Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hüvel-baki
Yeryüzünde insanoğlunun sürekli ıstırap duygusu içinde yaşamasının bir tek nedeni var: mülkiyet.
Sayfa 31 - Kapı Yay.Kitabı okudu
Fakat insanda dini duygudan daha derin ve daha ilksel olan şey nedir? İnsanın kendisi vardır; yani istenç ve bilinç, hür irade ve yasa insanda bitimsiz bir uzlaşmazlık içindedir. İnsan kendi kendiyle savaş halindedir. Niçin?
Reklam
Çağımın acılarını görüp kendi kendime şöyle dedim: Toplumun üzerine kurulduğu ilkeler arasında, toplum tarafından anlaşılmayan, cahillikle hükümsüz kılınan ve bütün hastalıkların sebebi olan bir ilke var.
“ Özel mülkiyetin tanınması bireyselliğe ciddi anlamda zarar vermiş, insanla onun sahip olduklarını birbirine karıştırıp durumu muallak hâle getirmiştir. Bireyselliği kendi ekseninden kaydırmıştır. Büyümeye dayalı refah yerine bireysel kazancı ön plana çıkarmıştır. Öyle ki insan önemli olanın var olmak değil, sahip olmak olduğu fikrine kapılmıştır. Oysa insanın gerçek mükemmelliği sahip olduklarından değil varoluşundan kaynaklıdır. Özel mülkiyet gerçek bireyselliği yerle bir etmiş ve yerine sahte, suni bir bireysellik inşa etmiştir. Toplumun bir kısmını açlığa mahkûm ederek, birey olmalarını engellemiştir. Diğer kısmını ise yanlış yönlendirerek, önlerine engeller koyarak birey olmaktan alıkoymuştur. Aslında insanın sahip oldukları, kişiliğini öylesine tahakküm altına almıştır ki İngiliz kanunları, kişinin mülküne yapılan saldırıları, kişiliğine yapılan saldırılardan çok daha katı biçimde cezalandırır hâle gelmiştir ve tam anlamıyla vatandaş olup olmadığınız sorgulanırken mülkiyet hâlâ temel kriterdir.”
Sayfa 14 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Modern bir konu olan insan hakları, Musevilikte Başkalığın temeli olan bu Komşu nosyonuna dayandırılıyorsa nasıl oluyor da günümüzde On Emir (travmatik olarak empoze edilen ilahi emirler) ve insan hakları arasında olumsuz, tuhaf bir bağlantı kuruyoruz? Başka bir deyişle siyaset-sonrası liberal-müsamahakar toplumumuzda insan hakları, basitçe On Emir'i ihlal etmek için nihai olarak varolan haklardır. "Mahremiyet hakkı" - kimse beni görmezken gizlice yapılan zina hakkı. "Mutluluğu arama ve özel mülkiyet edinme hakkı" - çalma (diğerlerini sömürme) hakkı. "Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü" yalan söyleme hakkı. "Silah bulundurma hakkı" öldürme hakkı. Ve son olarak "Dini inanç özgürlüğü" - sahte tanrıları yüceltme hakkı. Elbette insan hakları doğrudan On Emir'in ihlalini görmezden gelmez ancak (dini ya da laik) güçlerin dışında kalan marjinal bir 'gri bölge'yi açık bırakır: bu şaibeli bölgede emirleri ihlal edebilirim, ve eğer güçler bana müdahale etmeye kalkarsa "Benim temel insani haklarıma saldırıyorsunuz!" diye bağırırım.
Sayfa 709 - Günümüzde Tahakkümün Yapısı: Lacancı Bir Bakış, Slavoj ZizekKitabı okuyor
Mülkiyet, verimliligi teşvik eden ve devlet otoritesinin tekelini sınırlandıran bir unsur olarak haklı görülür. Özel mülkiyet kurumu, devlet sosyalizmini ya da devlet kapitalizmini dışlar, fakat piyasa sosyalizmini ya da karma ekonominin değişik türlerini dışlamak zorunda değildir.
Reklam
Kürtaj, keyfi estetik operasyonlar, cinsiyet değiştirme, genlerle oynama gibi dinimizin aslan müsaade etmediği bedenle oynamalar vekâlet bilincinin mülkiyet bilincine dönüşmesi nedeniyledir. Kendini vekil değil, asil zanneden bu yeni insan için varlık alemi, hesabını vereceği bir emanet değil, zevkini süreceği bir mülkiyettir.
