"Aldırma be Sadettin, şimdi devir böyle. Bir gün içinde dost düşman karıştı."
Sayfa 86Kitabı okudu
"Annenin ataları Bosna'dan, babanınkiler Makedonya'dan gelmiş. İkisinin de çocuklukları bu uzak memleketlerin hikâyelerini dinleyerek geçmiş. Ataları için memleket, hatıralarında parlak renkli akide şekerleri gibi lezzetli duran bu diyarlardı."
Sayfa 275 - Memleket kıpkırmızı bir akide şekeriKitabı okudu
Enver Paşa iyi bir asker olsa da büyük bir strateji uzmanı, büyük bir kumandan, imparatorluk ordularını yönetecek bir mareşal değildi. Kaldı ki rütbesi de o mertebede değil. Evet, Trablusgarp'ta savaşmış, başarılı olmuş, Edirne'yi istirdad etmiş, Makedonya'da komitacı kovalamıştı. Tercüme-i hali başarı ile doluydu, fakat bu bir imparatorluk ordusunu, Osmanlı tarihinin gördüğü en kalabalık orduyu başarıyla yönetebileceği anlamına gelmiyordu.
Sayfa 106Kitabı okudu
İÖ 336 ila 333 yıllarında, Makedonya'nın Grek eğitimli kralı Büyük İskender, Yahudilerin Pers derebeyliklerini fethederek, büyük Pers İmparatorluğunu ele geçirir. Ölümünden sonra dünyaya bıraktığı miras, uzun yıllar süren uluslararası entrika, diplomasi ve savaş halidir İskender'in imparatorluğu bölündükten sonra ortaya çıkan devletler, bir
Tarihe baktığınız zaman, aslında Roma'daki Papa ile İstanbul'daki Patrik'in çatışmasının aşağı yukarı Şarlman [Charlemagne] devrinde başladığını görürsünüz. Şarlman devrinin de, Bizans'ta Makedonya sülâlesi dediğimiz bir Rönesans dönemine; yani Bizans'ın yeniden kuvvetlendiği, Araplara 7.-8. yüzyıllarda kaptırdığı bazı toprakları yeniden aldığı,
Baron von der Goltz, Makedonya ziyaretinde iflah olmaz Osmanlı sevgisiyle bazı öngörülerde bulunur:
Bir ırk kavgası kaçınılmaz olacaktı (…) Şunu teslim etmek lâzım gelir ki, bütün eksikleri bir yana Türk idaresi düşmanlıkları azaltmayı iyi biliyor ve millî rekabetin şiddete dökülmesini, sırayla imtiyaz tanıyıp sonra geri almaya dayanan ustaca bir sistemle engellemeyi fevkalâde güzel başarıyor. Belki hiç bir başka idare bu görevin altından böylesine başarılı kalkamazdı. (Türk idaresinin) kanunî kuvveti işte buna dayanıyor.
Sayfa 65
1908 Devriminin Hazırlanması
Büyük Britanya kralı ile çarın Reval'deki görüşmelerinde (8-10 Haziran 1908) Osmanlı İmparatorluğu'nun paylaşılması konusunda bir anlaşmaya vardıkları söylentisinin Selânik'e ulaşmasıyla başladı. İmparatorlukta anayasal parlamenter bir rejimin yabancı müdahalesini önleyeceğine inanan İTC liderleri harekete geçmeye karar verdiler. Birçok subay padişaha karşı isyan edip birlikleriyle birlikte dağlara çıktı: Önce Binbaşı Resneli Ahmet Niyazi Resne'de (3 Temmuz'da), 4 gün sonra Tikveş'te Enver ve 20 Temmuz'da Ohri'de Eyüp Sabri (Akgöl) (18761950). Küçük rütbeli başka subaylar da dağa çıktı. Niyazi'ye harekete geçmesini emreden cemiyet onun başarılı olmasını bekledikten sonra ilk bildirisini Manastır'da 6 Temmuz'da yayınladı. Bundan sonra olaylar hızla gelişti. Padişahın, isyanı bastırmak için bölgeye gönderdiği birçok subay öldürüldü, İzmir'den gönderilen birlik ayaklanmacılara katıldı ve cemiyet 23 Temmuz'da bazı Makedonya kasabalarında meşrutiyeti ilan etti. Sultan Abdülhamit bir oldubittiyle karşı karşıya olduğunu görerek 23/24 Temmuz gecesi, sanki hür iradesiyle karar veriyormuş gibi meşrutiyeti ilan etti.
