Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Adolf Hitler - Kavgam İncelemesi.
Burada sizlere hem kitap hakkında, hem o zamana ait, hem sonrasında yaşananlar için az biraz bilgi vereceğim. Umarım konu ile ilgili sizleri çok sık boğaz etmemişimdir? Evet, az uzun oldu ama böylesi bir eser de ancak böyle anlatılabilirdi diye düşünüyorum. 1925 yılında, hiperenflasyonun bitiminden kısa bir süre sonra Almanya'da, o günlerde sağcı
Kavgam
KavgamAdolf Hitler · En Kitap · 201610,7bin okunma
Yol bu yol, dem bu dem, gün bugündür!..
Hayat sonu mutlu biten masallar gibi değildir çoğu zaman. İyiler sonsuza dek mutlu yaşamazlar. Bazen çırpınırken görürsünüz onları; dev dalgaların arasında bir oraya bir buraya sürüklenirken, bazen öfkeli görürsünüz onları;haksızlığın kalp burkan acısıyla gözleri dolarken.Bir bakarsınız hınçları volkan olmuştur gökyüzüne taşar. Bi bakarsınız can
Reklam
Men say " I love you." but, •Alaz Altuğ Sipahi said "Sen kazandın. Ben Alaz Altuğ Sipahi başbelası, küçük bir kadına karşı kaybettim."
Yaralasar - 1
Yaralasar - 1
•Yankı Sarca said "Herkese soğuk, bana sıcaksın. Sen benim yuvamsın."
Sokak Nöbetçileri
Sokak Nöbetçileri
•Tugay Demir Çeviker said "Mahkum değil, senin mahkumunum." Beyaz Leke •Kunt
"Bir mucize mi bekliyordun? Belki biraz anlayış. Neden anlayış göstersin ki sana? Sus artık, uyumak istiyorum, uyumak ve onu unutmuş olarak uyanmak."
Sayfa 57
Bir kadının, kollarınızdayken bile, içine kapanabilmesine, sarıldığınız şeyin, bir uçurumun yüzeyi kadar erişilemez oluncaya dek büsbütün yok olmasına yol açan bu mucize nasıl bir şeydir?
Reklam
339 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Sıradan bir inceleme olsun istemedim
Kitabı okurken Cemil Meriçle sohbet etmiş gibi hissettim. Bu tarz kitapları okumak dinlendirici oluyor. O, "Gönlüyle muhafazakar, dehasıyla devrimci." Bu eserde neler anlatmak istediğini size kendi ağzından konuşurmuşçasına özetleyeyim: Yığın olma! "Kaderimizi çizen toplum, ama ona teslim olunca yokuz,
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821bin okunma
Mucize olsun diye dua edeceğimize yardım etmek için ne yapabiliriz diye sormalıyız.
İnsan yaşamı belirgin olmayan bir deneyim.Yalnızca sayısal açıdan ele alındığında olağanüstü bir oluşum.Bireysel olarak ele alındığındaysa öylesine uçup gidici ve öylesine yetersiz ki herhangi bir şeyin var olabilmesi ve de gelişebilmesi gerçekten bir mucize.
İnsan sevdiği kişilerin çektiklerini düşündükçe ağlayabilir.Yapabilecek en iyi şey.,Tanrı bir mucize yaratsın da insanları korusun diye dua etmek.
Reklam
"Belki bir gün bir mucize olur. Mücizeler zaten hep olurdu, yoksa tırtıllar fillerin yaşadığı bu dünyada nasıl yaşardı?"
Hayatı yaşamanın iki yolu vardır: biri hiçbir şeyin mucize olmadığını düşünmek, diğeri her şeyin mucize olduğunu düşünmek.
Tüketmeye çok meraklıdır insan, başta kendini sonra verilen nimetleri hatta aşkı bile tüketir. Ona aşık bir kalbi bile tüketir, ona bahşedilen bu zenginliğin farkında bile değildir. Öylesine savurur bir başka söze... Sözleri de tüketir insan zamanla oysa ben üreten insanları hep sevdim. Onlardan aldığım enerji hiçbir canlıda bulamadım. Bir domates üretin, bir aşk üretin, bir fikir üretin... Üretmenin sonunda gözlerinizde oluşan ışığı görmek tüm yaşamı güzelleştiriyor. Mucize sizsiniz. Arkanıza önünüze bakmayın. Ellerinize bakın. Ve iyikisiniz.
463 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Angela'nın Külleri
Çocuk dünyaya getirmek kolaydır. Büyütmek ise zordur. Bir çocuk güzel bir evde büyümeyi, iyi giyinmeyi, iyi yemekler yemeyi, iyi okullara gitmeyi ve sorumluluk sahibi birer anne babasının olmasını ister. Unutmayın dünyaya gelmek onların seçimi değil. Onlar masum olarak dünyaya gelirler. Ve gönül ister ki hep masum kalsınlar. Bu noktada küçük Frank'ın hikayesine bir göz atalım isterseniz... Çocuk ve yoksulluk anlatılıyor bu kitapta...Mucize çocuk Frank, İrlanda'nın yoksul mahallelerinde büyümeye çalışır ve 6 yaşlarındadır. Çok çocuklu bir ailesi vardır. Frank paçavralar giyerek, ateş yakmak için sokak kenarlarından kömür toplayarak, yoksulluğa ve açlığa katlanır. Annesi ev kadını ve babası ayyaştır. Babası içer içer ve geceleri barlarda sabahlar. Ayyaş adam eve para getirmez. Angela ise çoçuklarını yaşatmaya çalışan fedakar bir annedir. Sayıları yirmilere varan çocuklar dünyaya getirir ve çoğu ölür. Frank tüm bu sefalete rağmen hayatta kalarak büyür ve Amerika'ya gider. Küçük Frank sonunda öğretmen yazar olur ve kendi hikayesini bu kitapta anlatır. Roman baştan sona dramatik bir yapıda olmasına rağmen dili oldukça neşeli. Küçük Frank ayyaş babasını gülerek anlatıyor. Romanın dili sade ve akıcı. Gerçekçi bir roman hatta gerçeğin ta kendisi. Ben okurken çok duygulandım ve Frank'in yaşam mücadelesinden çok etkilendim Romanı okuyun, eksik kalmayın diyorum...İyi okumalar.
Angela'nın Külleri
Angela'nın KülleriFrank Mccourt · Epsilon Yayınları · 20083,955 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.