Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayal ile hakikat çatışması
Ben küfür ile imandan, ikrar ile inkardan, tasdik ile kuşkudan meydana gelmiş bir şey olmuştum. Kalben inkar ettiğimi aklen tasdik eder, aklen reddettiğimi kalben kabul ederdim
"Kişi ile küfür arasında, namazın terki vardır." Resûlullah ﴾ﷺ﴿ ⚘
Reklam
Ey küfür cephesi! Siz daima mağlup olmaya mahkumsunuz. Galib olan sadece Allah’tır!
Arsız polenlerin fısıltısı; yaşlılar baharda ölür Yorgunsun adamım nabzın külüstür bir saat Kalbin "tek" diyor tek yol inat ve ısrar Belleğin tozlu genzini yakıyor ve hayat Yeni kamburlar ediniyor kendine Zamansa bir küfür gibi kararıyor adamım
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Tefekkür ettikçe feraset açılır. Allah kendi üzerinde düşünen kulunu boş göndermez. " Sen yarini bihaber mi sandın / Yoksa seni terk eder mi sandın ?" diyor Galip, kulunu bırakmaz. "Bana bir adım yaklaşana ben on adım yaklaşırım," diyor. Nasıl yaklaşır, onu bilemeyiz ama her şeyden önemlisi insanın kalbini açar. Başka bir insanı sıkan dert, onu sıkmaz. Rahmetli babam söylerdi: " **Elhamdüllilahi teâlâ âlâ külli hal** " ve bunun dışında " Sivel küf- ri ved-dalal " diye ekliyor. Küfür haline şükretmiyor, o hallerden Allah'a sığınıyor. Bunu dudak söylüyor, diğerini halden anlıyorsunuz. Manen tatmin olmuş. Kalbi mutmain. Endişesi yok mu, elbet var; hepimizin var ama tatmin, kalp doygunluğu başka bir hadise.
Koskoca devletler kuruluyor, ancak halk sıkıntı içinde ve açlık çekiyor. Milyonlarca insan cahil kalıyor. Her yerde sarhoşluk, hırsızlık, büyük sefahat, isyanlar, toplumsal nefret kol geziyor... Ve herkesin ağzında küfür. Baba mirası veya halkın yuvarlandığı yozluk bataklıklarından bir okul diploması elde ederek yükselen, korunaklı ve uygun bir yere ulaşan hiç kimse sonrasında parmağını dahi kıpırdatmayacak, milyonları o karanlıktan kurtarmaya yeltenmeyecektir. Ve aydınlanmamış, sarhoş, aç bir halka sahip büyük ülkelerin bataklık üzerine taşlardan inşa edilmiş büyük birer kule gibi olduklarını da bilmeyeceklerdir.
Sayfa 72 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
“Ateşli bir inancın kölesi olmadı, büyük bir idealin alçaklığı uğruna savaşırken vurulmadı. Bir yanıyla inancın küfür, insancıllığın hakaret olduğunu bilmeksizin, ne bir politik düşünceyi, ne insanlığın geleceğini, ne henüz arafta bekleyen birtakım dinleri kurtarma uğruna girdi toprağa. Muhammed’in müritleriyle Mesih’in talebelerinin kendini kandırmasına yarayan ahiret inancıyla da hiç arası olmadığından, ölümü gördüğünde ondan bir hayat beklemedi, daha iyisini umut etmeksizin seyretti hayatın geçişini.”
Kasıtlı bir ilgisizlikle riyakarca davransalar ve halkın karşısında küfür kıyamet şeytanlaştırsalar da stoacılar da stoacılar bile hazzı dikkate almazlık etmezler; niyetleri bellidir: hazın bizzat daha fazla müptelası olabilmek için başkalarını konudan soğutmak. Fakat jüpiter aşkına! Bu şakşakçılar deliliğin tuzu biberi olan zevk ve eğlence katılmaksızın bana hayatının hangi evresinin hüzünlü, neşesiz , cazibesiz, yavan ve zahmetli olmayacağını söylesinler.
