Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
124 syf.
9/10 puan verdi
Yavuz Sultan Selim Han, kısacık iktidarı döneminde ülkesini başarıdan başarıya taşımış, sahip olunan toprak miktarını üç katına çıkarmış ve ittihad-ı İslam adına ömrünü feda etmiş bir Osmanlı sultanıdır. Şehzadeliğinden itibaren kafasında planladığı büyük İslam birliği hayali, onu, hayatının son anlarına kadar gayret ve mücadele içinde olmaya
Yavuz Sultan Selim
Yavuz Sultan SelimYavuz Bahadıroğlu · Nesil Yayınları · 20111,159 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Yazar dördüncüsü olan bu kitabında, Seyyah olur ve Fesleğen’inin peşine düşer. Sevdiğinin sevdirdiği yolda; özlemle, hüzünle, gözünde yaşlarla ilahi bir aşka, ilahi bir aşkla yürür. Ve okurlarına bu kitabı bitirmek için değil; anlamak, gelişmek ve değişmek için okumalarını önerir… Sevmek insanın ateşidir. Sevdin mi ateşin yükselir, içten içe
Eyvallah 2
Eyvallah 2Hikmet Anıl Öztekin · Hayy Kitap · 20175,5bin okunma
Reklam
352 syf.
·
Puan vermedi
·
57 günde okudu
George Orwell 1984 kitap tahlili(spoiler içerir) 1-Roman Türü: George Orwell'in 1984 isimli eserinde distopya türü ele alınırken; sistem, bürokrasi ve yönetimlere eleştiri söz konusu olmakla birlikte en net esas alınan şey totalirizm eleştirisidir. 2-Olay Örgüsü: Olay kurgusal bir evrende geçmektedir bu kurgusal evrende Dünya:
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,9bin okunma
Kalender’de Bir Gece - Μια νυξ στο Καλεντέρι[*]
Sıcak dalgasının evde durmayı olanaksızlaştırdığı kavurucu ağustos gecelerinden birinde, temiz hava almak ve açık bulursam Andoni'nin kahvesinde bir kahve içmek için Kalender'e gitmeye karar verdim. Kalender, Boğaziçi'nin en güzel iki köyü olan -nedendir bilmem, çok beğenilen Büyükdere ya da bizim bildiğimiz adıyla Vathyrriaks bana
374 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Margaret Atwood’un kaleminden çıkmış olan “Damızlık Kızın Öyküsü” eseri okuduğum en güzel distopyalardan biriydi. Aslında eseri okurken çok sinirlensem de, emin olun merakınıza yenik düşüp ilerliyorsunuz. Amerika’da yaşanmış bazı olaylar sebebiyle ülkede radyasyon ve hastalıklardan dolayı doğurganlık büyük ölçüde azalıyor. Ülkede ise bazı yasaklar konmaya başlıyor. Neslin devamı için kadınları sadece cinsel bir obje olarak görüp, onların sürekli doğum yapmalarını istiyorlar. İşte bu kadınların, yüksek rütbeli komutanlara verilenine “Damızlık Kız” ismi veriliyor. Doğum yapmayan kadınlar ise farklı görevlere tahsis ediliyorlar. (Hizmetçilik vb. gibi) İşte sinirlendiğim noktalardan biri de burada başlıyor. Damızlık kızların doğurganlık dönemlerinde yanlarına verildikleri komutanlarla birlikteliğe hazırlanıyorlar ve komutanın eşi de bu esnada onların yanında bulunuyor. Bu damızlık kızlar o kadar hor görülüyor ki onların bir isimleri bile yok. Genelde yanlarındaki komutan kimse “onunki” adını alıyorlar. (Fredinki gibi) Çocuk doğuramayanlar ise ağır şartlar altında çalışmaya maruz bırakılıyorlar. Ben bunlara eziyet diyebiliyorum sadece ve bu eziyetin benzerlerini de yaşıyor olmak beni korkutmuyor değil. Ülkemizde yaşanan “kuma” olayları, çocuğu olmuyor diye boşanmayı tercih eden aileler… Az da olsa kadın-erkek olarak bu olaylara onay verenler de var ne yazık ki. Eserin devamında bir isyan bekliyordum ben; fakat olmadı. Belki de devam kitabında karşılayacaktır beni. Sabırsızlanıyorum okumak için. Sevgili okurlar kadınların köleleştirilmediği, tüm haklarının korunabildiği güzel günlere…
