Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

‎ماريام m

Ey oğul! Dilediğin gibi yaşa,günün birinde toprak olacaksın .Diledigin gibi sev,bir gün ayrı kalacaksın.Diledigini yap ,gün gelecek karşılığını bulacaksın.
Reklam
“Hırsı bırak,kendini boş yere harcama. Şu toprak altında çırakta bir,usta da…” Mevlana
Hz. Lokman oğluna verdiği nasihatlerde şöyle der; "Yavrum, dünya derin bir denizdir,içinde çokları boğulmuştur.Buna göre ona açılırken bineceğin gemi,Allah korkusu,geminin yükü Allah’a iman ve yelkeni Allah’a tevekkül etmek olsun.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ancak çok güçlü sevebilen insanlar,çok güçlü üzüntüler de yaşayabilirler;fakat bu sevme ihtiyacı üzüntüye karşı koymalarını sağlar ve onları iyileştirir.Bu yüzden insanın ruhsal yapısı fiziksel yapısından daha canlıdır.Üzüntü hiç bir zaman insanı öldürmez.
Çocuklukta sahip olduğum bu tazelik,bu kaygısızlık,bu sevilme isteği ve inanma gücü başka bir zaman geri gelir mi?iki güzel erdemin,tertemiz neşenin ve sınırsız sevilme isteğinin yaşamdaki tek arzu ,tek itici güç olduğu bu dönemden daha iyi bir dönem olabilir mi?
Reklam
“Sevdiğin bir varlığın hatlarını hayalinde canlandırmaya çalıştığında geçmişten o kadar çok anı belirir ki,bu anıları,gözyaşları arasındaymış gibi bulanık görürsün bunlar hayalgücünün gözyaşlarıdır .”
Yaşamda her şeyde simetri var mıdır? Tersine, işte yaşam bu (tahtaya oval bir şekil çizdim). Yaşamdan sonra ruh sonsuzluğa geçiyor; işte sonsuzluk da bu (ovalin bir yanından tahtanın tam ucuna kadar bir çizgi çektim). Peki neden öbür tarafta böyle bir çizgi yok? Evet, aslında sonsuzluk nasıl tek taraflı olabilir, herhalde bu yaşamdan önce de vardık, ama bununla ilgili anılarımızı yitirdik."
Başka bir gün birdenbire ölümün her saat, her dakika beni beklediğini anımsayıp, insanların bunu neden hâlâ anlamadıklarına bir anlam veremeyerek insanın mutlu olmak için geleceği düşünmeden, sadece yaşadığı anın tadını çıkartmak dışında bir yolu olmadığına karar verdim.
Bence insan aklı,her bir insanın Kendi gelişimi sırasında aklın kuşaklar boyunca yürüdüğü yoldan geçer, çeşitli felsefi kuramların temeli olan düşünceler aklın ayrılmaz parçalarını oluşturur;ama her insan bu felsefi kuramların varlığını bilmeden önce de az çok bilincindedir bunların.
Zihnimizden ve hayalimizden hiç iz bırakmadan geçen sayısız düşünce ve hayal arasında derin duygusal izler bırakanlar da vardır.Öyle ki, artık düşüncenin özünü değil,aklında güzel bir şey olduğunu anımsarsin, düşüncenin izlerini hissedersin ve bu düşünceyi yeniden canlandırmaya çalışırsın.
Reklam
Öyle anlar olur, gelecek insana o kadar karanlık görünür ki,insan akıl gözlerini bu karanlığın üstünde durdurmaya korkar, aklının faaliyetini tamamen keser ve kendini bir geleceğin olmayacağına, geçmişin de olmadığına inandırmaya çalışır.
Düşünce inanç haline ancak bilinen tek yolla, genellikle diğer akılların aynı inanca varmak için geçtikleri yollardan çok farklı, hiç beklenmedik bir yolla geçer.
Sayfa 19 - Türkiye iş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Hiçbir şeyi çok istemeyin." Çünkü bir şeye can atmak, kurban gitmeyle aynıdır, hayal kırıklığına ve yanlışlıklara yol açar. Sizin ateşinize uygun bir ateşi, kendinizden yukarılarda bulamazsınız. Krallar gibi, kadınlar da kendileri için yapılan her şeyin aslında yapanın borcu olduğunu sanırlar. Bu kural ne kadar acı olursa olsun doğrudur, fakat ruhun saflığına ve parlaklı ğına zarar getirmez.
Sayfa 129Kitabı okudu
Elbette bunlar insanın ya anladığı ya da anlamadığı şeylerdir . Belki de anlamak için alev alev yanan bir yüreğe ihtiyaç vardır.
İçeride on ikisi de öfkeyle bağırıyor, on ikisi de birbilerine benziyordu. Artık domuzların yüzlerine ne olduğu anlaşılmıştı. Dışarıdaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyor; ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı.
Acı çekmek ne demekmiş asıl şimdi anlıyordum. Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi.
Reklam
Daha anlatsana" dedim. "Hoşuna mı gitti?" "Hem de çok. Seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre boyunca hiç durmadan laflamak isterdim." "Benzinimiz yeter mi ki?" "Yalancıktan doldurursak yeter."
İçte tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıtıcıdır.
Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.
"Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz .Bazen görünen , gerçeğin kendisi değildir .Bu da geçer..."
Çok fazla susuyorsan ,bağırmaman gereken yerlerde bağırırsın.
Ben bir çöl kadınıyım ve bundan gurur duyuyorum. İstiyorum ki benim erkeğim de kumulların yerlerini degiştiren rüzgâr gibi özgürce dolaşsın. İstiyorum ki onu bulutlarda, hayvanlarda ve suda görebileyim."
Reklam
Öyle zamanlar vardır ki, insan hayat ırmağının akış yönünü değiştiremez.
O sırada bakışları önünde, yazı masasının üstünde duran mavi vazoya takıldı. Vazo boştu, yıllardan beri bir yaş gününde ilk defa boştu. Korktu: sanki birden- bire bir kapı görünmeksizin açılmıştı ve başka bir dün- yadan gelen soğuk bir esinti, sakin odasına akıyordu. R., bir ölümü ve ölümsüz aşkı hissetti: ruhunda sanki bir kabuk kırıldı ve adam görünmeyeni, uzaklardaki bir müziği hatırlarcasına, cisimsellikten yoksun ve tut- kuyla düşündü.
Bundan sonra şu gerçeği unutmayın: Tek önemli vakit vardır, o da içinde bulunduğumuz andır çünkü sadece o anda bir şeyleri değiştirebilecek gücümüz vardır. En önemli kişi, o an yanınızda kim varsa odur, hiç kimse kimi bir daha ne zaman görüp göremeyeceğini bilemez. En önemli iş ise iyilik yapmaktır çünkü insanın bu dünyaya gelmesinin başka bir nedeni yoktur."
Sonunda her şey iç içe geçti , birbirine karıştı. Gökyüzünün bütün renklerinin bileşiminden nasıl beyaz bir renk çıkarsa anıları da öyle olmuş ,uyuyakalmıştı.
Mutluluk hayatın sıfırlarının önüne eklenen sayı gibidir .