Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
mezarlar kazacağız içimizde ölenler için
Sayfa 33 - Türkiye iş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Ağaçların arasında sağa sola dağılmış mezarlar gördüm. Mezarları seyredince düşündüm: kimler çekip gitmemişti ki bu dünyadan (...) böyle düşününce kelimeler boğazımda düğümlendi
Reklam
Ah isimsiz mezarlar, taşsız mezarlar Taşları yazısız mezarlar. Eğilsem üstünüze bir söğüt dalı gibi Ağlasam duyarsınız beni sabaha kadar.
bosna ve aliya
Her yaştan evlatlarının arasında kıyamet sabahını bekleyen Aliya'nın gümüş kubbeli kabri şehitliğin ortasında ışıldarken, zihnimde şu sahne canlanıyordu:14 Ekim 1991'de Yugoslavya Meclisi'nde konuşma yapan Sırp lider Radovan Karadziç'in Müslümanların yok edileceğine dair tehditlerine karşılık, Aliya gayet sakin bir şekilde "Bizi yok etmekle tehdit ediyorlar. Ama bilsinler ki Müslümanlar yok olmayacaktır!" demişti. Yok olmak... Ölüm bir son olmadığına ve biz Müslümanlar da bu dünya için yaşamadığımıza göre, evet binlerce şehit verse de Bosna, Müslümanlar yok olmamıştı işte. Olmayacaktı da. Bunları düşünürken, mezar taşlarını okumayı da sürdürüyordum. Çok gençler de vardı aralarında, çok yaşlılar da. Komutanlar da vardı, kendilerini cephede buluveren sıradan delikanlılar da. Epey görkemli (hatta fotoğraflı) mezarlar da vardı, başına bir taş bile dikilmemiş toprak mezarlar da. Ve taşların hepsinde istisnasız şu ayet yazılıydı: "... Onlara ölüler demeyin; onlar diridirler, lakin siz anlayamazsınız!"
Sayfa 28-29Kitabı okudu
"Mezarlar sır saklamak için mi kazılır?
"Fakat annemin toprağının bile acı çekmesinden kaygılanıyordum.O, hayatı boyunca trajik mevsimlerden başka bir şey görmemişti. Ölüyken bile onunacı çekmesini istemiyordum. Onu ziyaret ettiğimde fark etmesin diye kesik kolumu saklardım hep. Ya ölülerin de gözleri varsa? Ya mezarlar uyumuyorsa? Ölümünden sonra başıma gelenleri ona anlatmak için o kadar çok söze ihtiyacım vardı ki... Bunca yıl sonra şimdi onun karşısında dururken, hıçkıra hıçkıra ağlayamadım. Çünkü her zaman daha sonra ağlarız. Yılların tozunu alır gibi, onu ihmal ettiğim için özür dilercesine elimle mermerin üzerini sildim. Sonra mezarın başında Fatiha okumak için tek elimi kaldırdım. O sırada bu sahne bana gerçeküstüymüş gibi geldi. Fatiha okumak için uzattığım tek elim merhamet vermekten çok onu istiyor gibiydi. İç çekip elimi gizledim.
Sayfa 263 - Nemesis KitapKitabı okudu
Reklam
Mezarlar arasında yaşıyoruz.
Sayfa 31 - Ötüken Yayıncılık/14. BaskıKitabı okuyor
Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı Bakıp kapatıyorlar Geceye giriyor türküler ve ince şeyler.
Sayfa 35 - Yapı Kredi yayınlarıKitabı okudu
Sizin İçin
Sizin için, insan kardeşlerim, Her şey sizin için; Gece de sizin için, gündüz de; Gündüz gün ışığı, gece ay ışığı; Ay ışığında yapraklar; Yapraklarda merak; Yapraklarda akıl; Gün ışığında binbir yeşil; Sarılar da sizin için, pembeler de; Tenin avuca değişi, Sıcaklığı, Yumuşaklığı; Yatıştaki rahatlık; Merhabalar sizin için; Sizin için limanda sallanan direkler; Günlerin isimleri, Ayların isimleri, Kayıkların boyaları sizin için; Sizin için postacının ayağı, Testicinin eli; Alınlardan akan ter, Cephelerde harcanan kurşun; Sizin için mezarlar, mezar taşları, Hapishaneler, kelepçeler, idam cezaları; Sizin için; Her şey sizin için.
Sayfa 120Kitabı okudu
Mavi kelebeğin Hikâyesi
1995, Srebrenitsa'da Avrupa'nın göbeğinde, herkesin gözü önünde Sırplar 312 bin Bosnalı Müslümanı öldürdüler. Gizli toplu mezarlara gömdüler, bulunması neredeyse imkânsız. Ara tara toplu mezarlar bulunamazken, bir anda ormanların belli bölgelerinde mavi kelebekler ortaya çıktı. Onların toplandığı bölgeleri kazdıklarında toplu mezarlara ulaştılar. 370 toplu mezar. Sonradan mezarlıklarda kendiliğinden "Artemisia Vulgaris" yani "Misk Otu diye bir çiçeğin yetiştiğini ve mavi kelebeğin sadece bu otla beslendiğini öğrendiler. Mavi kelebek Bosnalılar için bu katliamın sembolü.
Reklam
"Ve ikimiz, mezarlar kazacağız, içimizde ölenler için.."
Kaç mevsim kırlara çıkıp çiçekler topladık mezarlar için Belki ürküttük tarla kuşlarını belki kurdu kuşu ürküttük ama aşkı ürkütmedik hiç -Hâlâ koynumda resmin
Sayfa 79 - EverestKitabı okudu
Okunacak hiçbir hikâye, hiçbir mesnevi, hiçbir şehir tarihi veya haltercümesi kitabı insanlara şu mezarlar kadar içli, onlar kadar sahici bir hikâye anlatamıyorlar. Bu taşlar hikâyenin ta kendisi gibi duruyor. Baksana, Şahin Ağam, kimisi yatık, kimisi yorgun, kimi kırılmış ve kimi diğerine yaslanmış, zamana direnmek istiyorlar.
Sayfa 137
İnsan gençken büyük mutluluğu bekler, kesin ve büyük bir mutluluk. Bu büyük mutluluğu beklerken tek gerçek mutluluk olan küçük mutlulukların ayırdına varmaz ya da tadını çıkaramaz.
EV YAPTIRACAKTI
Sizin istediğiniz mezarlıkta boş yer yok! dediler. Ama eğer isterse başka bir mezarlıkta, yirmi bin liraya iyi manzaralı bir mezar yeri satın alabilirdi. Utanarak, — Daha ucuzu, bana göre bir yer yok mu? dedi. Vardı, onbeşbine, onikibine, onbine de vardı. Düşündü... Arsa işinden tecrübesi vardı. Ertesi güne mezarlar da fırlar, bu paraya, mezar yeri de bulamazdı. Hemen o gün muameleyi yaptırdı, görmeden mezarım satın aldı. Sonra gidip gördü. Kapalı, manzarasız, kırık dökük mezar taşları arasında bir yerdi. Ama o sevindi. Göz bebekleri parlıyarak, ¦— Ooooh, burası benim! Benim! dedi. Şimdi her gün, eskiden işine gittiği gibi sabah erkenden mezarına geliyor, en sonunda bir, toprak sahibi elmanın kıvancıyla burada oturuyor, yabani otları temizliyor, getirdiği çiçekleri dikiyor ve sanki mekânına kavuşacağı günü özlemle bekliyor.
Nesin yayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.