Damızlık Kızın Öyküsü
Damızlık Kızın ÖyküsüMargaret Atwood · Doğan Kitap · 201911bin okunma
İran'ın en kudretli Şahı Hüsrev Perviz'le evlenmişti. Tüm ülke yeni kraliçenin bir kafir olduğunu öğrenince isyan etti. Ama şah onu herkesi karşısına alacak kadar çok seviyordu. Ayrıca Hüsrev Perviz güçlü bir hükümdar olduğu kadar zeki bir adamdı da. Dünyevi güzelliğin ne derece geçici bir şey olduğunun bilincindeydi. Bu yüzden de sevdiği kadının güzel yüzü ve eşsiz vücudunun mermerden bir heykelini yapması için zamanın en tanınmış heykeltıraşı Ferhat'ı görevlendirdi. Genç sanatçı her gün kraliçenin cennete yaraşır güzelliğine bakarak çalışırken sonunda karşı konulmaz bir aşk ateşiyle yanmaya başladı. Nereye gitse, ne yapsa, gece gündüz demeden her yerde bu meleğimsi yüzü görür olmuştu. Sonunda tutkusuna daha fazla direnemedi. Heykel her geçen gün kraliçeye daha bir benziyor, heykeltıraşın ses tonu yüreğindeki fırtınayı ele veriyordu. Ve günün birinde şah da durumu fark etti. Büyük bir kıskançlıkla kılıcına davrandı ama Şirin kendisini heykeltıraşın önüne siper ederek adamı korudu. Yarattığı eserin yüzü suyu hürmetine de Hüsrev Perviz heykeltıraşın hayatını bağışladı ama onu onu ömrünün sonuna dek Bisütün Dağları'nda sürgüne gönderdi.
Reklam
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"KULAK VER SÜKÛTUMA" "Ömür ile ölüm arasındaki ayraçtır insan. Zamanın naif özgürlüğü sarar insanın bedenini. Ölene kadar unutur güzel ahlakı, sevgiyi, sevilmeyi. Asıl mesele zor gelir insana. Unutur da yaşar bir ömür boyunca gelip geçici işlerle. Hapsolur bulunduğu çıkmaz dairenin içine. Ve bir gün ölüm ile dünya uykusundan
Kulak ver Sükutuma
Kulak ver SükutumaMetehan Baltacı · Bengisu Yayınları · 202323 okunma
560 syf.
·
Puan vermedi
Seriyi iyice sindirdiğime göre yorumunu yapma vakti gelmişti, bir yere kadar spoi yok. Bu seri bazen iyi anlamda bazen kötü anlamda beni aldı aldı yere çarptı. Fantastik serilerin vahşi halini ilk defa okudum, bundan önce okuduklarım peri masallarıymış. Baş karakterimiz Rin'i bazen çok sevdim bazen boğmak istedim bu açıdan çok gerçekçi bir
Yanan Tanrı
Yanan TanrıR.F. Kuang · İthaki Yayınları · 2022325 okunma
198 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Nasılmış Bu Yaşam Denen Şey?
"Öyle miymiş?"... Ne var bu soruda? Belki üstten bir tavır, bir kinaye ya da bir bilmeyen kişinin sancısını belli edişi, bilmediğini öğrenme çabası ya da bir şey bilmesi ama bu bildiğinin ötekilerin bildiklerine uymayışı sonucunda duyduğu şaşkınlık, yabancılık... Hepsini tek hamlede düşündüren bir soru "Öyle miymiş?". Kitabı da
Öyle miymiş?
Öyle miymiş?Şule Gürbüz · İletişim Yayınları · 20161,422 okunma
180 syf.
