Canım, güzelim, kederlim, felaketler zamanı gelip çattı, gel bana, nerede olursan ol gel, ister sigara dumanı ile dolu bir yazıhanede, ister çamaşır kokan bir evin soğanlı mutfağında, ister dağınık mavi bir yatak odasında, nerede olursan ol, vakit tamam, gel bana; yaklaşan korkunç felaketi unutmak için perdeleri çekili yarı karanlık bir odanın sessizliğinde bütün gücümüzle birbirimize sarılarak ölümü beklemeni zamanı geldi artık.
senin ağladığını görmek kalbimi acıyla sıkıştırıyor.
Sayfa 124 - Emre alpKitabı okudu
Reklam
Karınca Kumu
Işıl’a.... Yine gittin o karanlık odaya Karanlık uykularına. Sen hep gülerdin oysa, gülüverirdin Bir bakardım eğilmiş su içiyor Gamzelerinden kuşlar. Bir bakardım gözlerinde
Bu çocuksu bakışa herşeyini bağlamıştı yazık, bilmiyor aptal... Söyleyeyim mi ? Tutunduğum dalsın.
Öğleyin Sultanahmet Camii ışık içinde olurdu. O caminin mimarisinde mi ne, ışığı çoğaltma gücü vardı. Orası gönül sıkıcı karanlıkları gideren bir ışıklar mucizesi, bir aydınlıklar sarayıydı. Çinicilik sanatı bakımından Rüstempaşa Camii'ne ne kadar da hayran kalsam, o camide namaz kılmak bana bir Kütahya vazosunun içinde namaz kılmak gibi geliyordu. Galata'daki Yeraltı Camii, Rüstempaşa'dan çok daha karanlık olduğu halde, bana bir açıklık veriyordu.
Mavi
...dünya zannettiğim gibi karanlık değil; mavi. Güneş batmak üzere, her yer masmavi. Yer yer yağmur düşüyor. Yağmur mavisi...
Sayfa 117 - Dokuz yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.