Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Siyasetten nefret ederim hiçbir yerde konuşmam da, fakat durum öyle bir hal almış ki insanlar çıldırmış durumda o kadar şuursuzca hareket ediyorlar ki tepki vermemek elde değil, ortada kötü bir gidişat varsa bunun tek sorumlusu yönetim- devlet değildir. Her türlü ahlaksızlığı yapıp, yetim hakkı yiyip, boğazına kadar küfre batıp da sonra çıkıp 'bunun sorumlusu devlettir, yönetimdir' diyemezsiniz. Ve siz kendinizi değiştirmedikçe kim gelirse gelsin çözüm olmayacaktır. Bütün çözümler insanın kendinde başlar, işe kendimizden başlamamız gerekir. Hadis-i şerif'te dediği gibi "Nasılsanız öyle yönetilirsiniz." Kimse oturup bir kurtarıcı beklemesin.
Nasılsanız öyle yönetilirsiniz.
...Geçmişte vermiş olduğunuz kararlar ve şu anda sahip olduğunuz özgür iradeniz nedeniyle olmanız gereken yerdesiniz.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
168 syf.
3/10 puan verdi
Dervişan, yazarın okuduğum ikinci kitabı. Aslında ‘Hamza’ kitabını okuduktan sonra bir daha Ömer Faruk Dönmez kitaplarını asla okumam demiştim. Okumam dedim çünkü üslubunu hiç sevmiyorum. Özellikle de İslami kelamı kullanan kesimin argo ve basit cümleleri kullanarak yaptığı gevezeliğe tahammül edemiyorum. Gerçi çoğu espritüel yazış olarak
Dervişan
DervişanÖmer Faruk Dönmez · İz Yayıncılık · 2020720 okunma
Yöneticiler nasıl olurlarsa olsunlar iyi veya kötü, kahraman veya zalim, daima kendi milletlerinin birer yansımasıdırlar. Onlar, millî ruhun birer kopyasıdır. Bir millet nasılsa, devlet adamları da onlar gibidir. İşte bu nedenledir ki eskiden beri, "Nasılsanız öyle yönetilirsiniz. Her millet, layık olduğu idareye sahip olur. " denilmiştir.
Nasılsanız öyle yönetilirsiniz...
Her kavim, karakterinin uygun olduğu yönetim biçimiyle idare olunur.
Görüyorsun, iyi değilim. Üzgünüm. Kafam karışık. Bu çağda bir müslümanın kafası ne kadar karışık olabilirse, kafam o kadar karışık işte. "Nasılsanız öyle yönetilirsiniz." diye bir hadis var. Mesela biz şimdi dindar bir hükümet tarafından yönetiliyormuşuz. Öyle diyorlar. Allah aşkına sokaklara bir bakın. Kapalısı da açığı da bir acayipleşti! Şeriatçısı da laikçisi de kapitalist oldu anasını satayım! On sene evvel, içki satılan yerlerden alışveriş yapmazdı müslümanlar. Babamın, içki satılıyor diye bazı dükkânlardan alışveriş yapmadığını çok iyi hatırlıyorum. Etlerin İslami usullere göre kesilip kesilmediği sorulurdu on sene evvel. Böyle bir hassasiyet vardı. Ne oldu şimdi? Dev alışveriş merkezlerine son model arabalarıyla gelen sözde dindarlar, kapalı eşleri ve kızlarıyla mağazalarda boy gösterip, kibirli sepetlerini hiç utanmadan tıka basa dolduruyorlar. İçki reyonunun hemen yanıbaşındaki et reyonundan herhangi bir usûl kaygısı duymaksızın kebaplık ve kavurmalık etlerini aldıktan sonra, kıza son moda bir eşarp ve son model bir cep telefonu almak üzere kırıta sırıta uzaklaşıyorlar.
Reklam
136 syf.
