Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Türk Tarihinin Ana Hatları adlı kitap, "Her durumda, hayatın, herhangi bir tabiat harici etkenin müdahalesi olmaksızın, dünya üzerinde tabii ve zaruri bir kimya ve fizik seyri neticesi olduğunu kabul etmek gerekir," görüşünü öne sürüyordu. Ne var ki, din önemli bir sosyal ve psikolojik olgudur ve evrim geçirir. Ama şimdi insanoğlunun kendi gücünü keşfetmesiyle, toplum doyumun ve güvenin kaynağı haline gelmiş ve insanlığın olgunluğa giden yolda ilerlemesinin temelini oluşturmuştur. 4 Mustafa Kemal'in yarattığı tarih, yurtiçindeki İslam görüşüyle ve dışardan gelen küçültücülüklerle çatışmanın oluşturduğu bir sonuçtu. Mustafa Kemal tarih anlayışının halkına özgüven duygusu vermenin yanı sıra, onları ülkenin İslamiyet-öncesi dönemlere ait kültür mirasını koruyacak, daha iyi ve daha bilgili insanlar haline getireceğini umuyordu. Belirli bir dereceye kadar bunun sağlandığı söylenebilir.
Türkiye'nin İlk Yılları
🗞Yeni Çağrı Gazetesi’nde bu haftaki köşe yazımda, çoğunluğu Mustafa Kemal Atatürk’ün meclis konuşmalarını içeren Türkiye’nin İlk Yılları kitabına yer verdim. 🔖Kitap Mustafa Kemal Atatürk’ün 1 Mart 1924 günü yaptığı meclis konuşması ile başlarken, 1 Kasım 1938 günü Atatürk adına Başvekil Celal Bayar tarafından okunan meclis konuşması ile son buluyor. 📍Eğitimde, sanatta, kültürde, ekonomide, tarımda, hayvancılıkta, endüstride, sanayileşmede, siyasette, dış politikada, sporda, müzikte, hukuk ve adalette, yargıda, kadınlarımıza verilen kıymette, kısacası demokrasi seviyemizi yükseltecek ve bizi çağdaş uygarlık seviyesinde zirveye taşıyacak tüm konularda Mustafa Kemal Atatürk ne yaptıysa, hepsini meclis konuşmalarında anlatmış ve o konuşmalar da bu kitapta yer alıyor. 📍Bizlere düşen görev de O’nun izinden giderek, bu kitabı öğrenim hayatı boyunca gelecek nesillerimize okutmak ve öğretmektir. 🗞Kitapla ilgili çok daha fazlası, Mustafa Kemal Atatürk’ün İslamiyet ile ilgili düşünceleri, İslam dinine verdiği kıymet, eğitim sistemi ile ilgili izlediği politika ve çok daha fazlası köşemde… 🖇yazımı okumak isterseniz link hemen aşağıdadır; yenicagri.com/turkiyenin-ilk-... egazete.yenicagri.com/basili-gazete-s... Kitapla ve sevgiyle kalın...
Reklam
Gerileme döneminden itibaren kaybettiğimiz topraklarda İslamiyetin ve Türklüğün ne adı ne de izi kalmıştır. Daha dün elimizden çıkan Makedonya’da Zabit ve Kumandan İslam varlığına ve hayatına vurulan darbeleri hiç kalp gözümüzden uzaklaştırmayalım. Devletimizin resmî dini İslamiyet, Hristiyanlığın can düşmanıdır. Şu anda Müslümanlar geri kalmış durumdadırlar ve bundan sonra ortaya çıkacak bir hezimet, devletin ve Türk milletinin yok olması, adı sanının silinmesi demektir. Konu dışı olarak düşünülmemesi gereken bu uyarılardaki amacımız, subayları, gölgesinde yaşayabileceğimiz kutsal vatanımızın korunması adına yeniden fedakârlığa davettir.
