Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Önemli
Ne vakit ki Hakk inkârcılara "cehenneme gidiniz" diye seslenir. Onlar, "Ne sebeble?" derler. Yüce Hakk, "Uygun olmayan inanışlarınız sebebiyle" diye cevap verir. Derler ki: "Küfrümüz ilâhî irâden ile oluşmamış mıydı?" Buyurur ki: "Evet, fakat irâdem ilmime ve ilmim de sizin hakikâtlerinizden aldığım bilgiye yani bilinene bağlıdır.
Sayfa 114 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
... O sana soz verirken Allah orada değil miydi, ona ne şüphe, ona ne şüphe , elbette oradaydı! Amacı her ne ise , onu elde edebilmek için Allah'ı da aldattı yani o şahıs.Bu sebeble sen onu Allah'a havale et ! En münasip zamanda, en isabetli silleyi Allah ' tan başka kim vurabilir?
Reklam
Helal Olsun
Tıp profesörü yıllarca öğrencilerine şu dersi verirdi: Karşınıza gelen biri, şikayeti ne olursa olsun, siz ona hastalığını söyleyinceye kadar henüz hasta değildir. Sadece bir “hasta adayıdır”. Bu sebeble dikkatli olun, “hasta adaylarını” gerçek hastalar yapmayın.
Hasta Adayı; "Tıp profesörü yıllarca öğrencilerine şu dersi verirdi: Karşınıza gelen biri, şikayeti ne olursa olsun, siz ona hastalığını söyleyinceye kadar henüz hasta değildir. Sadece bir “hasta adayıdır”. Bu sebeble dikkatli olun, “hasta adaylarını” gerçek hastalar yapmayın. Hastalık yok, hasta insan vardır. Modern toplumlarda insan, hasta olmaya, doktor kontrolüne, ilaç kullanmaya istekli kılınmaktadır. Gazetelerin magazin sayfalarında tıp, şarlatanlıklarla ortaya serilip durmakta, bu sayfaların tiryakisi haline gelen insanlar her gün kendilerinde yeni yeni hastalıklar keşfetmektedirler. Ve böylece hastalık olmadığı halde sürü halinde hasta insanlar imal edilmektedir. Bunun çok tabii sonuçlarından biri olarak insanlar akın akın sihirli küçük maddeciklere saldırmaktadırlar: Yani ilaçlara. Gerek ilaç düşkünlüğünün gerekse “hastalık” düşkünlüğünün oluşturduğu “hasta toplum”dan kurtulmayı, sağlıklı toplumlar meydana getirmeyi tasarlayan, uygulamaya çalışan, insanı asli yapısından döndürmeye çalışanlar buna gayret eden kümelenmeler var. İngiltere’deki bir İslâmî cemaatin bu konudaki uygulaması ise son derece farklı. Cemaatin tıp fakültelerinden mezun birkaç doktoru var. Fakültelerde öğrendiklerini gerçi bir tarafa atmamışlar, ancak bunları tümüyle bir gözden geçirmişler. İcra ettikleri doktorluğun temeli ise “Tıbbı Nebevi.” İşlerinde bir sıhhat, dirilik, tabiilikten gelen bir safiyet ve kolaylık ve hepsinden önce de hastalığın da şifanın da Allah’tan olduğuna inanmanın verdiği bir etkinlik var. Yarayı hemen kapayacak merhemi bulmuşlar..."
Ne sebeble olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir.
Ey kemâl sahibi Allah ne seninleyim, ne senden ayrı. Seninle keyfiyetsiz, sebebsiz, illetsiz bir haldeyim. Biz balıklarız, hayat denizi sensin. Ey iyi sıfatlı Allah, senin lûtfunla diriyiz. Sen düşünceye de sığmazsın, sebeble de izah edilemezsin.
Reklam
Hasta adayı
Tıp profesörü yıllarca öğrencilerine şu dersi verirdi: Karşınıza gelen biri, şikayeti ne olursa olsun, siz ona hastalığını söyleyinceye kadar henüz hasta değildir. Sadece bir “hasta adayıdır”. Bu sebeble dikkatli olun, “hasta adaylarını” gerçek hastalar yapmayın.
