Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anayasa
Madde 1: Kampuçya devleti, toprak bütünlüğüne sahip, bağımsız, birleşmiş, barışçı, tarafsız, bloksuz, egemen, demokratik bir devlettir. Kampuçya devleti, Kampuçya'nın işçi, köylü ve diğer emekçilerinin devletidir. Kampuçya devletinin resmi adı "Demokratik Kampuçya'dır. Madde 2: Bütün önemli üretim araçları, halk devletinin kolektif
Sayfa 160Kitabı okudu
112 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Cumhuriyet'in İlk Yıllarında Din Kitapları
Bugün aslında ciddi bir konu üzerinden inceleme yazıyor olmanın verdiği yük ile buradayım. Her şeyden önce ben 17 yaşında bir lise öğrencisinden ileri değilim. Kendi çapımda okuduklarim ile buradayım ve din gibi hassas bir konuyu ele alabilmek de muhakkak ne kadar zor, anlayabilirsiniz. Kitap Cumhuriyet'in ilk yıllarında ilköğretimde
Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri
Cumhuriyet Çocuğunun Din DersleriAbdülbaki Gölpınarlı · Kaynak Yayınları · 201283 okunma
Reklam
"Batı İran'ı ezmek istemez, hatta sever" Ş.Teoman Duralı Daha önce "Lübnan bataklık olur" diyerek uyarmıştı. Felsefe profesörü Teoman Duralı şimdi de "Lübnan savaşı İran'a saldırının ön hazırlığı mı" sorusunu yanıtlıyor. "Yahudilerin en çok sevmeleri gereken millet Fars milleti olması lazım"
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Dikkat spoiler içerir. Yaşamının büyük bir kısmında İslamcı olarak anılan, sonra da davayı sattı denilen yazarın hayat hikayesi ve inanışını sorguladığı güzel bir kitap. Ardahan'ın Göle ilçesinde Doğan ve ailecek fakir oldukları için yazları sürekli çalışıp ev ekonomisine katkıda bulunmaya çalışan yazar okuldaki din hocasının etkisi ile namaz
Onurlu Çıkış
Onurlu ÇıkışLevent Gültekin · Doğan Kitap · 2017294 okunma
Yine de siyasî merkez için üniversiteye müdahaleyi neredeyse on yıllık periyotlarla sistematik ve kötü bir “gelenek” haline getiren hadisenin 1933 Üniversite Reformu olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım. Aslında reform değil üniversitenin tasfiyesi demek lazım; çünkü Darülfünun'un (88'i profesör, 44'ü doçent, 108'i asistan) toplam 240 öğretim elemanı kadrosundan, 76'sı profesör olmak üzere 157'si bu “reform”la tasfiye ediliyor. Tam bir budama ve aşağıya çekme ameliyesi... Müdahaleler silsilesinin mantığını anlamak için tasfiye edilen Darülfünun'un yerine kurulan İstanbul Üniversitesi'nin açılışında zamanın Maarif vekili Dr. Reşit Galip beyin konuşmasından bir parça aktarabiliriz: "İstanbul Darülfünunu Türkiye münevverliğinin beklediği salâha, inkişafa ve terakkiye eremedi. Memlekette siyasî, ictimaî büyük inkılaplar oldu, Darülfünun bunlara karşı bîtaraf bir müşahit kaldı. İktisadi sahada esaslı hareketler oldu, Darülfünun bunlardan habersiz göründü. Hukukta radikal değişiklikler oldu, Darülfünun yalnız yeni kanunları tedrisat programına almakla iktifa etti. Harf inkılabı oldu, öz dil hareketi başladı, Darülfünun hiç tınmadı. Yeni bir tarih telakkisi milli bir hareket halinde bütün ülkeyi sardı, Darülfünun'da buna bir alaka uyandırabilmek için üç yıl kadar beklemek ve uğraşmak lazım geldi. Darülfünun artık durmuştu, kendisine kapanmıştı (...)".
