Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sana asla bir gül bahçesi vadetmedim...
“Look here,” Furii said. “I never promised you a rose garden. I never promised you perfect justice …” and I never promised you peace or happiness. My help is so that you can be free to fight for all of these things. The only reality I offer is challenge, and being well is being free to accept it or not at whatever level you are capable. I never promise lies, and the rose-garden world of perfection is a lie … and a bore, too!”
Sayfa 113Kitabı okudu
...The bones do not lie. They tell the story of who you are, where you came from, and what you might become." ¢---⋆ ...Kemikler yalan söylemez. Kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi ve ne olabileceğinizi anlatırlar."
Reklam
Psikopatlar ayrıca istediklerini elde edebilmek için çok rahat ya­lan söyleyebilir ve kurbanlarının duygularıyla sinsice oynarlar. Psychopaths can also lie very easily in order to get what they want and play on their victims' emotions insidiously.
Sayfa 151 - Varlık Yayınları 33. BasımKitabı okudu
İçinde bulunduğumuz çağ tek­nolojinin her şeyi kolaylaştırdığı değil, her alanı etkileyen daha fazla karmaşıklığın ortaya çıktığı bir çağdır. Ticarette rekabet kü­reselleşti ve yoğunlaştı. Bir işadamının eskiye oranla daha büyük bir tabloya hükmetmesi gerekiyor ve bunun anlamı daha fazla bilgi ve yetenek demek oluyor. Bilimin geleceği uzmanlaşmakta yatmıyor, tam tersine çeşitli alanlardaki bilgilerin birleştirilme­sinde ve çaprazlama büyütülmesinde yatıyor. The era we have entered is not one in which technology will make everything easier, but rather a time of increased complexity that affects every field. In business, competition has become globalized and more intense. A businessperson must have a command of a much larger picture than in the past, which means more knowledge and skills. The future in science does not lie in increased specialization, but rather in the combining and cross-fertilization of knowledge in various fields.
Sayfa 96 - Altın Kitaplar Yayınevi 5. BasımKitabı okuyor
No woman should ever lie about another woman! How will stabbing one another in the back help women to rise above patriarchal oppression?!
Reklam
İyi geceler..iyi uykular..
"I lie in bed at night, after ending my prayers with the words "Ich danke dir für all das Gute und Liebe und Schöne" (Akşamları yatağımda şöyle dua ediyorum: "Tanrım, iyi, güzel, doğru şeyler için sana şükürler olsun.")
Sayfa 209 - Puffin Books - The Definetive EditionKitabı okudu
The eyes, chico, they never lie.
Sözler kandırabilir, sözler yanıltabilir, sözler yanlış anlaşılabilir ama gözler hiçbir zaman yanlış bakmaz.
Sayfa 100Kitabı okudu
"Yes, Death. Death must be so beautiful. To lie in the soft brown earth, with the grasses waving above one's head, and listen to silence. To have no yesterday, and no to-morrow. To forget time, to forgive life, to be at peace."
"Kim bilir... Belki de ışık karanlık okyanusun dibinde bile parlayabilir."
Reklam
Ah, ben ölünce neler söyletecekler sana: Ne buldun diyecekler, onun nesini sevdin? İyisi mi, sevgilim, sen hepten yan çiz bana, Zaten bende ne arar senin değer dediğin. Meğerki uydurduğun erdemli yalanlarla Hiç layık olmadığım şeyler yakıştırasın, Cimri gerçeğin vermek istediğinden fazla Bu ölüye, ardından, övgüler yağdırasın. Ah, belki gerçek sevgin görünür diye sahte, İstemem aşk uğruna yalancıktan övmeni; Adımı da gömsünler cesedimle birlikte– Yaşamasın; ne beni utandırsın, ne seni. Utanıyorum işte bunlara yol açmaktan; Hiç değer taşımayan şeylerden sen de utan. O, lest the world should task you to recite What merit lived in me that you should love, After my death, dear love, forget me quite; For you in me can nothing worthy prove, Unless you would devise some virtuous lie To do more for me than mine own desert, And hang more praise upon deceasèd I Than niggard truth would willingly impart: O, lest your true love may seem false in this, That you for love speak well of me untrue, My name be buried where my body is And live no more to shame nor me nor you: For I am shamed by that which I bring forth, And so should you, to love things nothing worth.
Her smile made the lie worthwhile. Gülümsemesi yalanı değerli kılıyordu.
# lie to me
Kusurusuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır.
To never lie **
"My parents taught me that I was named my name for a reason. They taught me not to hate. To never say I can’t. To never lie." ------------------------------------------------ "Annemle babam bana bir nedenden dolayı adımın verildiğini öğretti. Bana nefret etmemeyi öğrettiler. Asla yapamayacağımı söylememek. Asla yalan söylememek."
1.118 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.