“Eğer insanlar sürekli geçmişteki acıları canlandırmak uğruna bu denli çaba harcayacaklarına -neden böyle olduklarını Tanrı bilir- hallerinden memnun olsalar, kayıtsız bir şimdiye katlansalardı, çektikleri acı daha az olurdu.”
Yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz? Düpedüz, sarıl bana dedikten sonra sarılmanın ne anlamı kalır!
"Bir kişi kendinden, kendi koşullarından, doğduğu topraktan, altında yaşadığı gökyüzünden, yaşadığı ilişkilerden, zenginleştiği dilden, en küçük ayrıntılardan nasıl sıyrılır da bir başkası olabilir?"
Merakınız olacak, gidişata bakacaksınız, olaylara müdahil olmaya çalışacaksınız. içine girmeseniz bile ne olup bittiğini bilmeniz gerekir. Dünyayı takip edeceksiniz ama sadece öyle üç beş gazete okuyarak değil tutkuyla hakkını vererek…
“
Tabii gerçek aşk pek az rastlanan bir şeydir, aşağı yukarı yüzyılda iki ya da üç kez görülür. Bunların dışında boş gurur ya da can sıkıntısı vardır.”