Sayfa 484Kitabı okudu
Din ticareti yapanların zaafı gerçek ve aydın hareket karşısında aşikardır. Çünkü bunlar yeni hiçbir şey vadetmez. Ve hiçbir müessese getirmez. Onların bu hareketleri, taşkınlıkları zararlı olur mu? Olur. Ama cehalet muzaffer olmaz. İSMET İNÖNÜ - MİLLİ ŞEF
Reklam
Dinim İslam - Anti Kemalistim
Çapıcı bir yazı olacak. Kimileri kabul edecek, kimileri inada devam edeceği bir yazı olacaktır. Kelama başlamadan önce şunu belirtmek istiyorum; bizler Müslüman olduğunu iddia eden fakat bu hususta iman etmiş olduğumuz dinin ilk esası, emri “İkra-Oku” olan buna rağmen, dinimizin; emir, yasak, sosyal yapı, hukuki yapı bağlamında içerisinde esasları
II. Meşrutiyetin ilânından sonra millet/milliyet kavramlarının anlam farklılaşmaları giderek daha fazla milliyetçilik tartışmaları içinde cereyan edecektir. Burada Türk Yurdu mecmuasının yayın hayatına başladığı ve milliyetçilik konusunda, Akif'in başı çektiği Sırat-ı müstakim-Sebilürreşad kadrosuyla ciddi tartışmalara giriştiği 1913 yılı
Sayfa 60 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
Bakın 82 darbe döneminde neler olmuş!?
Diyanet İşleri'nin denetimindeki camilerde görevli imam- lara Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden aylık ödenmesi doğal.Desem ki: "Bir süre bu imamların aylığı "Rabitat-al-Alam al-İslâmi" adlı şeriat örgütü tarafından ödenmiştir." "Olmaz, olamaz" dersiniz. Olmuş. Hem de 12 Eylül döneminde. Hem de Atatürkçü- lükten en çok söz edilen bir dönemde.12 Eylül döneminde görev almış, adının açıklanmamasını isteyen bir bakandan dinlemiştim bu konuyu. "Sayın Mumcu, Diyanet İşleri yurt dışına din hizmeti götür- mekte çok geç kaldı. Kalınca da yurt dışında Süleymancılık, Milli Görüşçülük gibi akımlar at oynattı. Hemen yurt dışına din adamı gönderelim dedik. Baktık mevzuat yok ortada, Tabii pa- ra da... Suudilerle anlaştık. Bir mutabakat gereğince Türk imamlarının aylıkları bir süre, 1982 yılından 1984 yılına kadar Rabıta örgütünce ödendi."
Sayfa 137
Klasik CHP Zihniyeti
Evvelâ şu kadîm Milât'tan evvel kurulmuş Halk Partisi'nden bahsedelim. Milli Mücadele'nin şerefini dahi kimseye vermeyen bu parti, Milli Mücadele'den sonra ne yapmış, nasıl bir yol takip etmiştir? Kardeşlerim; Halk Partisi'nin bu millete yaptığını müstemlekeciler müstemleke halkına yapmamışlardır! Şurası acı bir hakikattir
Reklam
Devletlerin dini sembollerden arındırılması Tanrı'yı yüceltir. İnsanlara baskı yapan asıl düzen laik değil Şeriat düzenidir. Din devletlerinde, bireylerin inancı gerçekten çok büyük baskı altındadır. Bu yüzden din devletlerinde gizli ateizm çok hızlı yol alır. Bir ülkenin vatandaşlarına ekonomik sıkıntılar yaşatması, gerçekte o ülkenin
Sayfa 305Kitabı okudu
Masallar, ilahiler, efsaneler, destanlar, türküler, ninniler, tiyatro, sinema ve edebi eserler: Halk arasında masallar çoktur. Masalların en meşhuru "Hangur" un hikayesidir. Türk mitolojisindeki tepegözü andırır. Demirciliğin dünyaya Kafkasya'dan yayıldığı hakkında ki rivayet ünlüdür. Halk arasında La Fontaine'in kendinden çok
Kuzey Kafkasya Birliği
Çeçen İsyanları tüm çabalara rağmen istenen başarıya ulaşamayınca Kafkasya'da Rus egemenliği uzun süre devam eder. Yıllar sonra Kuzey Kafkas Birlik İcra Komitesi de kendine verilen yetkiye dayanarak 11 Mayıs 1918'de Kuzey Kafkasya'nın bağımsızlığını ilan eder. Bu tarihi belgede şöyle deniliyor: 1- Kafkas Dağlılar Birliği,
421 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.