Dünyanın benim olmasını istiyorum [...] ama bu mülkiyet, çok özel tipte bir mülkiyet: bilgi olarak sahip olmak istiyorum ben bu dünyaya [...] Benim için bilginin anlamı büyüleyici bir sahiplenmedir.
Sayfa 7 - SartreKitabı okuyor
اَلَّذ۪ي لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِوَالْاَرْضِۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍشَه۪يدٌۜ Göklerin ve yerin mutlak mülkiyet ve hakimiyet kendisine ait olan Allah'a ama Allah olup biten herşeye şahittir.... Bürüc suresi(85)9.ayet
“Mülkiyet hakkı insanda doğuştan vardır. Mülkiyet hakkı yoksa, toprağı işlemenin sağlayacağı hiçbir çıkar da olmayacaktır. Mülkiyet hakkını ortadan kaldırın, yabani halimize geri döneriz,” dedi. “Aksine, asıl o zaman toprak, şimdiki gibi boş kalmaz. Oysa şimdi toprak sahipleri, bekçi köpeği gibi davranarak, toprağı işleyebilecekken ona sahip olmayan insanları topraklarına sokmuyorlar.”
Sayfa 408Kitabı okudu
Reklam
"İyi tavsiyelere kulak veren bulunsa ve bu tavsiyeler arzu edilen yasaların yapılmasına yol açsa bile, bu yasalar asla tümüyle etkili olmayacaktır. Bu tür yasalarla da toplumsal marazları bir dereceye dek hafifletebilir, yumuşatabilirsiniz. Ama özel mülkiyet var olduğu sürece bunların tamamen iyileşmesini ve sağlıklı bir doğaya kavuşmasını asla bekleyemezsiniz." -Çiğdem Dürüşken
Sayfa 56 - Türkiye İş Bankası Kültür Yay., 2. Basım, Şubat 2018
77 syf.
1/10 puan verdi
Kur'an kıssaları mitolojidir!
Caner Taslaman bu kitabı Mustafa Öztürk ve Fazlurrahman gibi tarihselcilik ekolünü savunan ilahiyatçılara verip veriştirmek için yazmış. Taslaman kitabında Kur'an'da geçen kıssaların mitoloji değil yaşanmış gerçek olaylar ve lafızlarının direkt Allah'tan geldiğini iddia etmektedir. Bir de tarihselciliğe Müşriklerin esatiru'l
Tarihselcilik: Çelişkiler Bataklığında
Tarihselcilik: Çelişkiler BataklığındaCaner Taslaman · İstanbul Yayınevi · 2016212 okunma
Savunulması büyük gerilim gerektiren bir şeydir mülkiyet; sizin ruhlarınız köle, bizimse yalnız bedenlerimiz.
Sayfa 381Kitabı okudu
Tarımın başlaması yerleşik düzenin, dolayısıyla sonradan uygarlık denecek sürecin de başlangıcı olmuştur. Ancak, zaman içinde toprağın mülkiyeti ve bu toprağın korunması önem kazanmış, önce klanlar arası, sonra da aileler arası çatışmalar ve savaşlar kaçınılmaz olarak yaşanmaya başlamıştır. Dolayısıyla, uygarlık denen olgunun mülkiyet edinme ve onu koruma güdüsüyle eşzamanlı olarak ortaya çıktığı söylenebilir.
Sayfa 30
Erdem bir düşten ibarettir, cezasızlıklar kollar sizi,' di­yorlar. Peki o zaman özgürlüğümüze, mülkiyet hakkımıza nasıl bir saygı bekleyebileceğiz? Kısaca; bu mutsuzların durumları ne olursa olsun, karı ya da koca, zengin ya da yoksul, efendi ya da köle, ne olursa olsun, kendi yarattıklan tehlikeler en sonun­da yine kendilerini bulacak, havaya kaldırdıklan hançer kendi böğürlerine inecektir; insanda kendi sapıklıklarını dengeleyen, örten tek özelliği kaldırmaya cesaret eden her bahtsız er geç yı­kılacak, kendi korkunç sisteminin kurbanı olacaktır.*
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.