İran'da konuşulan eski dilde değişiklikler olmuş ama yerini Arapça'ya bırakmamıştır. Ancak İslamiyet'in yayılmasıyla birlikte Arap harfleri kullanılmaya başlanmış, çok sayıda Arapça sözcük Farsça'ya geçmiştir. Farsça'nın başına gelenler, Türkçe'nin de başına gelmiştir. Ancak reformcu Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Türkçe'nin yazımında kullanılan Arap alfabesinin yerine yeni Latin alfabesini getirmiş ve böylece önemli bir kültürel değişimi gerçekleştirmiştir. Türk dil ailesinden dillerin konuşulduğu Sovyetler Birliği'nin bazı eski cumhuriyetlerinde de Türklerdeki durumun benzerine rastlanır.
Sayfa 10 - arkadaş yayıneviKitabı okudu
Mustafa Kemal, İstiklâl Harbi süresince belirli alanlara münhasır kalan Türkçülüğü tedricen öne çıkartacak, askeri zafer sonrasında ise egemen ideoloji haline getirecektir. Resmi organın yayın siyaseti de bu gelişmeyi yansıtmaktadır. Başlangıçta nadir görülen, Müslüman milliyetçisi analizler denizinde adacıklar halinde kalan Türklük vurguları,” tedricen ivme kazanmış; Besim Atalay ve İzzet Ulvi (Aykurt)'un Ergenekon efsanesi, Orhun yazıtları, eski Türk topluluklarında kadının sosyal konumu, Türklerin İslâmiyet öncesi dinleri benzeri konulardaki yazıları,* Rıza Nur'un Cahun'a atıflar yapan değerlendirmeleri,* Tunalı Hilmi'nin marşları, süreç içinde gazeteyi Türkçü bir iletişim aracına dönüştürmüştür.
Sayfa 524Kitabı okudu
Cumhuriyet kurucusu, bir mülâkatında Hz. İsa üzerinden dile getirdiği gibi, peygamberlerin “insani boyuta indirgenmesini” anlamlı bulmakla beraber, bu yapılırken onların “aşırı ölçüde yüceltilmeleri”nin sakıncalı olduğunu varsaymıştır."118Amerika Birleşik Devletleri Sefiri Sherrili ile yaptığı bir sohbetinde de Kur'an'ın Türkçe
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
Buchner, Hıristiyanlığın evrensel bir inanç sistemi niteliği taşımadığını, İslâmiyetin ise ancak göçebe ve yarı göçebelere uygun bir din olduğunu, Müslümanlığın kabülü sonrasında, Arap medeniyetinin ciddi bir gerilemeye girdiğini ileri sürmüştür. Bu iddia, Mustafa Kemal'in seküler Türkçü tarih yaklaşımı çerçevesinde ulaştığı, Türklerin İslâmiyeti kabül sonrasında medeniyet açısından düşüş yaşadıkları tezini desteklemektedir. Büchner'e göre, tek tanrılı olma paydasında birleşen İslâmiyet ve Hıristiyanlık, bilim ve uygarlığa yönelik olarak benzer bir hoşgörüsüzlüğe sahip olup, bu anlamda, paganizmden geriye gidişi temsil etmektedir. Alman materyalist buradan yola çıkarak, deneysel bilimin mevcut tek tanrılı dinlerin yerini almasının gerekliliğini dile getirmiştir. Belirttiğimiz gibi, kitaba düşülen notların bir bölümü, kütüphanedeki kopyanın Mustafa Kemal öncesinde bir diğer okuyucu tarafından gözden geçirildiğini düşündürmektedir. Buna karşılık, seçilen bölümler, onun tarzı ile işaredenmiştir. Bunun yanı sıra kendisinin diğer kitaplarda ilgi gösterdiği konuların, örneğin Hunlara yapılan atıfların altının çizilmiş olması, bunların onun elinden çıktığı tezini desteklemektedir.“ 66
Sayfa 136Kitabı okudu
Cumhuriyet döneminde, kendisine yakın bireylerden toplanan bilgilerle hazırlanan bir diplomatik raporda, Mustafa Kemal'in ilerleyen yıllarda Türk Ocakları çevresinde üretilen milliyetçilikten etkilendiği ve bunu benimsediği ileri sürülmektedir.129 1914 yılına gelindiğinde, Mustafa Kemal'in bu alandaki yaklaşımı daha da netleşmiştir.
