Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Âşıklara “deli” diyorlar, ne masal şey…
Batı kültürünün önde gelen iki miti, klasik bir masal olan Pandora'nın Kutusu ile İncil'deki Cennetten Kovuluş öyküsüdür. Her iki mitte de, kadından gelen kötülük kavramı ebedi bir evreden geçerek büyük etkenliği olan birer ahlâksal kantlama niteliği kazanmıştır.
Reklam
Bugün masal değil, Masaldan daha güzel, gerçek; Bugün yeryüzünde olduğum gün!
Sayfa 186Kitabı okudu
Mutlu son dediğimiz nedir ki Osman? Anlatanlar hikayenin mutluluğa yakın bir yerinde anlatmayı bıraktıkları için birilerinin sonsuza dek pembe bulutlarda yaşadıklarını sanıyoruz.Halbuki Pamuk Prenses ile yakışıklı prens düğün organizasyonu sırasında mutlaka kavga etmişlerdir ,kaynanalar bir şeylere karışmış, kayınço bir hırtlık yapmış, arkadaşlar dolduruşa getirmiştir.Nikah masasında bitmiş bile olabilir bu masal, hiç bilmiyoruz. Ancak bu durum yine de yazarı yalancı çıkarmaz ,insanın nasıl mutlu olacağı hiç belli olmaz.
Otuzbirinci Nesil
Yeniden yaşamaya başlamadan önce Yapılacak işlerim var Görülecek hesaplarım Kötü kişi oldum kendimle Kendimden özür dilemeliyim Sırf aynı şehirde yaşıyoruz diye Yakışır mı onca sokağın ırzına geçmek Hem ne akla uydum da yazdım o mektubu Hadi yazdım neyse, ne bok yemeye yolladım! Yeniden yaşamaya başlamadan önce İyice bir yıkanmalıyım
İnsan hem aşık hem de sabırlı olabilir mi? Bir kelebeğİn ömrü kadar kısa olan aşk, o bekleyiş sırasın­da solarak yakıcılığını yitirmez mi?
Reklam
İnsanoğlu iyi değil. Belki kötü de değil. İkisinin ortası bir şey. Bazen iyi bazen kötü. çoğu zaman kötü. Bencillik mayasında var. Eğitilse yalnızca kendi çıkarını değil birlikte yaşadığı insanların, hatta öteki canlıların haklarını da gözetebilen bir yaratık haline gelebilir
Bazen düşünüyorum da" demiş "yaşam insanoğlu içİn bir armağan mıdır, yoksa ceza mı, çözemiyorum
''Ne bilginler geldi, neler buldular! Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar... Hangisi yarıp geçti bu karanlığı? Birer masal söyleyip uykuya daldılar.''
Usta dediğin yalnızca meslegi değil yaşamı da öğretmelidir çırağına
Reklam
“Biz insanlar gerçekten de tuhaf yaratıklarız.Öyle görkemli düşler kurar,öyle yapıtlar ortaya koyarız ki,görenler hayran kalır.Ama bazen de öyle kaypaklaşır,öyle aceleci davranırız ki,o güzellikleri yaratanlarla bu kolaycı tavrı benimseyenler aynı insanlar mıdır,anlamak zorlaşır.”
“Bazen düşünüyorum da…yaşam insanoğlu için bir armağan mıdır,yoksa ceza mı çözemiyorum.”
“Acıyı bilmeden sevincin anlamını kavrayamayız.”
"Bizans, Osmanlı, saraylar, camiler... Masal gibi. Nasıl desem. Baharatlı bir şehir." "Ama bu, turistlerin gördüğü istanbul, profesör" diye uyardım. "Benim İstanbul'umsa bambaşka. Bu güzellikleri görmeye vaktim olmuyor." "Unutmayın, ben de bu şehirde turist değildim, iki yıl çalıştım." "Ama o zaman farklıydı. Hayat daha kolaydı." Dışarıyı seyretmeyi bırakıp, başını bana çevirdi. Acı acı gülümsedi. "Her çağın kendi zorlukları var ama hiçbiri savaş yıllarıyla karşılaştırılamaz. Umarım hiç savaş görmezsiniz." "inşallah!"
Babaannemden masallar
Bir evvel zaman içtim kadehinden Yüzünün aksinde kış oluyordu yüzüm Kestanelerin içine kar yağarken Ben orada çatladım ve öldüm Elinde yelpazeyle uyukluyor babaannem Hiç masal bilmediğinden kendini tekrarlardı Yüzünde gelincikler ve doksanüç harbi Hatırası çatlayan zamanlar serinlerken Ben içtim o masalı su oldum derken göldüm Şimdi sen bu masalın içindesin benimle Ve bulunduğumuz yerin adı oluyor babaannem Avcunda kestaneler güneşleniyor Mevsiminden düşüyor zaman bu hayale gülerken Yahut mevsiminden düştü zaman, ben babaannemi gömdüm
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.