İlk günah ve cennetten kovuluş
Bahçedeki her ağaçtan özgürce yiyebilirsin, ama iyiliği ve kötülüğü bilme ağacına dokunma! Çünkü ondan yediğin gün kuşkusuz öleceksin.
Kimsesizler Yurdu'na bırakılmam kuşkusuz başkalarınınkinden farklı ama daha korkunç olmayan bir yaşamın başlangıcıydı; ineklerini güttüğüm köylülerin yanındaki çocukluğum başka bir çocukluktan hiç de farklı değildi; hırsızlık ve fuhuş yaparak geçirdiğim gençliğim gerçekte ya da düşte hırsızlık ya da fuhuş yapanlarınkine benziyordu; görünen yaşamım yalnızca iyi gizlenmiş aldatmacalarla doluydu.
Reklam
Şeytan semavi din için, en azından Tanrı kadar gereklidir. Semavi dinler; rahipler, hocalar, hahamlar vb. Tantu'yla şeytan arasındaki bozukluktan çok hoşnutturlar; iki düşman arasında bir uzlaşmaya aracılık etmeyecek ölçüde hoşnutturlar. Varlıkları ve gelirleri bu iki düşmanın çatışmaları, düşmanlıkları üzerine ku­rulmuştur. İnsanlar baştan çıkarmaya ve günah işlemeye yöneltilmezse, rahiplerin yönetimi ve gücü, insanlar için gereksiz olur. Ma­nicilik bütün dinlerin, kuşkusuz eksenidir; ancak ne çare ki, tanrısallığı, kötülük kuruntusunda haklı çıkarmak için icat edilen şeytan, göksel düşmanının aczini ya da beceriksizliğini bize her dakika kanıtlar.
Bastırılmış Duygular Psikolojik Bozukluklar Yaratır
utanç ve iğrenmenin de yer aldığı aşk güdüsü ve ona düşman olan dürtülerden oluşan iki ayrı güç kümesi tüm sıradan kentsoylu değerlerin sınırlarını aşarak gerginlikler ve tutkular yaratırlarmış ve ruhun derinliklerinde başlayan güçler arası çatışma dışarıya taşmaya çalışan içgüdülere engel olamaz, onları hizaya sokamaz ve böylece normal, uyumlu ve kabul gören bir aşk hayatı için gerekli olan uygar davranışlara engel olurmuş. Ve erdem ve aşk güçleri arasındaki bu çatışma (evet, işe karışan güçler bunlarmış) nasıl mı sonuçlanırmış? Görünüşte, kuşkusuz erdemin zaferiyle. Korku, terbiye, namustan kaynaklanan utangaçlık ve saflığa duyulan iç titretici özlem, bunların tümü aşkı bastırır, karanlıkta esir tutar, olsa olsa çılgın isteklerine birazcık razı olur ama tüm çeşitliliği ve gücüyle faal bir varlık göstermesine kesinlikle izin vermezmiş ama erdemin zaferi görüntüden ibaretmiş ve bir Pirus zaferiymiş çünkü aşkın isteklerine ket vurulamazmış ve zor kullanmak işe yaramazmış. Bastırılmış aşk ölmez, karanlıkta, gizli derinliklerde yaşamını sürdürür, doyuma ulaşmak için uğraşır ve erdem engelini yıkıp tanınmayacak denli biçim değiştirerek yeniden ortaya çıkarmış."
Sayfa 162 - 1.CiltKitabı okudu
İki dünya savaşı arası Türkiye'de gözlenen siyasal ve zihinsel dönüşümde kuşkusuz Atatürk'ün etkisi büyüktü. Yeni bir toplum inşa sında onun entelektüel birikimi yönlendirici oldu.
Bilincim gitgide zayıflıyordu, ruhlarımızı yutarak sağ kalan hatıralar karşısında çaresizdim, bir uçtan bir uca göğü saran, göz kamaştırıcı tekinsiz lacivert örtü kafamı karıştırıyordu; gökyüzü bir yandan kendine hayran bırakırken bir yandan da boğucu bir endişeye sürüklüyordu. Hiç kuşkusuz bu gelgitli hislerimde, Sarayburnu açıklarından mahallemize bakan devasa büyüklükteki parlak dolunayın da payı vardı. Çatılara dokunacak kadar dibimize sokulan ay, ışıklı yüzüyle Cankurtaran'ın yorgun evlerinin sıralandığı sokakları aydınlatırken, bir taraftanda eskilerden kalma esrarengiz hikâyelerin etkisiyle kara düşüncelere sebep oluyordu. Son günlerde bu civarlara musallat olan ve içindeki eşyalarla kısa süreliğine kiralanan evlere dadanan hırsızların kırıp durduğu sokak lambaları yine sönüktü.Dolunayın yaydığı kasvetten kaçış yoktu.
Reklam
Insanlarin çoğu hayatlarini geçimlerini sağlamaya çalışmakla gecirirler: Emekçiler, yoksullar, kadinlar, çocuklar, sosyetikler neredeyse hiç düşünmezler: Kukla gibidirler, bu kuklalar biraz karmaşık ve kuşkusuz bilinç sahibidir, ama tüm hareketleri istemsiz arzular ve yabanci telkinler tarafindan yönlendirilir.
"Can denen şey ne de kolay alınabiliyordu . Ölmeye ne kadar da müsaidiz aslında. Ama insanlar öleceklermiş gibi yaşamıyorlar. Onlarda şuursuz bir güvenlik hissi var. Kaygısızlar... Sorunları ve gayeleri var. Sanki öleceklerinden haberleri yokmuş gibi hareket ediyorlar. Dertleri tek harekette yok olacak kadar basit oysaki. Onlar yarın ölecekleri bilinci ile yaşasalardı hiç kuşkusuz hepsi bozuk birer saate dönüşürdü ."
Sayfa 8 - SiyahBeyaz YayınlarıKitabı okuyor
Tevbe suresi 40.ayet
Lâ tahzen innallâhe meanâ (Üzülme, kuşkusuz Allah bizimle beraberdir.)
Sayfa 37 - İndigoKitabı okuyor
İngiltere'nin 4 Ağustos günü Fransa ve Çarlık Rusyası'nın yanında savaşa dahil olmasıyla işin şekli baştan aşağı değişmiş; Osmanlı liderliği de derhal Rusya'yla anlaşma yolları aramaya başlamıştır. Bu mecrada Enver Paşa, 5 Ağustos günü Rus Askeri Ataşesi Leontiff'le görüşerek, ya Bulgaristan'ın eline geçmiş Batı Trakya ya
Sayfa 409
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.