Ben küfür ile imandan, ikrar ile inkârdan, tasdik ile şüpheden meydana gelmiş bir şey olmuştum. Kalbimle inkâr ettiğimi aklımla tasdik eder, aklımla reddettiğimi kalbimle kabul ederdim. Kısacası şüphe denilen ejderha vücudumu sarmıştı. Bir fikri ne kadar sağlam esaslarla kursam, şüphe ejderhası onu bir sarsışta yıkıyordu. Bir kere tam bir reddedişle, hiç olmazsa, rahat bir noktada bulunabilir miydim? Ne gezer! İnkâr başka şey, şüphe yine başka! Şüphe ejderhası her doğru fikrin düşmanıydı. İster ikrar olsun, ister inkâr, herhangi bir mesele kabul etmiyordu. Şimdi hayatın gerçeklerini fikrin var olduğunun bir yansıması kabul edersek müthiş bir acıyla dayanılmaz bir cehennem içinde kaldığım anlaşılır. Herkes için olağan olan şeyler, benim için başka bir hal alıyordu. Bu durum nedeni ile aşkta da, geçimde de şanssızdım. Galiba insanlardan kaçan biri olmuştum.
Sayfa 10 - AnonimKitabı okuyor
" Ağlamak mı dedin? Ne münasebet! Ağlayana karı derler.Erkek kısmı ağlamaz.Ya ne yapar? Küfür eder. - Yahu.Bak hava ne kadar güzel. - Havanın da ... - Gazeteyi okudun mu? - Gazetenin de ... - Senden bahsediyorlar ama. - Edenin de ... "
Reklam
Allah Subhânehû'dan bize nusreti ile ikramda bulunmasını ve bizi İkinci Râşidî Hilâfet Devleti'ni kurmada muvaffak kılmasını niyaz ediyoruz. İşte o zaman İslâm ve Müslümanlar aziz, küfür ve kâfirler de zelil olacaklardır! Yeryüzünün her tarafına hayır (İslâm) yayılacaktır.
Köklü değişimKitabı okuyor
Hülasa, muhakkak ki demokrasi küfür nizamıdır!
Yöneticinin seçimi dediği için değil! Zira esas konu bu değildir. Çünkü demokraside esas mesele; yasamanın alemlerin rabbi olan Allah'a değil beşere ait kılınmasıdır. Oysa Allah Subhanehu şöyle buyurmaktadır: "Hüküm sadece Allah'a aittir." (Yusuf suresi 40)
Köklü değişimKitabı okuyor
Abi kadın doğru söylüyo ha
Bir düşmanınız varsa, iyilikle karşılık vermeyin onun kötülüğüne: çünkü bu tavrınız onu utandırır. Aksine, onun da size iyi bir şey yapmış olduğunu kanıtlayın. Utandıracağınıza öfkelenin! Ve birisi size küfür ettiğinde hoşuma gitmez onun için dua etmeniz. Siz de küfür edin biraz, daha iyi! Size büyük bir haksızlık yapıldığında derhal beş küçük haksızlık da siz yapın! Korkunçtur haksızlığın altında yalnız ezileni görmek.
Allah Teâla bizleri nimet verdikleri olan peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihlerin yolundan ayırmasın. Küfür, şirk, nifak ve gaflet ehlinden muhafaza eylesin. Amin.
"...Hem, insan nihayetsiz acziyle nihayetsiz beliyyata maruz ve hadsiz a’dânın hücumuna müptelâ ve nihayetsiz fakrıyla beraber nihayetsiz hâcâta giriftar ve nihayetsiz metalibe muhtaç olduğundan, vazife-i asliye-i fıtriyesi, imandan sonra duadır. Dua ise, esas-ı ubudiyettir..."
Sayfa 90 - Zehra Yayıncılık
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.