Sayfa 75 - İletişimKitabı okudu
Savaşın başında 'Kafkasya'yı alayım' derken kaybettiğin doksan bin kişiyi bir türlü yerine getirememişken, Galiçya'ya, Romanya'ya, Makedonya'ya yüz yirmi bin seçme insan yollamışsın! Düşman Irak'ta, karşısına taze tümenler yığarken, İran'a serseri dolaşsınlar diye birlikler salmışsın! Filistin'de kuvvet dengesi, senin zararına bire on artarken, eline geçeni Batum üstünden Bakü'ye göndermişsin! Bunları yaparken, zarar yalnız navlun parası değil... Milyonlarca insan ölmüş, sakat kalmış... Şehirler, kasabalar haritadan silinmiş... Kıtalar büyüklüğünde vatan parçalarını tehlikeye atmışsın! Apansız kendini yıkıntıların ortasında, suçlu buluyorsun! Sorumluluk yükü altında iki büklüm... Hadi dön bakalım dönebilirsen...
Sayfa 127Kitabı okudu
Enver Paşa torpille yükselmiş, Mustafa Kemal Topla Tüfekle
Mustafa Kemal'in Enver Paşa hakkındaki kanaatinin oldukça negatif olduğunu biliyoruz. Vahdettin, Almanya seyahatleri boyunca Mustafa Kemal'in sürekli Enver'i çekiştirdiğini ifade etmekte, ancak detay vermemektedir. Bu detaylar diğer kaynaklardan çıkarılabilir. Mustafa Kemal, Enver'in hayalperest olduğunu düşünmekte, onu "fikir ve kararlarının tatbikatını düşünmeyi teferruat saymak"la suçlamaktadır. Bunun nedenini de hiçbir birlik yönetmeden sirf siyasi bağlantılarla komuta kademesine yükselmesine bağlar; öyle Makedonya'da iki eşkıya ile savaşmak koskoca bir ordunun kaderine karar vermek için yeterli bir tecrübe değildir.
"11 Şubat 1905’te ve sürgün olarak Şam’da Beşinci Orduya bağlı süvari alayına staj için verilen Mustafa Kemal nihayet, 13 Ekim 1907’de, Selânik’te Üçüncü Ordu Kurmay Heyetine tayin olunabilmiştir. Bu suretle sürgünlük sona ermiş, gece gündüz hayalinde yaşayan Selânik’e ve imparatorluğun, fikirler ve hareketlerle durmadan ve bir kazan gibi kaynayan Makedonya bölgesine gelmiştir. "
Sayfa 97 - Remzi Kitabevi, 43. Baskı, 2017Kitabı okudu
Yazgı, yüzünü kara tülle örtmüş bir tanrıdır.
Sayfa 73Kitabı okudu
Osmanlı Hükümeti yetkilileri; Reval Toplantısını, İngiltere'nin Balkanlar'daki Osmanlı toprakları üzerinde kontrol sağlamak isteğinin bir belirtisi olarak yorumladılar. Gerçekten de, İngilizler, özellikle Almanya Bağdat Demiryolu projesini aldıktan sonra, Makedonya vilayetleri'nde reformlarla Avrupa Türkiyesi üzerinde etkilerini artırma çabasına girmişlerdir.Osmanlı devlet adamları, Reval tartışmalarından sonra, İngiliz-Rus tasarısının, merkezi hükümetin Makedonya'daki ordu üzerindeki yetkilerini en aza indirdiğinden ve Avrupa kontrolü altında yeni bir kuvvet oluşturulmasının sadece mevcut bunalımı iyice çıkmaza sokacağından emin oldular.
Böylelikle Reval Toplantısı, Padişahın İngiliz Rus Konvansiyonu'nun Balkanlar'daki olası etkileri üzerindeki daha önceki endişelerini pekiştirmiştir. İngiliz-Rus işbirliği artık Avrupa dışı bir girişim olmaktan çıkmış ve merkez noktası Balkanlar haline gelmişti.
Sayfa 92 - Afa YayınlarıKitabı okudu
