Zor Kadın ürkasında büyük bir boşluk, damağımda nefis bir tat bırakarak bitti. Daha önce haftada iki gün paylaşımlarla okuduğum, sonrasında pdf’ini kaç defa okuduğumu unuttuğum bir kitabın bitmesine de bu kadar üzüleceğimi doğrusu hiç tahmin etmezdim.
Aşka değer vermeyen bir adamın; kalbinin aşk ateşiyle sarıldığını bir türlü kabul etmediği, eski
Daha genç olduğum ve daha kolay etkilendiğim yaşlarda, babamın bana verdiği bir öğüt, o gün bugündür hiç aklımdan çıkmaz. “Birini eleştirmeye kalktığında” demişti, “herkesin seninle aynı imkânlarla dünyaya gelmemiş olduğunu aklına getir.”
"Şu malum klişeyi bilirsin,"dedi. "Issız bir adaya düşüyorsun. Yanına yalnızca beş kitap alabilirsin. Hangilerini seçerdin? Bir gün bunları ciddi ciddi düşüneceğim aklıma hiç gelmezdi."
...Arabanın dikiz aynasından salınan küçük seramik pabuca uzanıp ters çevirdi. İçindeki turuncu küçük şekeri avucuna düşürdü. “Bütün suç bu şekerin!” dedi muzipçe.
O şeker, turuncusuyla, kalbindeki metruk şehrin ışıklarını yakmıştı. Bir küçük çocuk koşuyordu şimdi içindeki şehrin sokaklarında. Mor salkımlar salınmıştı bahçe kapılarından.
Bir
Çanta "Muhteşem bir hikaye"
Genç yönetmen yeni filmi için yüzü düzgün, kamera karşısında rahat, düş gücü gelişkin bir kadın oyuncu arıyordu. Gazeteye ilan vererek adayları davet etmişti. Gün boyu peş peşe girdiği mülakatlardan yorgundu. O, kendine yeni bir kahve koyarken, sıradaki oyuncu adayını içeri aldılar. Alımlı genç kız, yüzünde
Bir tilki sonra bir çaylak... Yirmi dört saatlik bir zaman dilimine akşamdan diğer akşam geçen süre ve birkaç gün sonrası. Vefanın en güzel örneği. Ana-Beyit mezarlığı ve Nayman Ana'nın muhteşem efsanesi ile başka alt katmanlardaki hikâyeler. Paralel olay örgüsünün sergilendiği yerde ve gökte yaşananlar. Sovyet baskısında bir yaşam, daha adını öğrenmeden resmi ideolojiyi bilmesi istenen körpe beyinler, aile ilişkilerinde hırs ve çıktığı yumurtayı beğenmeyen oğul... Azgın deve ve macerası gülümsetirken, yaşanan acı dolu gerçekler insanı üzüyor. Okuduğum en güzel romanlardan biri. Mutlaka okunması gereken, anlatımı, dili, mesajıyla bir bütün roman.
"günlerden Pazar, yağmur yağıyor. Kalorifer çok yeni daha evimizde, ne Memet Ali yakmaya alışmış, ne biz yanına gidip ısınmaya.
Ablamla orta odadayız, tek ablam, ağzı var dili yok ablam; konuştuğunu hiç hatırlamıyorum.
Ben gözbebeğiyim yine de, erkek çocuk; büyük övünç belgesi gibi duvara asası geliyor herkesin beni, görür görmez" diye
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata
Ahmet Ümit-Sultanı Öldürmek adlı kitaba yorumum:
Esasında kitabı ilk elime aldığımda acaba tamamen tarihlemi alakalı diye düşünmedim değil. Lakin yazarı Ahmet Ümit olunca içimden bir ses bu kitabı elinden bırakamayacaksın dedi. İçimdeki sese kulak verdim ve bir tanıdığımdan aldığım kitapların ilki olarak bu kitaba başlamış buldum kendimi..
Daha
En iyisi çok okumalı ve bu soruların(dinle ilgili) cevaplarını kendim bulmalıydım. İşte o yaşlarda(14-15) başladım bu konuda okumaya ve hala okuyorum. Bitiremedim bir türlü. Kur’an, İncil,Tevrat,Mevlana, Yunus Emre, Budizm ve daha neler neler.Din felsefesi ve Tasavvufu çok sevdim. Babamın bana 15 yaşındayken hediye ettiği Kur’an hala