Martılar kadar aç, çığlık çığlığa
İstanbul, ne yapsam evimden görünüyorsun
Mendil satıyor, el açıyorsun
Silinecek camım yok, keşke olsa
İstanbul, acıyla coşkuyu karsambaç yapıyorsun
İtelerdim ömrümü süpürgemin sapı kalsa
Ama sen kendi dulluğunla övünüyorsun
Tarihin saklı duruyor sarnıçlarında
Sen ne kadar sürtüksen, Ankara öyle bekar
Yüzüm solgun, şaştı yolum... benden bu kadar!