6/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Benim için ölümcül yumurta, kahvaltı masasında gördüğüm haşlanmış yumurtadır. Bunu yazarken bile içim kalktı. Kapakta kurbağaları görünce dünyanın en zehirli hayvanı olan bir kurbağa cinsinden falan bahsedecek zannettim. Ama kurbağalarla ilgilenen bir profesörün tesadüf eseri olan bir buluşu ve devamında ortalığın karışmasıymış. 1928 yılında olan bu buluş dikkatimi çekti ve penisilinin bulunduğu tarihi düşündüm. Bakınız çok enteresan aynı sene ve penisilin de Alexander Fleming tarafından tesadüfen bulundu. Tabi bu iki buluş arasında çok büyük bir fark vardı. Penisilin, 2.Dünya Savaşı'nda binlerce hayat kurtarıyordu. Peki bizim hikayedeki! Yarattığın canavar gün gelir seni de yer hesabı bir eleştiri yapılmış. Tabi canavarı yaratan kişi profesör değil, halk ve her şeyi abartan, gerçekleri saptıran medya olmuş. Hatta profesör, gerçekleşen olaylarda en masum kişi. Bulgakov'un eleştirilerinde farkettiğim mesele halkına baya sitemli. Stalin'i veya sosyalizmi değil de, halkını sorunların müsebbibi olarak görüyor. "Nasılsanız öyle yönetilirsiniz."
Ölümcül Yumurtalar
Ölümcül YumurtalarMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,699 okunma
Yöneticiler nasıl olurlarsa olsunlar iyi veya kötü, kahraman veya zalim, daima kendi milletlerinin birer yansımasıdırlar. Onlar, milli ruhun birer kopyasıdır. Bir millet nasılsa, devlet adamları da onlar gibidir. İşte bu nedenle eskiden beri , " Nasılsanız öyle yönetilirsiniz. Her millet, layık olduğu idareye sahip olur. " denilmiştir.
Bu gece ettiğimiz dualardan, sizlerde buyrun:)
Allah’ım! Seni anmak, sana şükretmek, sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et. Allah'ım bana Sana nasıl ibadet edeceğimi öğret ve ibadetimi bana sevdir. Allah’ım! Kalplerimizi birleştir. Aramızı düzelt ve bizi kurtuluş yollarına ilet. Bizi karanlıklardan aydınlığa çıkar ve büyük günahların açığından da gizlisinden de uzaklaştır. Allah’ım! Sen
Nasılsanız öyle yönetilirsiniz...
Tahtından indirmek istediğiniz bir despotsa söz konusu olan, önce onun içinizde kurulu tahtını ortadan kaldırın. Bir zorba özgür ve gururlu olanlara nasıl hükmedebilir, eğer onların kendi özgürlüklerinde bir zorbalık, kendi gururlarında bir utanç yoksa? Ve üstünüzden atmak istediğiniz bir yükümlülükse söz konusu olan, bu yükümlülük size dayatılmadı, onu siz seçtiniz.
Reklam
nasılsanız öyle yönetilirsiniz..!
Halk nasılsa onu yönetenlerde öyledir. Bu yüzden de her halkın hak ettiği iktidarlara ve yöneticilere sahip olduğu söylenegelmektedir.
Tekrar Edilen İki Meşhur Söz...
Emevi halifelerinden Abdülmelik B.Mervân’ın bir defasında çevresindekilere şöyle dediği nakledilir: “Ey halkım! Bizim hakkımızda insaflı değilsiniz. Bizden Ebûbekir gibi Ömer gibi yaşamamızı istiyorsunuz. Biz onlar gibi değiliz. Siz de onların yönettiği halk gibi değilsiniz.” Herhalde halife, o çok tekrar edilen iki meşhur söze atıf yapıyordu: “Kemâ tekûnû yuvella aleyküm” (Nasılsanız öyle yönetilirsiniz). Ve; “A’malüküm ummalükum” (işledikleriniz, idarecilerinizdir; onlar sizin eserinizdir.)
ŞERİAT NİZAMI...
- "Nasılsanız, öyle yönetilirsiniz!" fermanı gereği: Şeriat: "Kahir ekseriyetinin, ruhen Allah ve Resûlü'ne köle olduğu, şahsî yükümlülüğü artsa bile, fedakârlık ahlâkına sahip olduğundan, toplumun; "can", "mal, "nefis", "nesil" ve "din" emniyetinin devamı davasına ayarlı, elinden ve dilinden insanların emniyette olduğu bir topluluğun, Allah ve Resûlü'nün gerçek kölesi, yönettiği toplumun hizmetkârı olan şahıslar tarafından yönetildiği nizamın adıdır... "
Sayfa 87 - Akademya YayınlarıKitabı okudu
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.