Sayfa 103Kitabı okudu
1921 yılı, milliyetçiler adına dönüm noktası oldu. Sovyetler Birliği ve Fransa, Ankara'yı Türkiye'nin meşru hükümeti olarak tanıdılar ve İtalya da güney Anadolu'dan çekilmeyi kabul etti. Bu arada direniş güçleri Ankara'da milli bir ordu halinde örgütlenmekteydi. Mustafa Kemal'in başkomutanlığı almasıyla Türk kuvvetleri,
Sayfa 200 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Müslümanım diyen ve 23 Ekim'i kutlayanlara ithafen;
•Maalesef kemalistlerin birçoğu yakın tarihte yaşananları bildikleri halde Mustafa Kemal Atatürk'ü savunmaya kalkışıyorlar. Bu savunmalardan birisi de ezandan "Allah" isminin çıkarılması ile ilgilidir. Allah ismi ezandan çıkarılmış ve 18 yıl boyunca böyle okunulmuştur. Ancak buna rağmen hala Mustafa Kemal Atatürk'ü
Reklam
_İslamı anlamak için islamın hakim olduğu yerlere ve hakim olmadığı yerlere bakmak yeterlidir. Kendinden olmayanı ezmek ve yok etmek üzerine kurulu siyasal islamın, modern dünyaya entegre olması imkansız. İslamın, insanlığa katkısı nedir? Modern bir insan neden müslüman olmalıdır? _Türkler, İranlılar'ın ve Araplar'ın asla yapmadıkları
Atatürk
_Bir gün ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alıp yapıversinler. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Bu beşik tabiatın
100 Kitap tavsiyesi...
Madem benden tavsiye istediniz, buyrun 100 kitap tavsiyesi... Hak Dini, Kur’ân Dili – Elmalılı Hamdi Yazır Riyazüssâlihin (Hadis) Risâle-i Nûr Külliyatı – Said Nursî Muvazzah İlm-i Kelâm – Ömer Nasuhi Bilmen Asr-ı Saâdet – Mevlânâ Şiblî Hayâttü’s-Sahâbe – M. Yusuf Kandehlevî Nimetü’l-İslâm – Hacı Zihni Efendi İslâm Fıtrî Tabiî Umûmî Bir Dindir –
Gönderi kullanım dışı
Toplantıların ikinci günü olan 5 Eylül'de, Mustafa Kemal, katılan delegelerden bir yemin etmelerini istedi: "Makam-ı celil-i hilafet ve saltanata, İslamiyet'e, devlete, millete ve memlekete manen ve maddeten hizmetten başka bir gaye ve emelimiz olmadığına binaen kongrenin müzakeresi devamı müddetince ihtirasat-ı şahsiye ve siyasiyeden ve fırkacılık amalinden münezzeh bir azim ve iman ile çalışacağıma ve İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ihyasına çalışmayacağıma namusum ve bilcümle mukaddesatım namına vallah, billah." Enver ve Talat'ın savaşın sonunda yurtdışına kaçmalarından evvel kurdukları gizli Karakol Cemiyeti'nin reisi Kara Vasıf da kongreye katılanlar arasındaydı. Mustafa Kemal, Karakol da dahil, eski İttihatçıların artık kendisine bağlılık göstermesini bekliyordu. İstiklal Harbi'nin başından, 4 Ağustos 1922'deki ölümüne dek, Enver uzak, fakat potansiyel bir rakip olarak varlığını koruyacaktı.
Sayfa 113 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
303 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.