Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Öğrendikten sonra, bütün zorluklar geride kaldıktan sonra; vücudun her parçasında, başlangıçta bu makine kadar kör ve inatçı olan direnmenin yumuşadığını, dokunmanın mümkün olduğunu gördüğü zaman, yazık ki geçiş süresini unutuverir insan."
"Yazıp durmak, kafasını ve ruhunu önemsiz şeylere harcamak, inançlarını değiştirmek, zekasını ve hayal gücünü satmak! Doğasını zorlamak, sürekli heyecan ve karmaşa içinde olmak, dinlenmek nedir bilmemek, devamlı koşturup durmak... Yaz da yaz, tekerlek gibi, makine gibi. Yazmak. Yarın yaz, öbür gün yaz. Tatil gelsin, yaz gelsin; hep yaz, hep yaz! Ne zaman durup dinlenecek, zavallı adam!"
Reklam
"Modern insan dediğimiz kişi arabanın iç hacmi kadar alanda özgürdür, ya da sitedeki apartmanın yüz ölçümü kadar bir alanda. Yakında sadece bilgisayar ekranının inçi kadar özgür olacağız. Teknoloji ilerledikçe insanlar makineleşmedi, insanlara makine satıldı."
Yaradılış Kitabı, Tanrı’nın insanlara hayvanlar üzerinde egemenlik verdiğini söylüyor, ama bunu O’nun hayvanları insanlara emanet ettiği biçiminde de yorumlayabiliriz pekala. İnsan gezegenin efendisi değil, sadece yöneticisiydi ve sonuçta yalnızca gezegenin yönetiminden sorumluydu. Descartes önemli bir adım attı; insanı “maitre et proprietaire de la nature” ( doğanın efendisi ve sahibi ) yaptı. Hiç kuşkusuz bu adımla hayvanların ruhu olduğunu kesinkes reddedenin o olması arasında da derin bir bağ var. İnsan efendi ve sahiptir, diyor, Descartes, hayvansa sadece bir otomat, hareket eden bir makine, bir machina animata. Hayvan yakındığında, bu yakınma değildir; sadece kötü çalışan bir makinenin hırıldamasıdır. Bir vagon tekerleği gıcırdadığında, vagon acı çekiyor anlamına gelmez bu; sadece tekerleğin yağlanması gerekmektedir. Demek ki, laboratuvarda canlı canlı kesilen bir köpeğe üzülmek için neden yoktur.
Descartes hayvanların acıyı hissedemeyeceğini, çünkü hayvanların ruhsuz olduklarını ve insanın tam olarak bir makine olmadığını, çünkü insanın ruha sahip olduğunu savunurken, La Mettrie, 1747′de bu yolu sonuna kadar katederek, L’Homme Machine (Makine İnsan) adlı eserinde insanı tamamen mekanik bir varlığa dönüştürmüştür.
Sayfa 101
Bazen çekip gidesim geliyor, öylesine içten… Neresi olursa olsun diyemem. Mutlaka bir deniz görmeli gözüm. Sol avucumda sıcak elleri olmalı yârimin. Yağmur yağarken ansızın, ne var ne yok toplayıp uzaklara… Bazen çekip gidesim geliyor, ansızın… Yaşama sebebimi sorguluyorum ard arda kendime sorduğum sorularla, fütursuzca… Neden burada olduğumu,
Reklam
"Her dudakta aynı rezil şikayet: Yaşanmaz bu memlekette! Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lâğım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye'nin insanından şikâyetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmazlaştıranlardır."
"Kapitalizm, insan gibi davranan makineler ve makine gibi davranan insanlar üreten bir sistemdir."
311 syf.
9/10 puan verdi
Yazar makine mühendisliğini bitirmiş ; önemli projelerle yer almış , çeşitli fabrikalarda görev almış , kamu deneyimi olan ve en son üniversite hocalığı yapmış meslekte neredeyse her çeşit işi yapmış taktir edilesi bir insan. Kitapta genel olarak teknoloji ve bilimin mühendislikte nasıl bir kilit noktaları olduğunu öğreneceksiniz. Matematiğin Dünya'yı ne kadar değiştirdiğini ve ucunun olmadığını göreceksiniz. Teknolojinin gelişim evrenlerinden birkaçı fark edeceksiniz. Yasaların teknoloji ile uyum içerisinde olma zorumluluğun nedenleri fark edeceksiniz. Kısacası bu kitabı okursanız size birçok ilginç bilgi katacaktır. Mühendislik bölümü okuyan insanların kesinlikle bu kitabı okuması gerekir. (En azından gerçek mühendisliği öğrenmek adına :D Not:ODTÜ , İTÜ ve Boğaziçi okuyan hariç) Üniversite sınavı girecek gençlerin aklında mühendislik olanların araya sıkıştırması iyi olacağı kanısındayım(Bu kitaptaki mühendislik ABD standartın da burada mühendislerin %90 kontrolcü. Bu kitaptaki gibi mühendis olacaksan yukarıda bahsettiğim okullara gitmek gerekiyor bence. ) . En azından sınavdan sonra tercihlerden önce kesinlikle okuması gerekir. Son olarak da bu kitabı bitirseniz dahi mühendisliğin tam olarak ne olduğunu net bir şekilde ifade edemezsiniz. :D
Bir Mühendisin Dünyası
Bir Mühendisin DünyasıJames L. Adams · TÜBİTAK Yayınları · 199964 okunma
"Ne makine şu insan be! İçine ekmek, şarap, balık, turp koyuyorsun; iç çekmeleri gülüşler ve düşler çıkıyor..."
Reklam
İki dünya savaşını da bu geri zekalıların başlatmış olmalarına şaşırmamak gerekiyordu.Birbirlerinden o kadar çok korkuyorlardı ki aynı metroda beş yüz kişi yolculuk yaparken duyulan tek ses makine gürültüsüydü.Halkı aptal ama azınlıkları var olma çabası içinde yarı tanrılar yaratmış bir toplum.Sömürmeye ve sömürülmeye hayatın amacı olarak bakan bu açık tenli ırk,belki de doğanın en büyük hatasıydı. Atom bombası oraya atılmalıymış.Deniz olmalıymış orada.Balıklar bile daha iyi geçinirmiş birbirleriyle.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.