Hasta adayı...
Tıp profesörü yıllarca öğrencilerine şu dersi verirdi: "-Karşınıza gelen biri, şikayeti ne olursa olsun, siz ona hastalığını söyleyinceye kadar henüz hasta değildir. Sadece bir "hasta adayıdır". Bu sebeble dikkatli olun, "hasta adaylarını" gerçek hastalar yapmayın."
Bir kumanda merkezine sahip olmanın kaçınılmaz şekilde zayıf bir tasarım olduğu aslında yeni bir düşünce değil. Bunu ilk dile getiren kişi "Katı olan her şey buharlaşır" diyen Marx'tı. Marx ve Engels'in Komünist Manifes­to' da yer alan, her şeyi (toplumu, ekonomileri, sınıflan, hiyerar­şileri) mahveden kapitalizmin yıkıcı gücünü açıklayan bu cümle, Marshall Berman'ın modernlik deneyimi üzerine yazdığı başa­rılı kitabının da başlığıydı. O ifadedeki en zengin anlam neydi? Tek bir örnek vermek gerekirse, modern olanın bir sembolü ola­rak merkezileşmiş devlet, er ya da geç yıkılmaya mahkûmdur. Sağlam ve yıkılmaz olarak düşündüğümüz her düzen de aynı sona doğru ilerler, çünkü bu kadar merkezileşmiş ve güçlü bir hiyerarşiye sahip bir sistem, aksine çok kırılgandır. Bu sebeble, sağlam bir toplum ve gelecek için -bunu söylemek ne kadar ga­rip görünse de- bitkilerin oluşma ve işleme şeklinin model ola­rak alınması gerekir.
Ne sebeble olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir.
Reklam
Tıp profesörü yıllarca öğrencilerine şu dersi verirdi: Karşınıza gelen biri, şikayeti ne olursa olsun, siz ona hastalığını söyleyinceye kadar henüz hasta değildir. Sadece bir "hasta adayı" dır. Bu sebeble dikkatli olun, "hasta adaylarını" gerçek hastalar yapmayın.
Peki kimdi bu adamlar? çoğu hayalperest olmasının yanında kaybedilen toprakları geri almak bağımsız olmayan bütün halkları özellikle afrika, asya ve Ortadoğu'daki bütün halkları emperyalistlere ve sömürgecilere karşı örgütlemek ve bağımsızlığını kazanmaları için teşkilatlandırmak istiyorlardı. İngilizlerin ve Fransızlar son yıllarda Osmanlı topraklarında casusluk faaliyetlerini yaygınlaştırmışlardı. Teşkilat ise faaliyet alanlarını öyle bir arttırmıştı ki çoğu İngiliz muhbirini yönledirecek bilgi ve kapasitesiye ulaşmışlardı. Peki bu adamlar bügun yaşasaydı neler yapabilirdi? İlki her ne sebeble olursa olsun "MUSUL VE KERKÜK"ün statüsünü yeniden gündeme getirir, ulusun bütün dikkatini bu yöne çevirirdi. İkincisi " Nahçıvan Özerk Bölgesini" Tamami ile kendi yönetimine bağlanmasını talep eder,(İran) bu sayede ortaasyada ve uzak Asya'da Çin yayılmacılığını durdurmak için tüm halkları örgütlerdi. Üçüncüsü Yunan yayılmacılığını önlemek için anlaşmalarla silâhsız statüsü kazandırılan adaları yeniden aynı statüde kalması için dünya kamuoyunu harekete geçirirdi. Kıbrıs tsmamı ile ilhak edilirdi. Filistinde 7. Ordunun yeniden kurulması için diplomatik girişimler başlatılır tüm İslam dünyası hharekete geçirilirdi. Tüm Afrika kıtası yıllardır doğrudan yada dolaylık sömürülmekte. Bunun için tüm kıtada yeniden ayaklanmalar başlatılırdı. İşte bu adamlar bu derece hayalperestti ve sonuç devlet mondrosa mahkum edildi.
Sayfa 59
201 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.