Ben kötü bir kadınım, mahvolmuş bir kadınım, –diye düşünüyordu,– ama yalan söylemeyi sevmiyorum, yalana katlanamıyorum, oysa onun (yani kocasının) gıdasıdır yalan. O her şeyi bilir, her şeyi görür; bu kadar sakin konuşabildiğine göre ne hissediyor? Beni öldürse, Vronskiy’i öldürse ona saygı duyardım. Ama hayır, onun için gerekli olan tek şey yalan ve nezaket,” diyordu Anna kendi kendine.