol
Nikolay Gogol
influencerleri eleştiren ve bizi kahkahaya boğan bir oyun yazabilirdi. Gündemi devamlı değişen insanlarız neticede, sanki bazen basit düşünmek gerek yahu… Böyle bir pencereden bakınca, yeni yazılmış kitapları ötekileştirmek pek de doğru gelmiyor bana. Kitap, kabaca söylemek gerekirse, aldığımız en basit kararın bile milyonlarca hatta sonsuz olasılık doğurmasına ve böylece içinde bizim olduğumuz pek çok yaşamın da oluşuyor olmasına değiniyor. Eğer o gün X yere gitmeseydim neler olurdu? Eğer X kararı alsaydım bugünkü hayatım nasıl olurdu? Belki de sonsuz eğer var. Akıcı, ilgi çekici ve sürükleyici bir anlatı. Okuması keyifli. Ben sadece kitabın sonlarındaki kişisel gelişimvari cümlelerden -bana göre- hoşlanmadım. Galiba daha farklı bir son tasarlamıştım zihnimde. Bunun sebebi de 21. yüzyılın “optimistliğini” hesaba katmamış olmam olabilir.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202154,9bin okunma
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.