10/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Türkçe / English Review
Kitabın diğer incelemelerini incelerken çoğu okurun eserden "Çocuk kitabı" diye bahsettiğini gördüm ve
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı Çocuk
ile benzer bir karışıklılığa girdiğini fark ettim. Maalesef günümüzde eserlerin baş kahramanları çocuk olunca hemen çocuk kitabı etiketi yapıştırılıyor içeriği göz önünde bulundurulmadan.
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı Çocuk
'da olduğu gibi travmatik
The Giver
The GiverLois Lowry · Laurel Leaf Publishing · 2002885 okunma
Reklam
Clay aralarındaki binlerce kilometrenin, onu Julia'nın yalanlarına ve canını yakma ihtimaline kar- şı koruyacağını düşünüyordu. Aralarındaki kilometre farkını kapatmadığı sürece sorun olmazdı. Bu yüzden de telefonu çalıp da ekranda Julia'nın adını görünce hemen cevapladı. "Merhaba." "Selam," dedi Julia uykulu ve
Sayfa 55
"Gün doğmuştur yine üzerimize. Ümit ile, inanç ile göstermiştir bizlere yeniden başlamayı, umudu, hayatı ve en önemlisi en büyük anlamı göstermiştir bizlere. Aslında ne de büyük anlamlar varmış her gün doğan güneşte, bakmasını bilene. Bulutlara ne demeli. İçinde tutar tutar da ağlarmış yeryüzüne. Kimseye anlatamazmış, anlatsa da anlamazlarmış bulutları. İçine attıkça içinde birikir ve bir anda ağlayarak rahatlarmış. İçini döktükten sonra ise güzelliğin timsali olan gökkuşağını güneş ile çıkartırmış. Onların dertleriymiş bize bu kadar güzel görseller sunan. Bir dertmiş onlara bunları yaptıran. İsyan etmezlermiş dertlendikçe. Bizim ayrılığımız bir başkası için sıkıntı oluşturmasın der, güzellik sunar dururlarmış bizlere. Ne çok örnek alınacak yönleri varmış güneşin, bulutların, yağmurun, gece ve gündüzün. İnsanlarda olmayan..."
"Gün doğmuştur yine üzerimize. Ümit ile, inanç ile göstermiştir bizlere yeniden başlamayı, umudu, hayatı ve en önemlisi en büyük anlamı göstermiştir bizlere. Aslında ne de büyük anlamlar varmış her gün doğan güneşte, bakmasını bilene. Bulutlara ne demeli. İçinde tutar tutar da ağlarmış yeryüzüne. Kimseye anlatamazmış, anlatsa da anlamazlarmış bulutları. İçine attıkça içinde birikir ve bir anda ağlayarak rahatlarmış. İçini döktükten sonra ise güzelliğin timsali olan gökkuşağını güneş ile çıkartırmış. Onların dertleriymiş bize bu kadar güzel görseller sunan. Bir dertmiş onlara bunları yaptıran. İsyan etmezlermiş dertlendikçe. Bizim ayrılığımız bir başkası için sıkıntı oluşturmasın der, güzellik sunar dururlarmış bizlere. Ne çok örnek alınacak yönleri varmış güneşin, bulutların, yağmurun, gece ve gündüzün. İnsanlarda olmayan...
Acaba hayvanlar da sabırsız mıdır? Kedim Art décoya kapıyı açmazsam patileriyle kilidin üstündeki anahtarlarla oynar durur. Kedi Gaston acıktığındaysa mama kabını doldurana kadar saatlerce miyavlar. Bir hayvanın sabırsızlığını dindirmek için ne yapmalı? Ona ağır ol denir mi? File bile mi? Ya alınırsa? İneklerse sabırlıdır. Pek öyle beklentileri yok gibidir. Ellerindekiyle yetinirler. Üstelik memnun da olurlar. İsyan etmezler. Diğerleriyle hemfikirdirler. Doğayla, dünyayla, belki de kasaplarla bile uyum içindedirler. Evcil hayvanlar epey sabırlıdır aslında, Rina Ketty'nin güzel şarkısını mırıldanarak asla geri dönmeyecek olan sahiplerini aylarca bekleyebilirler.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.